Dikkat! Kitap içerisinde bize sunulan fikirlerden bahsetmiş bulundum. Bunu spoiler olarak değerlendirenler olabilir. Bu yüzden uyarıda bulunuyorum.
Barış Özcan ağabeyimizin tavsiye ettiği bu kitabı okumuş bulundum.
İnsanın 'sadece makine' olduğunu savunan yaşlı amcamız ile genç arkadaşımızın diyalog savaşı ile karşılaştım kitapta. İlk sayfasını
YouTube kitap kanalımda 1984 kitabını önerip distopya türünü anlattım:
ytbe.one/DNo1wRTFR1g
"Who are you to wave your finger?
You must have been out your head!"
"Sen kim olduğunu sanıyorsun da bana parmağını sallıyorsun?
Kafayı sıyırmış olmalısın!" Tool*
UYARI : Bu inceleme yazılırken hiçbir kitap yakılmamış,
YAŞAMAK “DAVA”SI
Lise yıllarında dershaneye gidiyordum,çoğumuz gibi.Bir gün önüme bir test sorusu gelmişti, bin yıl önce yaşamış bir filozofun sözü vardı soruda, “Hukuk her zaman güçlüden yanadır”. 17 yaşındaydım ve kafam allak bullak oldu, inanamadım. Hayır ya dedim olamaz ! Düşündüm ,düşündüm ,düşündüm. Evet ya dedim olabilir! Şimdi 17x2
Mine Söğüt, Latin Dili mezunu ve aynı zamanda da gazeteci. Kendisi bu edebi altyapısının gazeteciliğinden geldiğini söylüyor. İnsan Hakları ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Daha sonra da editörlük yapmaya başlamıştır. İlerleyen zamanlarda da bilindiği üzere roman, biyografi, öykü, deneme gibi türlerde kitaplar yazmıştır. Eşi
İSLAM KIZINA HARAM TEKLİF HAA!
° Çalışan kadın yuvasını dağıtıyor.
° Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.
° Kızlarına sahip çıksalarmış.
° Medya olayları abartıyor. Kadına yönelik şiddet algıda seçicilik.
° Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.
° Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.
° Kız mıdır kadın mıdır bilemem.
°
ŞUBAT AYI HİKAYE ETKİNLİĞİ
#104029280
Merhaba. Mahmut Hocanız bu konuşma için beni ilk davet ettiğinde acaba insanların benim için vakitlerinden ayıracağı kadar ne başardım diye çok sorguladım kendimi. Sürekli cevap aradığım sorulara bir yenisini eklediği için öğretmeninize teşekkür ederim. Bugün 27 Mayıs 2051
: “baksana batıyor güneş ve önüne geçemiyorum… bir batışın daha ne anlama geldiğini biliyor musun? Güneşin bir batışı daha trenin büyüsünü kaybetmesi
anlamına geliyor, arkadaşlarımın uzaklaşması, kızın büyümesi, oyunların silinip gitmesi, şu gördüğün küçücük yamacın koca
bir dünya olmaktan çıkması anlamına geliyor güneşin bir batışı daha. Şu halime bak, dudaklarımın arasından dökülen kelimele-
rin ağırlığına bak! Henüz on üçünde olmama karşın, otuzunda olan bir insanın kaldıramayacağı kelimeleri döküyorum bu ufa-
cık dudaklarımın arasından bir bir… şuraya bak, karşındaki on üçünde olan çocuğa! Oysa benim gidip hemen aşağıdaki yaşça büyük arkadaşlarımın arasına katılıp, onlarla oynamam gerekmez miydi? Ben ise burada oturmuş, batmakta olan güneşe
üzülüyor, için için yiyip bitiriyorum kendimi. Çocuk olmak, oynamak istiyorum. Son zamanlarda bende bir değişiklik sezdiklerini işitmekten yoruldum, acı veriyor bana… bana otuzlarda olduğum kişiyle karşıma çıkmanı istemiyorum ki! Bana sürekli şunu yaparsan düşersin, bunu yaparsan kafana darbe yersin
demeni istemiyorum, rahat bırak beni! Bırak düşüp dizimi kanatayım, bırak olur olmaz yerlerde kafam yarılsın, bırak bunları
bilmeden yaşayıp…
Neredeyse 21 yıldır iktidarda .
Daha yenile göbeği açık modası çıkardınız mağazalarda düzgün kıyafet yok hepsi yarım .
Sokakta sütyenle gezen de var.
Hanginiz 21 yıl boyunca kırbaçlandı ?
Chp devrinde başı kapalıların baş örtüleri zorla çıkarıldı .İnsanlar peruk takmak zorunda kaldı hatta ölen kadınlarında başını açtılar . Demek ki siz kafam açık-kapalı derdin de değilsiniz . Siz bu ülkeyi de düşünmüyorsunuz .
Çıplaklığı özgürlük sananlar üzülmeyin rahat rahat geziyorsunuz zaten yeterince .Normal insanları da rahatsız ediyorsunuz .
Başlamadan önce bu konuda hem felsefik hem de ideolojik olarak çok fazla bilgi sahibi olmadığımı ve bazı yanlışlar olabileceğini belirtmek istiyorum. Kitap hakkında ileride dönüp bakabilmek için bir şeyler yazmak istedim ve yazar hakkında onlarca şey okudum ki kafam allak bullak... Elimden geldiğince mantık çerçevesinde bunları birleştirip yazmaya
Kabullenişle direniş arasındaki çizginin üzerinde duruyorum. Biliyorum ki, ülkemin yarısı da benimle beraber o çizgide yürüyor. Umutsuz olmak kadar korkutucu bir duygu daha yok. Hayatta beklentilerin gerçekleşmeyeceğini kabul etmek bir nevi ölmeyi istemek kadar keskindir. Fare tuzağına sıkıştırılmış küçük bir peynir gibi değersizleştirilen
Merhaba dostlarım; kafam o kadar karışık ki size anlatamam. Normalde kitabı bitirdikten hemen sonra düşüncelerimi yazmayı çok seviyorum. Çünkü hislerim taze ve en coşkulu zamanındayken yazdığım şeyleri okumayı, bana kitap hakkında neler hissettiğimi hatırlatmasını seviyorum. Ancak bu kitapta öyle olmadı. Kitabı bitirdiğim an (tabii o sondan dolayı
Bir şey yaparken neden hızlanırım? Bir an önce bitsin diye mi?
Canım sıkıldığı için mi? Kurtulmak istediğim için mi? Sonrasında kafam rahat olsun diye mi? Hallolsun diye mi?
''İsterim ki bu kitabı okuyunca, şehvetli bir kabus görmüş gibi olun. ''
Zalımsın PESSOAAAA...Bir karabasan gibi çöktü üzerime cümleler. Hem bedenen, hem ruhen zor günlerden geçtiğim bir dönemde bu kitaba denk gelmem tam acıdan zevk alma durumu oldu. Kendi acımı unutup, Pessoa'nın içine düştüğü bu derin sancıyı tüm bedenimle hissettim. Yoğun,