Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atatürk'ün yaptığın en mühim iş, uyuyan bir milleti o derin uykudan uyandırmayı başarmasıdır. Atatürk, bir yeniden doğuş mucizesi yaratmıştır. Sadece bir politik lider, muzaffer bir kumandan ya da iyi bir reformcu veya bilim insanı değil aynı zamanda gerçek bir kahramandır. Bir düşünsene, Adana'da Fransızlar, Antep'te İngilizler, merhaba Antalya'da İtalyanlar, Ege'de Yunanlar... Yedi düvel Anadolu'ya toplanmış, bugün ikamet ettiğimiz bütün toprakları parça parça paylaşıyorlar. Ülke fiilen işgal edilmiş durumda. Ordu dağıtılmış, halkın elindeki şahsi silahlara kadar ülkedeki tüm silahlara el konulmuş. Osmanlı Deyleti tam olarak teslim olmuş. Böyle bir ortamda birisi çıkıp diyor ki: " Ya istiklal Ya ölüm!"
424 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
#spoiler# Nedir "can pazarı" Can "ettir" diyor Malaparte..deneyin kolunuza bir cimcik atın hemen ,şu an ..deneyin deneyin ..çekinmeyin...ışte acınızın olduğu yerdir canınız ...can pazarı "et pazarı "dır diyor Malaparte..etinizi satılığa çıkarttığınız pazar... Çok acı bir kitap tutuyorsunuz elinizde ..ikinci dünya savaşının son dönemlerinde almanları püskürten ıtalyanlar ,amerikalı müttefiklerinin eline geçiyor ..malaparte sık sık yenilmiş halk -kazanalar denklemini kurmaya çalışıyor ..başka bir ulusun cesetlerinden alınmış üniformasını sırtına geçirmesiyle başlıyor roman .. Çok farklı bir yazımı var ..çok farklı bir dünya bakışına sahip Malaparte ..bazı sayfalarda şiir gibi anlatıyor doğayı, ıtalya sokaklarını ,tarihini ,vezuvü ,pompei yi .. Çok donanımlı bir yazar olduğu net...ama o da savaşta aklını koruyamayanlardan ..öyle bir hikaye anlatıyor ki size .. Nerde gerçek ,nerede hayal karistiriyorsunuz..daha doğrusu o gerçekleri kendi merceginden o kadar farklı sunuyorki. .bu kadar da değildir demekten kendinizi alamıyorsunuz .. Birkaç yıl sonra dönüp tekrar okuyacağım dediğim kitaplar arasına.kaldırıyorum "can pazarını " altını çizdiğim satırlar su an bile gözümün önünden geçiyor . "Bu gün kahramanlık taslayarak "yaşasın amerika ,yaşasın rusya diye bağıranlar dün "yaşasın almanya diye bağırarak kahramanlık taslayanlardır." "Gerçek kahramanlar ölürler gerçek kahramanlar çoktan ölüp gittiler..." Nokta. ..
Can Pazarı
Can PazarıCurzio Malaparte · Can Yayınları · 201653 okunma
Reklam
Türkiye / İklim-i Rum?
“İlber Ortaylı, ‘Türklerin Tarihi’ adlı eserinde ‘Türkiye’ adlandırması için, ‘Aslında ülkemizin böyle adlandırılması tuhaftır ki bizim dedelerimizin değil, bu ülkeyi başlangıçtan beri çok iyi tanıyan İtalyanların işidir,’ diyor ve ekliyor: ‘Bizim dedelerimiz buraya ‘İklim-i Rum’ derlerdi. Onların ‘Rum-Roma’ dedikleri yer, İtalyanlar ‘Turchia’ veya ‘Turcmenia’ derlerdi. Bütün orta çağ zamanı Alman seyyahları ‘Turkeyi, Türkenland’ ve Fransızlar ‘Turquie’ derlerdi. 16. Asırda İngiliz seyahatname kaleme alan Nicolas de Nicolay ise orada ‘Turkie’ diyor.” Ülkemizin adını bizim vermeyişimizi, evvela İtalyanların daha sonra da diğer milletlerin buraya adında ‘Türk’ geçen bir isim vermeleri, daha açık bir şekilde anlatılamazdı. Ayrıca Marco Polo’nun 1254-1324 tarihleri arasında Anadolu toprakları için ‘Turcomania’, Orta Asya için de ‘Great Turkey’ dediğini de İlber Ortaylı’nın bu açıklamasına eklemekte fayda vardır. ‘Türk’ adının 5-10. yüzyıllar arasında ‘güçlü, becerikli, terk edilmiş,’ 10-15. yüzyıllar arasında ‘güzel, civan, taşralı, saf, olgun,’ 15-20. yüzyıllar arasındaysa ‘mert, cesur, kahraman, asker, savaşçı’ şekillerinde geçtiği ve Fransızca ile Almancada hem ‘genç, güzel’ demek olduğunu hem de ‘kaba, korkunç’ anlamlarına geldiğini de unutmamak gerekir.”
