Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nurullah Genç Yağmur
Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat. Yıllardır bozbulanık suları yudumladım, Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları, Yağmur, seni bekleyen
Sayfa 1
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Reklam
"Siz insanlar, kendinizden başkasını önemsiz sanırsınız. Hâlbuki onların içinde koca bir kâinat saklıdır. Olanı hayvanlar da görür; esas görme, olacağı görebilmektir. Ah aşkın basireti, neredesin?"
Harika...
İnsanın tanrılaştırılmasından ibaret olan bütün dinler, aşkın varlığı sembollere feda eden, mitoloji halini alan bütün dinler, nihayet aşkın varlıkla dünyayı, gerçekle ideali karıştıran panteizm hakiki din değildir. Bunlar ancak mutlak sezgisine dayanan din adamının duyular dünyası içinde kaybolmuş tecrübeleridir. Filozofun kâinat görüşünü çerçeveleyen hakiki din, ancak duyular dünyasından sonsuzca uzakta ve dünyayı kuşatan mutlak varlığa çevrilmiş sevgide, mistiklerin “ilahi aşk”ından farklı bir anlamda sonsuz varlığa çevrilen, ulaşılamayacak sonsuz varlığa sevgiden ibaret “aşk dini”ndedir.
Sayfa 704 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yağmur
Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat. Yıllardır bozbulanık suları yudumladım, Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları, Yağmur, seni bekleyen
Kainattayızdır, kainat içinde bir yer tutmaktayızdır. İşte şiirin, aşkın vasfı da böylece belirginleşir.
Reklam
Ah Minel Aşk...
Netflix'te izlediğim Sonsuzluğun Sınırları adlı belgeselde sonsuzluğu araştıran bir bilim adamı şunları söylüyordu: "Sonsuzluğu çalışırken aslında bir hiç olduğumu, kâinat içerisinde hiçbir önemi olmayan bir zerre olduğumu, kısa bir zaman aralığında yaşayıp sonra da sonsuza kadar yok olacağımı düşünüp umutsuzluğa kapılmıştım." Fakat belgeseldeki bilim adamı, gözlerinde bir anda parlayan bir ışıltıyla sözlerine şöyle devam etti: "Daha sonra bir şey oldu, birine âşık oldum. Ve birdenbire her şey daha önce hiç olmadığı kadar anlamlı hâle geldi" İşte insanın bu engin sonsuzluk içerisinde anlam kazanması ancak varoluşun sebebi, anası ve her şeyi kaplayan rahmet denizi olan “Aşk"la biliş tutması, ona değmesi, ona ilişmesi ile mümkün olur. Çünkü aşk, bizi içimizdeki esas Varlık'la, sonsuz olanla, mana ile bir olmaya çağırır. Ve birdenbire zerre kadar hükmü olmayan varlığımiz, aşkın sonsuz ve muhit olan okyanusuna gark olur, ona karışır, O olur. İşte ancak böyle bir fena hâlinden sonra hakiki bir beka ile bu ålemde, artık o okyanusun akıntısına direnmeden, onun rahmet dalgalarıyla uyum ve ahenk içinde hakiki anlamda can bulduğu gerçek bir hayat yaşamaya başlar. Her yerde o rahmeti, o cemâli, o aşkı görerek; her işini, ilişkisini, eylemini bu aşkla ve şevkle yapmaya başlar ki burada sufilerin ihsan dedikleri makam hakka'l-yakin olarak tecelli eder. Böylece Allahin sonsuz cemâlinin yansıması olan tüm güzellikler; sanat, mûsiki, mimari şaheserleri, divanlar, mesneviler şeklini alıp bu makamın hakiki kaynaktan neşet eden taze ve organik meyveleri olarak etrafa saçılmaya başlar.
Sezin Büyükmenekşe/Şahsiyetli hiçlik
"Siz insanlar, Kendinizden başkasını önemsiz sanırsınız. Halbuki onların içinde koca bir Kainat saklıdır. Olanı hayvanlar da görür; esas görme, olacağı görebilmektir.."
