Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
400 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Neredeyse evrensel bir tarih.
İnsanlığın saçmalık tarihi anca bu kadar güzel bir üslupla ele alınabilirdi. İroni tarzını baştan sona koruyan bu eser okuyucunu gülsem mi ağlasam mı çelişkisi içine sürüklüyor. Yunan mitolojisinden başlayarak tarihte yer edinmiş türlü türlü inançları ele alması insanlığın geçtiği yolların ahmaklık taşlarıyla döşendiğini düşündürüyor. En azından
Aynalar: Neredeyse Evrensel Bir Tarih
Aynalar: Neredeyse Evrensel Bir TarihEduardo Galeano · Sel Yayıncılık · 20201,204 okunma
Hayatın Anlamı
3.Kısım Anlam Tutulması Anton Çehov'un Tri Sestry oyunundan şu kısa diyaloğu dü- şünelim: MASHA: Bir anlam yok mu? TOOZENBACH: Anlam mı? (...) Şuraya bak; kar yağıyor. Bunun anlamı ne? Kar bir ifade ya da sembol değildir. Anlatabildiğimiz kada- nyla gök kubbenin kederlenmesinin bir alegorisi değildir. Philip Larkin'in baharı
Reklam
222 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitaba ilk başladığımda bir afalladım. Bu nedir dedim. Çabalıyorum, çabalıyorum bir türlü adapte olamıyorum. 27 bölümden oluşan kitabın 3.bölümüne geldiğimde bıraktım. Ertesi gün devam edeyim dedim ama hiçbir şey hatırlamıyorum. Sanki hafızam resetlenmiş gibi hissettim ve yeniden başladım. Aynı senaryoyu yaşadım ama bu sefer direneceğim dedim. Okudukça adapte olmaya başladım ve 10.bölümde kitap içine çekti beni. Kitabın konusu çok zengin ve çok fakir 2 yakanın arasında ki fark. Bir tarafta hayat mükemmel iken diğer tarafta ölmekten beter bir durum. (Aynı şu an ki Türkiye) ironi değil, tamamen yaşanıyor. Kitapta özellikle ÖN YARGININ nasıl kötü bir şey olduğunu sürekli vurgulamış ve resmen nokta atışı yapmış. Yazar o kadar güzel işlemiş ki, okurken resmen o dönemi hayal edip yaşıyorsunuz ve hiç mutlu olamıyorsunuz. Fakir olduğunuz için değil zenginlerin bu denli vurdum duymaz oldukları için. Ön yargısız bir hayat diliyorum. Sevgiyle kalın
Jack London
Jack London
Uçurum İnsanları
Uçurum İnsanlarıJack London · İletişim Yayınları · 20213,533 okunma
92 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kambur - Ş. GÜRBÜZ /Neyi anlatsam, onu kaybediyorum!
Şule Gürbüz
Şule Gürbüz
Sanat tarihçisi, saat tamircisi, şair, felsefeci, tiyatrocu, hikayeci... cercisanat.com/dergi/1/sule-gu... dergisindeki söyleşisinde der ki: "İyi yazan herkes biraz şair, biraz felsefeci, biraz mistik, biraz hikâyeci… olabilmek, bunların kamil bir karışımı olmak zorundadır." Kendisi de öyle bir isim. Zaman
Kambur
KamburŞule Gürbüz · İletişim Yayıncılık · 20196,1bin okunma
Şiir-dışı ve sıradan unsurları ilk olarak Hugo kullanmıştır, onun ardından daha kesin ve anlamlı olarak Baudelarie. Hecelerin dansının yolunu kesen ritimde yapılan bir reform değil, bambaşka bir bedenin araya gidişidir-hümor, ironi, yansımalı duruşlar, Şiir-dışının gelişi uzun bir duruştur: Zihinsel bekleyiş, düşüncenin tutuluşu, amacı da düzensizliği kızıştırmaktır. Tutkulann estetiği, İstisnanın felsefesi. Bir sonraki adım da popüler şiir ve serbest dizeler olmuştur.
İtiraz, kaçınma, güvensizlik ve ironi sevgisi sağlık alametleridir; mutlak olan her şey patolojiktir.
Reklam
"Filozoflarda eksik olan nedir? (a) tarih duyusu, (b) fizyoloji bilgisi, (c) gelecekte bir hedef - Herhangi bir ironi veya ahlaki kınama olmadan bir eleştiri yaratma yeteneği."
129 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
"İyi de kimi zaman çok zeki olmak,aptal olmaktan beterdir..."
Trajedi, komedi, mizah, hiciv, ironi hepsi bir arada.. Okurken hem güldüren hemde düşündüren,rüşvetçi, aç gözlü çıkarcı,yozlaşmış bürokrasiyi, cahil halkı,mizahı bir anlatımla acımasızca alaya alır yazarımız.. Bu kitapta herkesin değeri rütbesi kadardır ve keşke sadece kitapta olsa günümüzün özeti gibi; "Adamı gördünüz mü Pyotr İvanoviç? Adam dediğin böyle olur işte! Ömrüm boyunca böyle önemli birinin huzurunda bulunmamıştım; korkudan ölecektim az daha. Acaba rütbesi nedir, ne dersiniz Pyotr İvanoviç..." Sıkmayan çok güzel bi anlatımı var, okurken aklıma Aziz Nesin geldi, üslupları birbirine çok yakın.. Ben beğendim tavsiye ederim... Son olarak kitaptan bir kaç alıntı bırakıyorum; "Ah, kim bilir neler konuşacaklar! Durup dinlemeye kalksan, bir süre sonra kulaklarını tıkamak zorunda kalırsın..." "Artık dünya garip bir yer oldu; çelimsiz, ufak tefek adamlar bile önemli kişiler olabiliyor, ama kim olduklarını nasıl anlayacaksın ki?..." "İyi de kimi zaman çok zeki olmak, aptal olmaktan beterdir..."
