Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
367 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Başlamadan önce bu konuda hem felsefik hem de ideolojik olarak çok fazla bilgi sahibi olmadığımı ve bazı yanlışlar olabileceğini belirtmek istiyorum. Kitap hakkında ileride dönüp bakabilmek için bir şeyler yazmak istedim ve yazar hakkında onlarca şey okudum ki kafam allak bullak... Elimden geldiğince mantık çerçevesinde bunları birleştirip yazmaya
Allah Peygamber Kitap
Allah Peygamber KitapHikmet Kıvılcımlı · Derleniş Yayınları · 201849 okunma
416 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Gülerken düşünmeyi de unutmayın!
Bir toplumda yaşamak, parçası olabilmek hatta toplumla aynı yöne gidebilmek, toplumun geleceğinde rol almak, yön vermek ve bunları sosyolojik açıdan sağlıklı toplum ve bireyler yetiştirmek için yapmak, her şeyin normal görünmesini sağlamak, ve normalmiş gibi davranmak... Buna kısaca günlük hayat diyebiliriz. Tabi birde; aynı toplumda yaşamak,
Tatlı Betüş
Tatlı BetüşAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 2005768 okunma
Reklam
406 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Absürt Mizahla Çevrelenmiş Realist Bir Roman: Beter Ol Mitat Karaman!
"Neden kendimize yetmiyoruz, biliyor musun? Çünkü doğduğundan beri hep senden daha büyük bir şeye ait olman gerektiğini söylediler. Doğuyorsun, otomatikman bir ailenin parçası oluyorsun. yetmiyor, bir okulun, bir arkadaş grubunun, bir şirketin, bir dinin, bir takımın, bir politik görüşün, hatta bir sanat dalının... Ve onların ne kadar ulvi
Beter Ol Mitat Karaman!
Beter Ol Mitat Karaman!Doğu Yücel · Can Yayınları · 2022294 okunma
544 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kafamda Bir Tuhaflık...
Veba Geceleri ile ilgili Youtube kanalımda kitap incelemesi yaptım. Okumak yerine dinlemeyi veya izlemeyi tercih ederseniz: youtube.com/watch?v=n69oAPG... Orhan Pamuk severek okuduğum bir yazar. "Meyve veren ağaç taşlanır," veya "Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar," misali Orhan Pamuk yazdıkça onu
Veba Geceleri
Veba GeceleriOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20216,7bin okunma
415 syf.
·
Puan vermedi
Huzurdan çok huzursuzluk buldum demiş çoğu kişi bu kitap için.Anlamamıştım nedenini. Şimdi biliyorum ki keyif kaçıran, huzursuz eden şey insanı iç hesaplaşmaya sürüklemesi. Düşündürdüğü şeyler insanı allak bullak ediyor. Birkaç cümle okuyorum ve kalıyorum öyle. Ne kadar süre üstüne düşünmüşüm fark etmiyorum bile. O kadar derindi ki boğulucam sandım gerçekten içinde. Bir kez daha okunması gerekenler listesinde yerini aldı. Bir kere bambaşka bir diyara götürüyor insanı. İstanbul özlemi depreşti içimde. Okurken sürekli bahsedilen semtlerin eski fotoğraflarına bakma gereği duydum. Bildiğim yerleri, romanda bahsedildiği hali ile görmek istedim. Şark-garp arasında sıkışıp kalmışlık, aşk, felsefe, doğa güzelliklerinin betimlenmesi, mimari, müzik,savaş... Yok yoktu sanki. Tanpınar 'ın okuduğum üçüncü kitabı. Ve artık kesinlikle bir dahi gibi benim için. Edebiyat ve betimleme dahisi. Genel kültürüne hayran kaldım, bu kadar farklı konularda bu kadar derin düşünce ve duygular uyandırması... Bu vakte kadar hiç ilgi alanımda olmayan Dede Efendi, Itri mesela. Merak etmemi sağladı anlatımlarıyla. İhsan, Mümtaz, Nuran, Suat, Macide, Tevfik Efendi, Sabih, Adile Hanım... Hepsi muhteşem oluşturulmuş karakterler. Hepsinin temsil ettiği şey birbirinden bu kadar başkayken her bir karakteri sevdim. Ama Mümtaz, gözümün bebeği Mümtaz. Mümtaz gibi insanlar hep üzülür biliyorum ama yine de hazmedemiyorum. Biliyorum ki Mümtaz hiçbir şeyden pişman değildir ama ben keşke o gün o vapura binmeseydi, dedim. Keyifli okumalar.
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,4bin okunma
515 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Bir Kitabın Sarhoşluğunun Muhasebesi
Ayfer Tunç - Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi #okudumbitti Yine yapmış Ayfer Tunç yapacağını Okurken sürekli kafamda "Nasıl milim sapmadan yapmış bu kurguyu, bu kadın bizi nasıl ve neyle sınamış böyle?" soruları döndü durdu. Kitapla ilgili çok şey söyleyebilirim ve söyleyeceğim de zaten ama sanırım ilk söylemek
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa TarihiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20193,384 okunma
Reklam
164 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Namık Kemal, Türk edebiyatında ilk edebi roman olan İntibah'ı 1873-1876 yılları arasında Osmanlı Türkçesiyle Kıbrıs Magosa'da sürgündeyken kaleme almış, romanın Latin harfleriyle ilk basımı ise 1944 yılında gerçekleşmiştir. Namık Kemal romana "Son Pişmanlık" adını koymuş, fakat dönemin yetkilileri tarafından ismi değiştirilmiş ve
İntibah
İntibahNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,4bin okunma
79 syf.