Labbioccio..
İtalyanlar, güzel bir yemeğin ardından hissettikleri; uykulu, mutlu ve sersemlemiş hallerinden bahsederken, L'abbioccio kelimesini kullanıyorlarmış. Babam, "Bana bir ağırlık çöktü!" diyor..
Bekir Hazar
İNGİLTERE Başbakanıydı o zamanlar Tony Blair... Arap ülkelerinin ekonomi bakanları ve bankacıları ile toplantı yapıyordu. Kürsüye çıkıp "Esselamünaleyküm" diyordu. Yani bir Hıristiyan olarak Müslümanları'n selamını kullanarak söze başlıyordu. "Allah'ın selamı üzerinize olsun" diyordu. Yeni İslami tahvil çıkarmıştı İngiltere.
Bugün kullandığımız "Türkiye" ismi nereden geliyor? Aslında ülkemizin böyle adlandırılması, tuhaftır ki bizim dedelerimizin değil, bu ülkeyi başlangıçtan beri çok iyi tanıyan İtalyanların işidir. Bizim dedelerimiz buraya "İklim-i Rum" derlerdi. Onların siyasi hedef ve misyonları Roma İmparatorluğu'nu ele geçirmekti. Anadolu toprağındaki Roma'yı, yani Garplıların sonradan "Bizans" dedikleri imparatorluğu ele geçirmeye başlamakla elhak bu yolda da ilerlediler. Onların "Rum-Roma" dedikleri yere, İtalyanlar "Turchia" veya "Turcmenia" derlerdi. Bütün orta zaman Alman seyyahları "Turkei, Türkenland" veya Fransızlar "Turquie" derlerdi. 16. asırda İngilizce seyahatname kaleme alan Nicolas de Nicolay ise "Turkie" diyor, dikkat ederseniz bizim bugünkü söyleyişimize oldukça yakın...
Sayfa 20 - Timaş Yayınları | 18.Basım 2016Kitabı okudu
Reklam
İLBER HOCA DİYOR Kİ; “Sinemada İtalyanlar, müzikte Almanlar, romanda Ruslar, şiirde İranlılar en yükseğe çıkmıştır.” Fransız Edebiyatı da başka bir büyüktür. Katılıyor musunuz?
Sayfa 181Kitabı okudu
48 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Masa bu ay ki sayı da Huysuz Virjin'i konu edinmiş. Rengiyle, kapağa koyduğu fotoğrafla insana daha en başından enerji yüklemesi yapmış.Ama o kadarcık.Doğrusunu söylemek gerekirse dergilerin birini konu edinip hayatından uzun uzun bahsetmesinden hoşlanmıyorum.İçimden gelerek okumuyorum da. İnsanların - tanımadığım insanların- acısını omzuma
Masa Dergisi - Sayı 52 (Haziran 2021)
Masa Dergisi - Sayı 52 (Haziran 2021)Masa Dergisi · Masa Dergisi Yayınları · 2021164 okunma
171 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Bugün 24 Ocak 2019, Uğur Mumcu’nun, uğradığı bir suikast sonucu, hayatını kaybedişinin 26. yılı. Uğur Mumcu kimdir, nedir diye anlatmaya kalksak kelimeler yetersiz kalacaktır. Kısaca bahsetmek gerekirse; ‘Aydın’ kelimesinin hakkını veren, sözde değil özde Atatürkçü, laik ve demokrat, inandığı değerleri hayatını kaybettiği güne kadar koruyan ve bu
Saklı Devletin Güncesi " Çatlı vs. "
Saklı Devletin Güncesi " Çatlı vs. "Uğur Mumcu · um:ag Yayınları · 199772 okunma
Reklam
Diyor ki, namussuz, alçak, korsan İtalyanlar, bizim haberimiz yokken, aramız kendileriyle iyi iken, bizim dostlarımız iken birdenbire vatanımıza hücum ettiler. Oradaki silâhsız adamları, ihtiyarları, kadınları, kızları, çocukları top gülleleriyle öldürdüler. Vatandaşlar! Onlar büyük ve kavî zırhlılarına güveniyorlar. Fakat onların zırhlıları varsa bizim de mukaddes bir hakkımız vardır. Ve bu, onların zırhlılarından daha kuvvetlidir.
