Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Ben hiçbir zaman başkalarının zevkine ortak olmadım. Ya katı bir duygu, ya mutsuzluk duygusu engel oldu bana. Yaşam derdi, yaşam güçlüğü. Bütün sorunların içinde en önemlisi insanlarla uğraşmak. Kokuşmuş toplumun şerri, yiyecek giyecek belası, bunların hepsi durmadan gerçek varlığımızın uyanmasına engel oluyorlar. Vaktiyle onların arasına karışmıştım; başkalarını taklit edeyim dedim. Baktım, soytarıya dönmüşüm. Adına zevk dedikleri her şeyi denedim; gördüm ki başkalarının zevki bana yaramıyor. Her yerde, her zaman yabancı olduğumu hissettim. Diğer insanlarla aramda en ufak bir ilgi dahi yoktu. Başkalarının yaşam tarzına ayak uyduramazdım. Kendi kendime derdim ki hep: Bir gün toplumdan kaçacağım; bir köyde, gözden ırak bir yerde kendi köşeme çekilip yaşayacağım. Ama inziva hayatını şöhret için istemiyordum. Kendimi birinin düşüncesine mahkum etmek, birinin taklitçisi olmak değildi istediğim. Nihayet zevkime göre bir oda yapmaya karar verdim. Sadece kendimin bulunacağı, düşüncelerimin dağılmayacağı bir yer."
Sayfa 80
Birazdan kudurur deniz Birazdan dalgaların sırtından Üst üste fışkıran rüzgarlar Bir intikam gibi saldırınca üstüne Yüzüne şarkılar çarpar Yüzüne şiirler çarpar ağlarsın Sen artık sen artık buralarda duramazsın
Reklam
Kesip atmanın kolay olduğunu öğrendim. İnziva? Kolay. Saklanma? Erime? Basit. Sen dünyadan kendini çekersen, dünya da aynı ölçüde geri çekilir. Çift yönlü bir iştir, sen ve dünya.
Eskiden onu babam gibi sevenlerin ve eniştem gibi sevmeyenlerin şimdi hemen hepsi ölmüşler yahut ölmüş gibi, hep birer köşeye çekilmişler! İhtiyarların böyle, mezarlıklara düşmeden önce, düştükleri bir "araf" hayatı vardır. Ölüm, onlar daha hayat içindeyken, böyle yalnızlık, sükut ve inziva ile başlar.
Şimdi yeni bir sevda mı olur,  Kimsenin kapını çalmadığı bir inziva mı;  Tutar sıfırdan başlarsın.  Yoksa bu ilişkiler, bu zaaflar  Seni yiyip bitirir,  Seni yiyip bitirir,  Dirhem dirhem azalırsın. YUSUF HAYALOĞLU
432 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Reşat Nuri ,Türk edebiyatının en beğendiğim yazarlarından biridir.Romanlarında seçtiği konular hayatın içinden,bizlerden birinin yaşadıkları gibi,.... bazı eserleri de filmlere konu olmuştur zaten.Akşam güneşi de de eski bir zabit olan nazmi beyin hızlı,macera dolu hayatı sağlık nedeni ile emekliye ayrılmasıyla değişir ,inziva hayatına çekilmiş iken eşinin yeğeni hayatına girer ve ilerleyen yaşında onunla aralarında geçen imkansız aşkı konu alır.
Akşam Güneşi
Akşam GüneşiReşat Nuri Güntekin · İnkilâp Kitabevi · 20103,666 okunma
Reklam
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,1bin okunma
Yalnızlık ve inziva sonsuz, koyu yoğun gecelere benziyordu. Koyu, yapışkan, bulaşıcı karanlıkları olan ve boş kentlere çökerek şehvet ve kin uykuları yaymayı bekleyen gecelere benziyordu.
Sayfa 69 - YKYKitabı okudu
Kemal Sayar
Yalnızız ama yakınlıktan da korkuyoruz. Bir arkadaşlığın bizden istedikleri olmaksızın yoldaşlık duygusu verebilecek teknolojiler istiyoruz. Siber âlem bir kaçış yeri, bir inziva mekanı.
Sayfa 14 - Yalnızız
1254 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Sadece bir kere okuyarak Risale-i Nur'dan Sözler kitabını eleştirmek ne haddime ? Aşağıdaki konferansı okursanız şayet, Üstad ve Risale-i Nurlar hakkında genel bir bilgi edinmiş olacaksınız. Kendinize bir şans verin. Bu kitap okuduğunuz kitaplar gibi değildir. Okuyarak zaman kaybetmiş olduğunuz tüm kitaplara lanet okutur,
Sözler
SözlerBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 20125,5bin okunma
Reklam
‘’ 6. asırda İspanya’nın Barselona şehrinde (ülkenin ikinci büyük şehirlerinden) üçsüz bin Protestan’ı katlettiler. Fransa’da o kadar Protestan öldürdüler ki, birinci derecede olan ülke ikinci ve üçüncü dereceye kadar düşme gösterdi. Bu katliam Protestanların aydın olmasından dolayı gerçekleşiyordu. Buna ilave olarak bu insanlar servet sahibi, çalışkan, aktif ve hayatın şartlarını göğüsleyebilecek özelliklere sahiptiler. İnziva, cennet satma, tevessül (beşerden yardım istemek), Katoliklerin ilan ettiği gibi dünya ve hayat değersizdir, lezzet tanrının zıddıdır ve buna benzer sayısızca hurafeyi kabul etmiyorlardı. Protestanlar, Fransa’nın bütün servet, sanat, sermaye ve faaliyetlerini ellerinde bulunduruyorlardı ve Fransa’nın sağladığı gelişmeler onlara minnet borçluydu. Onlardan o kadar öldürüp katlettiler ki geriye kalan bir grubu başka ülkeye firar etmek zorunda kaldı ve bunun neticesinde bu Fransa birkaç sene sonra düşme noktasına geldi. ‘’
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.