8/10 puan verdi
Daha önceki incelemelerimde sanıyorum Yaşar Kemal hakkında söyleyebileceğim her türlü hayranlığı anlatmştım. Benim için sözün bittiği yerde, hangi kelimeyi kullansam yetersiz kalıyor. " Denizküstü" romanında olduğu gibi " Kuşlar da gitti" romanında da İstanbul var. Her ikisini de 1978 yılında yayınlıyor. Bundan 40 yıl önce
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202213,5bin okunma
920 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
LA MANCHA'LI YARATICI MODERNZADE
Miguel de Cervantes Saavedra, çok okuyan bir adamdı (Don Quijote karakteri gerçek tarihsel bir şahsa dayanmasa da rivayete göre Cervantes’in karısının amcası bu tür romanlarda okuduklarına inanan biriymiş). Artık her şövalye romanının aynı sonla bittiğinden gına geldi ve bunları hicvetmek için ''Don Quijote'' adlı eseri yazdı. Gerçekten, eskiden
Don Quijote (2 Cilt Takım)
Don Quijote (2 Cilt Takım)Miguel de Cervantes · Yapı Kredi Yayınları · 202222,8bin okunma
Arsen Lüpen İstanbul'da!.. Bu haber gazetelerde çıktığı gün, bütün şehir, belki bütün memleket allak bullak oldu. Rivayete göre, hemen polis ikinci şube teşkilatı kuvvetlendirilmişti. Gene rivayete göre, büyük bankaların idare meclisleri, kasa dairelerini daha fazla emniyet altına almak için toplanmışlar, zengin şirketler üst kat pencerelerine demir parmaklıklar yaptırmışlardı.
Reklam
152 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Türk edebiyatı klasiklerini çok çok seviyorum. Onları okuyunca eski İstanbul gözümde canlanıyor, o dönemin yaşamını bir nebze tatmış oluyorum sanki. Bu eserde de bunu hissettim fazlasıyla. Kuyruklu Yıldızın dünyanın yörüngesine gireceği haberi  İstanbul'da galeyana sebep olur. İnsanlar özellikle de kadınlar, bilmedikleri bu durum hakkında dedikodulara başlar ve ölüm korkusu sarar herkesi. Kadınlara karşı olumsuz fikirleri olan İrfan Galip  isminde bir genç de kadınları iyice korkutmak için seminerler düzenler, kadınları toplayıp kuyruklu yıldız hakkında bilimsel bilgileri korku temasıyla birleştirip akılları allak bullak eder. Tam bu günlerde İrfan Galip'e bir genç kız kuyruklu yıldız hakkında mektup yazmaya başlar. Bu genç kız Galip Efendi'nin aklındaki cahil, görgüsüz kadın imajının tersi bir harekette bulunur ve Galip Efendi bu kızın aşkına tutulur. Hüseyin Rahmi, çok fazla kadının içinde büyüdüğü için kadınları iyi gözlemlemiş bu da eserinde özellikle mahalleli kadınların aralarındaki konuşmaların aşırı komik ve doğal olmasını sağlamış. İrfan ve mektuplaştığı kadının nezdinde o dönemin kadın erkek bakış açılarını da çok iyi yansıtmış yazarımız.
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,3bin okunma
81 syf.
9/10 puan verdi
·
18 saatte okudu
Modern dünyanın ilkel insanları! (+18)
"Bugün İstanbul gibi bir metropolde gece tek başına bir kadının yürümesi vahşi cangıl bir ormanda yürümesinden daha tehlikelidir." Ne garip şu insanoğlu. Önce büyük şehirler, yüksek binalar inşa etti, sonra kendini o şehirlerde yaşamaya mahkum kıldı. "Sanal şehirler yaratıyoruz. İçinde doğanın olmadığı, insanların yaşayamadığı
Başkomser Nevzat: Tapınak Fahişeleri
Başkomser Nevzat: Tapınak FahişeleriAhmet Ümit · Everest Yayınları · 2011531 okunma
Anglikan Başpapazı İstanbul'a geldi. Sorular soruyor, Şeyhülislamlıktan bunların cevabını istiyordu. Uzun uzun cevap verebilirlerdi. Altı yüz kelime diyorlardı... Dilerlerse altı bin kelime... Cevapların istismarlarına uygun olmasını bekliyor, diledikleri yeri cımbızlayarak halkın kafasını karıştırmaya muvaffak olmayı umuyorlardı. Dinlerine karşı lakayt hale getirdikleri kitlelerin zihinlerinin allak bullak edilmesinde birkaç adı Müslüman, kökü ve aslı Hıristiyan gizli yandaşlarını da kullanacak, belki de en çirkin saldırılarını onlara yaptıracaklardı. Sanki hep galip olmuşlar gibi, "Müslümanlık iyi ise Müslümanlar niye mağlup?" diyecek, on asrı bir asırlık saltanatlarının arkasında saklamaya çalışacak, geriliği Müslümanlığa yamayacaklardı. Kendisine güvenmeyen, değerlerinden, dedesinden nefret eden nesepsizler oluşacak, bunlar istenildiği gibi kullanılacaktı.
Sayfa 265
uzun ama okumaya değer..
CEM KARACA'NIN VASİYETİ ( 8 Şubat 2004 ) Ölüm Yıldönümü Anısına Saygıyla "Babası, Cem Karaca’nın kalbini bir kez kırdı. Cem, bunu hiç unutmadı... Sanatçı, 41 yıl sonra, hayata gözlerini yummadan bir hafta önce Karacaahmet Mezarlığı’na gidip babasının kabrini ziyaret etti. Dönüşte de ailesine vasiyetini açıkladı: “Beni
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.