Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan, hayatın içinde bir nebzecik hüzün, Bir yanıyla güzellik, bir yanıyla keder Bir sürü duygu, bir sürü düşünce içinde, Anlam ararken kendini, bulma yolunda bir çırpınış. İnsan, sevgiyi arayan bir yolcu, Kimi zaman yüreğinde tutkulu, Kimi zaman yalnızlıkla boğuşan bir gezgin. Hayatta yol alan bir yıldız misali, Aşkla dolu, umutla yürüyen bir
Bir Şeylerin Acısı..
Eylül’ün sonundayız. Ağustos kaçağı bir cırcır böceği, Ağustos’un sonunda çığlık çığlığa ölemediğinden belki, odama sığınmış. İlk bakışta kendisini hamam böceği sandığımdan, “Sevgili Kafka ziyarete gelmeden haber verseydiniz melankolik ve trajik komik hazırlıklar yapardım sizin için” diye de espri yapmıştım. Ama yatağın üzerinde karaltısını fark
Reklam
Yakamadığım Lamba
Tatili erken bıraktım, evime geri döndüm. Sahi evim diyorum ama hala evim gibi gelmiyor. Ne tuhaf şey! İnsan başka bir yere gidince, eski alışkanlıklarına devam etmek istiyor. Saniyelerce duvarda anahtar arıyorum ışığı açmak için, eski yatak odasının düzenine göre işliyor hala hafızam. Mutfağa girince donup kalıyorum mesela hala, ne nerede bilemiyorum. Kendi mutfağın gibi gelmiyor, zaten pek yemek pişiresim de yok. Görkem cumartesileri pancake isterdi mesela, Gökyüzü mutfağa dalıp elma aranırdı, ben bir kupa kahve içip kendime zaman yaratırdım ve hiç yetmezdi. Şimdi seslerini duyamamak ne boktan. Şimdi bütünüyle sessiz bir evim var. Çocuklar hala bıraktığım yerde, yuvalarındalar. Seslerini özlüyorum, gülüşlerini özlüyorum. Duvarda, karanlığı bozacak anahtarı el yordamıyla ararken en çok onları düşünüyorum. Bir gün yine yuvam diyebilecek miyim bir eve?
Çıplak Ayaklıydı Gece
Çıplak Ayaklıydı Gece
bitti.
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
3 Çember ve İsa
Turgut Özben evli ve iki kız çocuğu babası, mali durumu iyi düzeyde olan bir yüksek mühendistir. Bir kişiyi tanıtırken mesleğini cümlenin sonunda belirtmemiz elzemdir. Çünkü cümlede vurgu yüklemden önce veya yüklemdedir; yani sondadır. Turgut bir gün üniversiteden arkadaşı Selim Işık'ın kendi isteğiyle hayatına son vermesini haber alır. İntihar,
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,8bin okunma
512 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Gizemli insanlardan uzak durmalı!
"Bekle beni Catherine." Kitaplarda gerçekten gerilmek zordur. Ve bunu yaşamanızı sağlayan bir kitap varsa gerçekten kaliteli bir kitaptır. Bu kitapta son iki yüz sayfada, her köşeden bir şey çıkmasından korkarak okumaya devam ettim. Kelimenin tam manasıyla diken üstündeydim. 2003: Catherine 23 yaşındayken ilişkilere veda ettiğini söylemiş, ardından Lee ile tanışmış ve ilk kez uzun soluklu bir ilişkiye başlamıştır. Mükemmel görünen bu adamın karanlık bir tarafı vardır. 2007: Geçmişte Lee ile yaşadığı şeyler asla Cathy'nin peşini bırakmamakta ve iyileşmeye çalışmakta. Tabii Lee yıllar sonra onun peşine tekrar düşmezse. Kitabın iki zamanlı ilerlemesi güzeldi. İki taraftan birlikte merakı yaşıyorduk. Lee karakterinin yaşattığı şeyler cidden iğrençti ve kim olsaydı yeme düşer gibiydi. Bu konuda Catherine karakterinin verdiği kararları onaylamak beni çok tatmin etti okurken. Diğer taraftan Catherine'in gelecekte iyileşip güçlenmesi, aslında o güne hazırlanması da hoştu. Stuart'a bayıldım,gerçketen soğukkanlı ve işini bilen biriydi, Catherine'e çok yardımcı oldu. Gerçekten heyecanlandım ya, o tatmin olmama yeter! Eğer karakterler daha derin işlenmiş olsaydı benden çok rahat 9 puanı alacak bir kitaptı. Kesinlikle inanılmaz akıcıydı, çok rahat ve kısa sürede okunabilirdi. Her gerilim sever okumalı. Kitaplarla kalın!
Işığı Ararken
Işığı ArarkenElizabeth Haynes · Feniks Kitap · 201399 okunma
Gerçeğin bilgisine ulaşmak bilimin en baştaki amacıdır ve eğer ışığı ararken, muazzam bir tehlikeye takılıp tökezliyorsak, önceden tasarlanmış bir düşüncenin değil, daha ziyade kaderin etkisi olduğunu hissederiz.
Reklam
Doğru sözleri bulamıyorsan hiçbir şey söyleme.
95 syf.
10/10 puan verdi
SPOİLER İÇER(EREBİL)İR Gel gidelim içelim, Rey şarabından içelim! Şimdi içmezsek onu, Ya ne zaman içelim? Mavi gündüzsefaları, sisli ve puslu karanlığa ışık tutan bir melek, iki mayısböceği, yaşlı ama çevik bir ihtiyar, majozist bir sis, kendini ararken dağılan, bulduğu koca bir kalabalık imgeler, simgeler. Uyku ile düşün karışımı bir
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,3bin okunma
255 syf.
