Selamun Aleykum ilk insan ve insanlığın ilk atası Hz. Âdem’den sonra insanlığın ikinci atası olarak kabul edilen Hz. Nuh’un hikayesini hepimiz az çok biliriz.Bu yazımda Nuh tufanının dünya toplumlarında nasıl bilindiğine dair bir incelemede bulunacağım.
Tufan olayı, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm gibi semavî dinlerin yanı sıra içeriği
“Kapı olmak hiç de sevimli değil,” diyordu içimizdeki çamların en yaşlısı, “Bir kere, kapı olunca kilit takarlar bize. İnsanoğlunun böyle acayip huyları vardır. Evet, gözümümüzün yaşına bile bakmadan kilit takarlar. Kilit ne demektir bilir misiniz?”
“Ne demektir?”
“Ben size söyleyeyim, kilit, insanın utancı demektir her şeyden önce… İnsanoğlunun
Hayat; uzun bir yol
Başı var ama sonu meçhul
Yol uzun, yol karmaşık
Yürümek çok zor geliyor bana
Attığım her adım yüreğimi acıtıyor
İlerlemekten korkuyorum
Bazen, diyorum
Gazap Üzümleri'ni ikinci okuyuşum. İlk okumam 13-14 yaşlarında idi, kitap çok kasvetli gelmişti ve çok sıkılmıştım. O kadar ki bir daha yıllarca Steinbeck okumadım.
Ebru Ince ve https://1000kitap.com/horsemanjr'nın birlikte yaptıkları etkinlik vesilesiyle ikinci kez okumak nasip oldu. :))
https://1000kitap.com/horsemanjr'nın
Şimdi dağları aralasan bu akşamüstleri ben çıkarım.
Kuşları kovalasan, yürüsen yolları göçebe yanım.
Geceleri kanatsan alnımda yağmur, saçlarım kar türküsü, çıkarım!
(Ben bu çiçeği bölsem, koklasam sen çıkar mısın?)
Yaprak-yiyen böceklerin yeşil, kabuk-yiyenlerinse benekli gri olduğunu; alpin kar tavuğunun kışın beyaza büründüğünü, kızıl-orman tavuğunun süpürgeotuyla ve kara-orman tavuğunun da turbalı toprakla aynı renkte olduğunu gördüğümüzde, bu tonlamaların söz konusu kuşları ve böcekleri tehlikeden korumaya yaradığını kabul etmek zorunda kalırız.
Anton Pavloviç Çehov Rus öykü ve oyun yazarı. Tüberküloz geçirmiş,aynı zamanda hekimlik yapmış bir yazar. Hikayelerinde hekimliğinin kadar hastalığının da izleri var. Doğa betimlemeleri çok güçlü. Dört mevsim bütün derinliğiyle yer alır hikayelerinde. Sonbaharın gün batımları,ağaçların yaprak dökmesi, ilkbaharın yağmurları,kışın yolları kapatan kar ve daha neler neler. Doğanın insan ruhu üzerindeki etkileri başarılı bir şekilde ortaya konmuş. Mevsime göre gülen, öfkelenen insan yüzleri çıkar karşınıza. Ufka uzanan tarlalar,öten çayır,balaban kuşları,envai çeşit çiçek yer edinir hikayelerinde. Belki de bu yüzden Yaşar Kemal onun öykücülüğünü çok övmüştür. Çoğu hikayesinde kahramanları ya veremden ölür ya da bulunduğu şehri terk eder.Rus köylüsünün yaşantısı hikayelerinde geniş yer tutar. Fakirlik sefalet boyutundadır. İnançsal sorgulamalar,idari sistemdeki aksaklıklar,aydının toplum içindeki konumu irdelemelere tabi tutulur. Hikayelerinde dikkat çekici bir diğer yön kadına bakış açısıdır. Kadın karakterleri çoğu zaman fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalır. Öyküleri Sait Faik hikayelerini anımsatır bazen. Okudukça keyif veren hikayeler çoğunlukta. Karakterlerin çoğu insana yabancı gelmiyor. Ben severek okudum. Okuyucusu çok olsun diyorum.
Başım dağ, saçlarım kardır,
Deli rüzgarlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.
Şehirler bana bir tuzak;
İnsan sohbetleri yasak;
Uzak olun benden, uzak,