Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben, erkeklerdeki Don Juan sendromunun tek bir etmene bağlı olduğunu düşünmüyorum. Şiddetli narsisistik karakter patolojisin­den mazoşistik ya da histerik olarak belirlenmiş göreli ılımlı bir pa- tolojiye kadar, çeşitlilik sergileyen bir kadın hoppalığı [promiscuity] gibi, süreklilik gösteren bir erkek hoppalığı da vardır. Narsisistik hoppa kişilik Fransızların anlattığı bebeksi, bağımlı, isyankâr; ama efemine tipe göre çok daha sert bir Don Juan tipidir.
Sayfa 78
Evlenmek isteyen erkek günümüzde öylesine az ki zaten.
Reklam
İki gün sonra Aliman'ı gömdük. Geleneklerimize göre bir kadın ölüyü gömmek için mezarlığa gidemez, bu işi erkekler yapar. Ama ben gittim ve kimse bir şey diyemedi. Çünkü bizim evde erkek yoktu.
Sayfa 128Kitabı okudu
Birisi için kaygılanmak, kadının sevgi ve ilgisini ifade etmesinin yollarından biridir.
"Seni çok seviyorum Suzan" dedi. ""Çok' demeden söyle" dedim. "Neden, ben gerçekten seni çok sevdim" dedi. "Çünkü dünyada bir tek cümle var ki, orada 'çok' aslında 'az' demektir. İki erkek, iki kadın, iki ahbap birbirini çok sevebilir ama sevgilini çok sevemezsin. Onu sevme şeklinin azı çoğu yoktur. Onun için adam gibi söyle.." "Seni seviyorum. Seni çok uzun yıllar öncesinden seviyo- rum" dedi. Sesi titriyordu
Sayfa 121 - Doğan KitapKitabı okuyor
Bir kadın ve bir erkeğin alışılageldik hikâyesi; alışılageldiği gibi, hep yaşandığı gibi olan. Sonu da aynı sıradan son. Kadın acı çeker. Erkek özgür kalır.
Reklam
Tek başına olsan da kadını sömüren bütün yaşam şekilleriyle savaş. Karma eğitimle, karma iş hayatıyla, misafirlikteki karma oturmayla, karma tatille, karma ziyafetlerle, kızlı-erkekli imtihan meclisleriyle, sokaktaki erkeklere daha güzel görünmek için örtünenle, evine gelen misafir erkekleri karşılamayla, kadını onlara hizmet ettiren anlayışla, kadın-erkek tokalaşır diyenlerle, başörtüsünü daraltıp bez parçasına çevirenlerle usanmadan mücahade et.
"İşte bu yüzden bir erkek için molekülleri ayırıp ülkeleri işgal etmek, kadınların aklından ne geçtiğini anlamaktan daha kolay."
Sayfa 250 - Pegasus Yayınları
Erko yine erko
KADIN: Korkutuyorsun beni. ERKEK: Sen de beni. KADIN: Konuşmayayım öyleyse. ERKEK: Konuş rica ederim, anlat!
Nikâh günü onlarca, yüzlerce veya binlerce kişi bir salonda bir araya geliyor. Haremlik-selamlık dense, yobazlık sayılıyor. Bu tavırlar Müslümanların nikâhlarında oluyor. İlahiler eşliğinde kadın erkek karışık bir nikâh oluyor ve bunun adı da İslâmî düğün oluyor. Bir organizasyon şirketinin reklamında okumuştum: “İslam’a uygun düğün için sizi bekleriz!” yazısının altında kadın erkek karışık bir düğün salonu resmi vardı.
Reklam
Mars ve Venüs dillerinin sözcükleri aynıydı ama kullanış biçimleri bunlara başka başka anlamlar yüklüyordu.
“…Onu bana hatırlatmayan ne var ki? Şu döşemeye baksam, taşların üzerinde onun yüzünü görüyorum. Her bulutta, her ağaçta o var. Geceleyin hava onunla dolu, her şeyde ondan bir pırıltı var; gündüzleri ise çevremde ondan başka bir şey yok, her yerde o! Rastladığım kadın ve erkek yüzleri, kendi yüz çizgilerim bile, bir benzeyiş içinde benimle eğleniyorlar. Bütün dünya korkunç anılarla dolu; nereye baksam, onun yaşamış olduğunu ve benim onu yitirdiğimi görüyorum!”
Sayfa 388 - From Heathcliff
68 syf.
·
Puan vermedi
Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920'li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun "gönderen"inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: "Sana, beni asla tanımamış olan sana". Kadın büyük tutkusunu hep bir "bilinmeyen" olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde "taraflar" değil, sadece tek bir "taraf" vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda "mutlak aşk" kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal!
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,8bin okunma
626 syf.
·
Puan vermedi
On yaşında öksüz kalan Jane Eyre, kendisini hiçbir zaman sevmeyen, ancak kocasının vasiyeti üzerine bakımını üstlenen yengesiyle zor bir yaşam sürmektedir. Gönderildiği katı kuralları olan yatılı okulda (aslında Charlotte Brontë'nin bir yılını geçirdiği Lancashire'daki okuldur) kötü günler geçirir. Ancak Jane Eyre, Charlotte Brontë kadar şanslı değildir; okulda on yıl kalır ve öğretmen olarak mezun olur. Edward Rochester'ın malikânesinde mürebbiye olarak iş bulur. Evin gizemli efendisi Rochester'e âşık olur; ancak onu hayal bile edemeyeceği zorluklar ve acılar beklemektedir. XIX. yüzyıl İngilteresi'nde, her türlü tutuculuğun kol gezdiği Victoria döneminde geçen Jane Eyre, birçoklarınca kadın hak ve özgürlüklerine sahip çıkan ilk romanlardan biri olarak kabul edilir. Yazarı Charlotte Brontë'nin yaşamından izler de taşıyan roman, hayatın sillesini yiyen yapayalnız bir genç kızın güçlü bir kadına dönüşmesinin öyküsüdür. Jane Eyre, yalnızca kadının erkek egemen toplumdaki konumuna gözüpek yaklaşımıyla değil, güçlü ve tutkulu anlatımıyla da edebiyata yenilikler getirmiş bir öncü kitaptır.
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,2bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.