Müfettiş
MüfettişNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20214,864 okunma
Duygulardan bahsederken bence Amerikalı antropolog Clifford Geertz'in 1970'lerde "yoğun betimleme" dediği kavrama ihtiyacımız var. Geertz zekice bir soru soruyor: Gözünü kırpmakla kırpıştırma, arasındaki fark nedir? Bu soruyu tamamen fizyolojik açıdan cevaplayacak olursak, gözkapaklarındaki bir dizi kasılma deriz ve gözünü kırpmakla kırpıştırmak aşağı yukarı aynı şey olur. Fakat gözünü kırpıştırmanın ne olduğunu takdir edebilmek için kültürel bağlamı anlamak gerekiyor. Oyun ve şakayı, muzipliği ve seksi, ironi ve yapmacıklık gibi öğrenilmiş gelenekleri anlamak gerekiyor. Sevgi, nefret, arzu, korku, kızgınlık ve geri kalan diğerlerini de. Bağlam olmadan ne olup bittiğinin sadece "yüzeysel betimleme"sine ulaşabiliyor, hikayenin tamamınıysa göremiyoruz ve hikayenin tamamı "duygu"nun ne olduğuyla ilgili.
Sayfa 23
Evren Aslında Büyük Bir Beyindir
Evren aslında büyük bir beyindir... Hatta insandaki beyin sinirleri (nöronlar) ve evrendeki yıldızlara ilişkin fotoğraflar arasındaki inanılmaz benzerlik bilim insanlarının gözlerini kamaştırmıştır. Ne muhteşem değil mi? Her şey, dışarıda olduğunu düşündüğümüz her şey, aslında beynimizin içindeki dünyamızda oluşmakta... Bizse dışarıdakilerin peşinde koşarken, dışarıda gördüğümüzü sandıklarımıza kaynak olan içimizdeki asıl hazineden mahrum olmaktayız... İroni bu değildir de nedir? Cahiliz cahil... Ve maalesef nankör... Bir ben var ki... Benden içeri...
Sayfa 401 - Mona YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Dışarıda aradığımız aslında içimizde!..
Evren aslında büyük bir beyindir… Hatta insandaki beyin sinirleri (nöronlar) arasında ve evrendeki yıldızlar arasında çekilen fotoğraflara bakıldığında, bilimadamlarının gördüğü aradaki muhteşem benzerlik araştırmacıların gözlerini kamaştırmıştır… Ne muhteşem değil mi? Her şey, dışarıda olduğunu düşündüğümüz her şey, aslında beynimizin içindeki dünyamızda oluşmakta… Bizse dışarıdakilere bakarken asıl hazinenin mevcut olduğu, dışarıda gördüğümüzü sandıklarımıza kaynak olduğu içerimizdeki hazineden mahrum olmaktayız… İroni bu değildir de nedir? Cahiliz cahil… Ve maalesef nankör…
Sayfa 459Kitabı okudu
251 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kadınların En Güzel Tarihi - Françoise Héritier/Sylviane Agacinski /Michelle Perrot/ Nicole Bacharan
Nicole Bacharan
Nicole Bacharan
Fransız tarihçi ve siyaset bilimcisi soruları eşliğinde kadınların; insanlığın var oluşundan günümüze kadar ne gibi sorunlarla ve diktelerle karşılaştığını ortaya koyan röportaj türünde bir eser.
Françoise Heritier
Françoise Heritier
Fransız antropolog,
Kadınların En Güzel Tarihi
Kadınların En Güzel TarihiMichelle Perrot · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020483 okunma
Geçmiş olsun!
Orhan Pamuk’un, Öteki Renkler adlı eserinde, ilk okuyuşumdan beri kafama kazınan şöyle bir cümlesi var: "Gençliğin acı verici yanı, insan ilişkilerindeki ikiyüzlülüğü görmek, buna karşı bir şeyler yapmak isteyip de yapamamak ve sonraları da bunu doğal karşılamaktır." Daha önceki yazılarımda ve kimi arkadaş sohbetlerinde dile getirmekten
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba arkadaşlar! Bugün size #Asal adlı bir eser ile geldim. Size gerçekten çok güzel ve farkındalık yaratacak bir kitabı anlatacağım. Tabi anlatmaya nasıl başlayacağım bilmiyorum. İnsanı bu denli etkisi altına alan bu kitabı nasıl anlatacağım? Ne kadar söylersem o kadar eksik kalacak. Bazı tercihlerin sonuçlarını görmeden bilemeyiz iyi bir
Asal
AsalSevil Üçüncüoğlu · Nemesis Kitap · 058 okunma
225 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.