Sayfa 144 - Cedit Neşriyat/2.KitapKitabı okudu
İtalyanlar bu bölgeye “Turchia” veya “Turcmenia” derlerdi. Alman seyyahları “Turkei, Tirkenland”, Fransızlar ise “Turquie” şeklinde hitap ederlerdi. 16. asırda bir İngilizce seyahatname kaleme alan Nicola de Nicolay “Turkie” diyor. Bizim bugünkü söyleyişimize çok yakın. Sonradan İngilizce konuşup yazanlar, bu “Turkie” kelimesini nasıl “Turkey”e çevirdiler bir muamma. Türkiye konusunda asıl tartışılacak ve rahatsız edici nokta bizdeki bazı kimselerin uydurduğu “Türkiyeli”, “Türkiyelilik” gibi tabirlerdir.
Bugün kullandığımız "Türkiye" ismi nereden geliyor?
Önceki kuşaklar "Türkiya" derdi; hatta bizi okutan ortaokul ve lise öğretmenlerinin bazılarından bu telaffuzu aldık. Gerçekten "Türkiye" diyenler, bir ara dilimizin ses uyumu kuralına uygun bu söyleyişi korumak için kanun yoluna müracaat ettiler; 1950'de TBMM'ye seçilen Nazlı Tlabar'ın bu konuda teklif ettiği bir kanun kabul edildi. Ama "Türkiye" şeklindeki telaffuz ve yazım zaten çoktan harita ve kitaplarda kabul görmüştü. Aslında ülkemizin böyle adlandırılması, tuhaftır ki bizim dedelerimizin değil, bu ülkeyi başlangıçtan beri çok iyi tanıyan İtalyanların işidir. Bizim dedelerimiz "İklim-i Rum" derlerdi. Onların siyasî hedef ve misyonları "Roma İmparatorluğu'nu ele geçirmekti. Anadolu toprağındaki Roma'yı, yani Garplıların sonradan "Bizans" dedikleri imparatorluğu ele geçirmeye başlamakla elhak bu yolda da ilerlediler. Onların "Rum-Roma" dedikleri yere, İtalyanlar "Turchia" veya "Turchomania" derlerdi. Bütün orta zaman Alman seyyahları "Turkei, Türkenland" veya Fransızlar "Turquie" derlerdi. 16. asırda İngilizce seyahatname kaleme alan Nicolas de Nicolay ise "Turkie" diyor, dikkat ederseniz bizim bugünkü söyleyişimize oldukça yakın...
Sayfa 19 - Kronik Kitap 5.BaskıKitabı okudu
Onların “Rum-Roma” dedikleri yere, İtalyanlar “Turchia” veya “Turcmenia” derlerdi. Bütün orta zaman Alman seyyahları “Turkei, Türkenland” veya Fransızlar “Turquie” derlerdi. 16. asırda İngilizce seyahatname kaleme alan Nicolas de Nicolay ise “Turkie” diyor, dikkat ederseniz bizim bugünkü söyleyişimize oldukça yakın...Sonradan İngilizce konuşup yazanların, bu “Turkie” yazılışını nasıl “Turkey”e çevirdikleri doğrusu hâlen bir muamma...
Sayfa 21 - TimaşKitabı okudu
Bugün kullandığımız "Türkiye" ismi nereden geliyor?
Önceki kuşaklar "Türkiya” derdi; hatta bizi okutan ortaokul ve lise öğretmenlerinin bazılarından bu telaffuzu aldık. Gerçekten "Türkiye" diyenler, bir ara dilimizin ses uyumu kuralına uygun bu söyleyişi korumak için kanun yoluna müracaat ettiler; 1950'de TBMM'ye seçilen Nazlı Tlabar'ın bu konuda teklif ettiği bir kanun kabul edildi. Ama "Türkiye" şeklindeki telaffuz ve yazım zaten çoktan harita ve kitaplarda kabul görmüştü. Aslında ülkemizin böyle adlandırılması, tuhaftır ki bizim dedelerimizin değil, bu ülkeyi başlangıçtan beri çok iyi tanıyan İtalyanların işidir. Bizim dedelerimiz buraya "İklim-i Rum" derlerdi. Onların siyasi hedef ve misyonları Roma İmparatorluğu'nu ele geçirmekti. Anadolu toprağındaki Roma'yı, yani Garplıların sonradan "Bizans" dedikleri imparatorluğu ele geçirmeye başlamakla elhak bu yolda da İlerlediler. Onların "Rum-Roma" dedikleri yere, İtalyanlar "Turchia" veya "Turcmenia" derlerdi. Bütün orta zaman Alman seyyahları "Turkei, Türkenland" veya Fransızlar "Turquie" derlerdi. 16. asırda İngilizce seyahatname kaleme alan Nicolas de Nicolay ise "Turkie" diyor, dikkat ederseniz bizim bugünkü söyleyişimize oldukça yakın...
Sayfa 20 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.