_Bana, “Sen kral mısın yoksa yasacı mısın ki politika üstüne yazı yazıyorsun?” diye soracaklara cevabım: Hükümdar ya da yasacı olsaydım, ne demek gerektiğini söyleyip vaktimi boşuna harcamaz, ya yapacağımı yapar ya da susardım.
_Niyetim, insanları oldukları gibi, yasaları da olabilecekleri gibi ele alıp, toplum düzeninde güvenilir ve haklı bir
_Marki de Sade, kendisinden başka benzeri olmayan biridir. Hayatından ibaret bu acı deneyin en belirgin çizgisi, başkalarıyla arasında hiçbir bağ kurmamış olmasıdır. Sade, doğuştan hükümlü olduğu yalnızlığına öyle keskin, öyle aşırı erotik oyunlar doldurmuştur ki, suç ortakları bile ona karşı olmuşlardır. Kendine karşı bölünmüştü ve herkese
*_Düşünce_
_Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz. İçimizde ne varsa biz oyuz. Bizi biz yapan zihnimizdir.
Birçok kişi serinin en iyi kitabı olduğunu, filminin de görsel açıdan en iyi Harry Potter filmi olduğunu düşünüyor. Ben, her ne kadar çocukluğumda Harry Potter izlerken bu görüşte olmasam da geçen yıllar bana Azkaban Tutsağı’nı çok sevdirdi, şimdi seride en sevdiğim üç kısımdan biri.
Ben bu kitabı okurken, yarın öbür gün birileriyle bu filmi
Vicente Blasco Ibáñez, 1867 yılında, önemli bir kültür kenti ve Akdeniz'in başlıca limanlarından biri olan Valencia'da doğup büyümüştür. Küçük bir işletmeye sahip olan orta sınıftan Aragon kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Annesi sert ve dindar bir kadındır. Babasının bir ticarethanesi vardır. Blasco, çocukluğunda
insan kendinden kaçar mı? Ya da ailesinden? Bence bazen kaçmak gerekir. Kendini bulmak, sevdiklerine zarar vermekten, geri dönüşü yeni bir başlangıç olması için. Tabi eğer insan değişime ve yeniliklere açıksa... Ya da hep zorbalık edip ama karşısındakiler tarafından gördüğü sevginin, saygının, fedakarlığın değerini bilip saygısızlık etmeyip
Lev Tolstoy
Henri Troyat, dünyada biyografi yazarlarının büyük ustası. Lev Tolstoy ile ilgili biyografisi. 2010’da ilk baskısı yapılan kitabı, İletişim yayınları yayımladı. Eser Fransız kültür Bakanlığı’nın katkıları ile yayımlanmıştır. Bin sahifelik bu azametli büyük
Gogol için "Rus Edebiyatı'nın Babası" denmektedir ve bence de bu doğrudur. Puşkin ve Lermontov, kendileri gibi psikopat bir çocuk olan Gogol'ü yetiştiren iki dede gibidir. Puşkin ona birçok yapıcı eleştiri ve özgüven aşılarken Lermontov ise ona kendi eserlerini okuyacaktır. Puşkin ve Lermontov'un şaibeli ölümleri ile Gogol'e tabiricaizse
Öğretmenler, anneler, babalar için önemli bir kaynak diye düşünüyorum. Çünkü artık bir çocuğu yetiştirirken arkamızda koca bir köy yok. Gelenekten koptuğumuz, yeni olanı yakalamada güçlük çektiğimiz bu zamanda kitaplar en iyi rehberimiz.
"Nasıl başaracağını öğrenmek en zekice başarıdır!" (s.13)
Kişisel başarı öykülerimizin