Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MAHOMET (MUHAMMED (sav)) Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi; kimseyi kınamıyor, incitmiyordu Yolda gördüğü kimselerle selâmlaşıyordu
La Légende des Siècles (Yüzyılların Efsanesi)
Başkent Bursa: Osmanlı tahtında da hala Yıldırım Bayezid Han oturuyor... Sefer dönüşü bir solukluk uğradığı yerde “Ayak Divanı” (Padişahın doğrudan halkın şikayetlerini dinlemesi) kurdurup halkın dertlerini dinlerken, yaşlı bir kadın bağıra bağıra Padişahı azarlamaya başlıyor: “Padişahım! Yularını gevşek tuttuğun hademelerinden biri, destur
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
"İşte, bir iki saat sonra tren, yurdumun göğü altına girecek, atalar toprağına basarak yürüyeceğim. Topraklarını, köylerimiz, minarelerimiz, milletim... Hepsinin, elle tutulabilecek kadar yakınına geldim. En kara günlerimde bunlar için yaşadım; bunları aradım, bunlara ağladım. Şimdi, üniformayla ben kirnim? Ben, bütün bunlara doğru yürürken, nazarımda hayat değişti. Bildiğim dilediğim hayattan uzaklaştım. Şimdi, içim boş, o kadar arzuladığım şeylere ölü yanına gider gibi gidiyorum."
Sayfa 88 - Ötüken Yayıncılık
Yoruldum Albayım
Daha erken. Fakat yoruldum albayım. Artık hiçbir şey yapmak istemiyorum. Gerçekten hiçbir şey yapmak istemiyorum. Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Korkuyorum. Hiçbir şey yapmak istemediğim için kötü bir şey yapmak istemiyorum. Yavaşça yukarı çıkmalıyım. Albaya belli etmemeliyim. Korkuyorum albayım. Beni tutacak mısınız acaba? Hayır, albayıma belli
Yeşil Renkli Namus Gazı Operası -Aziz Nesin
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
Reklam
Her insanın kendine: "Kimim ve neyim? Bu âleme nereden geldim? Nereye gidiyorum?" şeklinde sorular sorması akıl ve hikmetin gereğidir. İşte bu sorular da tefekkürü beraberinde getirmektedir.
"Budur dâd u sitâd-ı dehrden sûd u ziyân ancak Hezârân ârzûdan bir peşîmân olduğum kaldı" Dâd u sitâd : Alış-veriş, bey’ ve şirâ. Dehr : Zaman Sûd : Kâr Hezârân : Binlerce Peşîmân : Pişman, nâdim. Dünyaya geldim, işte gidiyorum. Bu pazarda aldık sattık. Kârımız oldu, zararımız oldu. İşte sona yaklaşmışken neticeye bakıyorum. Gördüğüm şu: Sayısız arzu besledik, elde bir pişmanlık kaldı; o kadar!
Sayfa 93
Tam Metin
(Çok uzun bir sessizlik) Ama senin dostların var. (Uzun bir sessizlik) Çok dostun var. Onların sana bu kadar koltuk çıkmaları için ne veriyorsun onlara?
241 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.