"Budur dâd u sitâd-ı dehrden sûd u ziyân ancak
Hezârân ârzûdan bir peşîmân olduğum kaldı"
Dâd u sitâd : Alış-veriş, bey’ ve şirâ.
Dehr : Zaman
Sûd : Kâr
Hezârân : Binlerce
Peşîmân : Pişman, nâdim.
Dünyaya geldim, işte gidiyorum. Bu pazarda aldık sattık. Kârımız oldu, zararımız oldu. İşte sona yaklaşmışken neticeye bakıyorum. Gördüğüm şu: Sayısız arzu besledik, elde bir pişmanlık kaldı; o kadar!
Sayfa 93