Beşer, fıtraten, şu kâinatın Hâlikına karşı hadsiz bir muhabbet üzerine yaratılmıştır. Çünkü fitrat-ı beşeriyede cemale karşı bir muhabbet ve kemale karşı perestiş etmek ve ihsana karşı sevmek vardır. Cemal ve kemal ve ihsan derecatına göre o muhabbet tezayud eder, aşkın en münteha derecesine kadar gider. Hem bu küçük insanın küçücük kalbinde kâinat kadar bir aşk yerleşir. Evet, kalbin mercimek kadar bir sandukçası olan kuvve-i hafıza, bir kütüphane hükmünde binler kitab kadar yazı, içinde yazılması gösteriyor ki, kalb-i insan, kâinatı içine alabilir ve o kadar muhabbet taşıyabilir.
Kainattayızdır, kainat içinde bir yer tutmaktayızdır. İşte şiirin aşkın vasfı da böylece belirginleşir.
kim içkin kim aşkın çözemiyorum Berke
Reklam
Sır İçinde Sır...
- " (…) Kâinat, insan için, insan da Allah’ın marifetine ulaşması için yaratıldı; Allah’ın marifeti?.. Allah’ın sırrı insan, insanın en büyük sırrı Allah; tesir edici eser hüviyetindeki insanda, -âlemde insan!-, aşkın ve sonsuz bir şey, ama yine insan haddinde kalan..."
İBDA YayınlarıKitabı okudu
YAĞMUR.. Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat. Yıllardır bozbulanık suları yudumladım, Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları, Yağmur, seni bekleyen
Beşer, fıtraten şu kâinatın Hâlık'ına karşı hadsiz bir muhabbet üzerine yaratılmıştır. Çünki fıtrat-ı beşeriyede cemale karşı bir muhabbet ve kemale karşı perestiş etmek ve ihsana karşı sevmek vardır. Cemal ve kemal ve ihsan derecatına göre, o muhabbet tezayüd eder. Aşkın en münteha derecesine kadar gider. Hem bu küçük insanın küçücük kalbinde, kâinat kadar bir aşk yerleşir. Evet kalbin mercimek kadar bir sandukçası olan kuvve-i hâfıza, bir kütübhane hükmünde binler kitab kadar yazı, içinde yazılması gösteriyor ki: Kalb-i insan, kâinatı içine alabilir ve o kadar muhabbet taşıyabilir. Madem fıtrat-ı beşeriyede ihsan ve cemal ve kemale karşı böyle hadsiz bir istidad-ı muhabbet vardır. Ve madem bu kâinatın Hâlık'ı, kâinatta tezahür eden âsârıyla, bilbedahe tahakkuku sabit olan hadsiz cemal-i mukaddesi; bu mevcudatta tezahür eden nukuş-u san'atıyla bizzarure sübutu tahakkuk eden hadsiz kemal-i kudsîsi; ve bütün zîhayatlarda tezahür eden hadsiz enva'-ı ihsan ve in'amatıyla bilyakîn ve belki bilmüşahede vücudu tahakkuk eden hadsiz ihsanatı vardır. Elbette zîşuurların en câmii ve en muhtacı ve en mütefekkiri ve en müştakı olan beşerden, hadsiz bir muhabbeti iktiza ediyor. Evet herbir insan, o Hâlık-ı Zülcelal'e karşı hadsiz bir muhabbete müstaid olduğu gibi, o Hâlık dahi herkesten ziyade cemal ve kemal ve ihsanına karşı hadsiz bir mahbubiyete müstehaktır. Lemalar - 57
aşk...
Aşk, üç harften ibarettir ama içinde on sekiz bin âlemi barındırır. Aşk, kâinatın mayasıdır. Kâinat, aşk için, aşkla yaratılmıştır. Eski zamanlarda birbirine kavuşamamış iki aşık yaşamış. Kader bunların arasından koca bir nehir geçirmiş ve birini bir yana, öbürünü diğer yana atmış. . Bu iki âşık her yıl aynı gün nehrin kenarında buluşurlar, hasret
Hayykitap
Siz insanlar, kendinizden başkasını önemsiz sanırsınız. Halbuki onların içinde koca bir kâinat saklıdır. Olanı hayvanlar da görür; esas görme, olacağı görebilmektir. Ah aşkın basireti, neredesin ?
Sayfa 235
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.