10/10 puan verdi
Bir kitap okudum tarihe bakışım değişti
Üniversite 1. sınıfta değerli hocam
Serkan Acar
Serkan Acar
'ın "Bu kitabı mutlaka okuyun," diye diye başımızın etini yediği, ama ders puanlama mantığı, yapılan zorla baskı ve vizyonsuzluğum yüzünden okumayı erteleyip, aklımda yer etmiş kitaptır. Açıkçası o zaman okumadığım için pişman değilim, çünkü şu an okuduğum keyfi alamayacak ve alan bilgisi
Tarih Nedir?
Tarih Nedir?Edward Hallett Carr · İletişim Yayıncılık · 2018667 okunma
Reklam
Bir zaman sonra kelimeler bile anlamsızlaşıyor Hissizleşiyorsun herşeye karşı Bir umud ışığı ararken buluyorsun bian kendi Bir cam kenarında Uçup giden bir serçe kanadında Acı bi ahenk gibi gelir bunca kalabalık Bian dalarsın uzak diyarlara Doğanın kucağından huzura Yeşilin kokusu yakar genzini Kuşlar karşılıyor seni en içten seslenişleriyle Oturturlar bi ağaç gölgesine seni Tüttürürler mutluluk türkülerini recep_y21
80 syf.
7/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Uzun dönem sonra tekrar okumaya başladığın Stefan Zweig kitapları arasında yer alan Ay Işığı Sokağı kitabı Birbirinden sarsıcı beş öyküden oluşan bir kitap. Stefan Zweig’in en bilinen kitapları arasında yer alan bu kitap bir gezginin, Fransa’nın bir liman kentinin denizci mahallesinde, ansızın duyduğu bir ezgiyle ücra köşede bulunan bir bara girmesiyle başlıyor. 5 kısa hikayeden meydana gelmesine rağmen tüm hikayelerin aynı son ile bittiği kitap ana karakterin yaşamış olduğu hissi okuyucuya derinden yaşatıyor. İlk hikaye Ay ışığı sokağı yani kitabın ismi ile aynı ismi taşımakta. Hikayenin detayına gelirsek fırtına yüzünden geciken gemisi yüzünden gece trenini kaçıran birisinin gece için kendisine bir sohbet arkadaşı ararken gördükleri ve yaşadıklarını içeriyor. Bölüm isimleri sırasıyla Ay Işığı Sokağı”. “Leporella”, “Nişan”, “Leman Gölü Kıyısında Olay” ve “Avare” olan bu hikaye kitabımızda Hikayeler kimimize göre normal olaylar gibi gözükse de her öykünün sonu karamsar bittiğinden kaynaklı kimi insanı sıkıntıya sokabilecek bir kitap olsada Stefan Zweig’in okunası kitaplarından biri.
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167,3bin okunma
Kaç yıl önceydi hatırlamıyorum. Kaç sorusu anlamsız kalıyor şu anda. Sayısal olarak bir geri dönüş değil çünkü anlatmak istediğim. Ne yılın önemi var, ne aradan geçen zamanın ne de kaç sorusunun. Marmara İlahiyata teravihe gidiyordum yine. Bir bahar yağmuru vardı, ıhlamur ağaçlarının altından geçiyordum. Dalların altında gizlenen baygın ıhlamur
Gerçek her zaman bir kuyunun dibinde değildir. Aslında, daha önemli bilgilere bakınca, onun hep yüzeyde olduğuna inanıyorum. Biz onu vadilerin derinliklerinde ararken, o dağların doruklarında durmaktadır. Bu yanılgının kaynağını en iyi gök cisimlerini izleyerek buluruz. Bir yıldıza şöyle bir bakmak, göz ucuyla, ışığı retinanın kenarlarına (kenarları,hafif ışıklara karşı, ortasından daha duyarlıdır) değecek şekilde bakmak, o yıldızı daha berrak görmek demektir, parlaklığını iyice hissetmek demektir; bakışlarımızı tümüyle onun üzerine çevirdiğimiz zaman ışığ donuklaşır. Aslında bu durumda göze daha fazla ışık gelir, ama ilkinde çok daha incelikli bir kavrayış çıkar ortaya. Gereksiz derinlik, düşünceyi bulandırır, zayıflatır, gözlerimizi ayırmadan bakarsak, Çoban yıldızı bile gökyüzünden silinip görünmez olur.
gördüm kuşağımın en iyi beyinlerinin çılgınlıkla yıkıldığını, histerik çıplaklıkla açlıktan geberdiğini, zenci sokakların şafağında gördüm onları bozuk kafalarıyla mal ararken, gecenin makinesinde yıldızlı dinamo ile eski cennetsel bağ için yanıp tutuşan melek kafalı hipsterler, yoksulluk ve paçavralar ve sahte gözlerle şehirlerin üstünde yüzen sıcak suyu olmayan ucuz odaların doğa üstü karanlığında yükseğe doğrulup sigara içerken jazzı seyredenler, Yaradan’ın cennetinde zihinleri apaçık olanlar aydınlatılmış ucuz çatı katlarında ve yeraltlarında Muhammed’in dolaşaduran meleklerini görenler, Arkansas ve Blake-ışığı trajedisi arasından parlak ifadesiz halüsinatif gözlerle bilgi savaşının üniversitelerinden geçip gidenler, akademilerden delilik ve ahlaksızlığa düzdükleri methiyeleri kafatası üzerindeki pencerelerde yayınladıkları için tekmeyi yiyenler, parasını çöp sepetlerinde yakarak ve dehşeti duvardan dinleyerek tıraşsız odalarda don gömlek sinenler, apış arasındaki marihuanayla Laredo’dan dönerken New York’da içeri tıkılanlar..
311 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.