Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Birbirine dokunan elleriniz, bir kitabı aralayan parmaklarınız, ince tebessümleriniz, çiçekli sevinçleriniz, heveskâr hayalleriniz, kırılgan kalplerinizle siz; ardıç ağaçları, ötüşen kuşları, şaşkın sincapları, sabah serinlikleri, kırmızı kirazları, revnaklı yıldızları, sabaha uzanan geceleriyle dünya, ne güzelsiniz.. Az sonra eriyecek bir kar tanesi kadar geçici, ama ne güzelsiniz…
Sayfa 314Kitabı okudu
küllerinde ne diye oyalanır bu masal kar yağdı da ne oldu ülkeme, her şey sarı bağbozumunda öldü son bahçenin kuşları gitme ey nazlı mevsim, benim toprağımda kal canlandır susturulan şarkıları yeniden kurtar beni bu sisten, bu vahşi zemheriden
Reklam
Bir dünya yarattım, rengarenk. Doruklarda kar benekleri, eteğinde göçmen kuşları, baharı getirmişler kanatlarıyla. 22.04.2019
Sayfa 69 - Yar YayınlarıKitabı okudu
Bir melez duruş bir arabesk. Servi ile gürgen arası uzanıp giden çamlar,durgun göle yansıyan akşamın kızıl ışıkları,arkalarında gümüş bir iz bırakarak süzülen kuğu kuşları .Ufukta pembe tüller ile uçuşan bulut kümeleri.Doruklarında kar parıltıları ile dikilen yalçın dağlar.Göllerde Haşimin şiirlerini terennüm eden kamışlar.
Rüknettin’in kalbi için kehanetler
ı rüknettin'in aynalarda ağladığı kadar var. bir mevsimin kıyısından tutarsan rüknettin kurak ovalara yağmurlar yağar ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi kalbin şiir olup vadilerini sular. senin de vadilerin vardır rüknettin! kehanetler kurarsın, yağmalarsın kendini kurtarıp o yangında ilk önce kalbini niyedir, aynalarda azalır
Sayfa 102 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Semûd
Şahmerdanlar gömmektedir şimdi aşkımızın göğsüne yadırgı hüzünleri kaypak bir çamur olan mayamız kinle bereketlenmektedir. Uyuyan bebekleriyle üşüyen köpeklerini bir yana bırakıp
Sayfa 104 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gece kuşları....
Küskündü kırgındı gece kuşları Kolu kanadı kırıktı, yorgundu gece kuşları Karanlıkta seçemiyordu Gökyüzü yağmur kar uçamıyordu Yumuşacık bir dokunuş aradı bulamadı Bir yudum sevgi istedi günlerce hiç uyumadı Konduğu dalda duramadı Hiçbir yerlere sığamadı Küskündü kırgındı gece kuşları Kolu kanadı kırıktı, yorgundu gece kuşları...
Hanife Çıta
Hanife Çıta
- OCAK
Osmanlı döneminde kuşlar için dahi vakıf kurulmuş. Mesela Göçmen Kuşlar Vakfı kışın kar ve buzdan yerlerde yiyecek bulamayan kuşların ölmemesi için kar üzerine yiyecek bırakırlarmış.Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde çocuklar için İstanbul'da kurulan büyük kuş pazarlarından bahsediyor. Buraya çocuklarıyla birlikte gelen aileler,kafesteki kuşlardan satın alıdıktan sonra bu kuşları uçurarak özgürlüklerine kavuşturduğundan bahseder. Fransız gezgin Du Loir, 1654'te Anadolu'daki gözlemlerini aktarırken şöyle der: "Osmanlı'nın birçok şehrinde kedilerin barınıp beslenmesi için vakıflar kurulduğunu gördüm ve hayret ettim "
Vuslât şafağın kızılını sürsen dudaklarına eflatun gecelerde dökülür köhne yüzüm oy kalbimin içini ve sür tırnaklarına ki! yüreğim can tanem, ezilmiş kara üzüm şafağın kızılını sürsen dudaklarına, iliklerinde hisset yağmurun kokusunu rüzgarın türküsünü dinle yanık sesimden ve sakın ha incitme sevdanın dokusunu azat ettim kuşları göğsümün
Açlık..
Yem kıtlığı, yolların buzlanması, kar yağışı, bozkır­lardaki, ormanlardaki kuraklık, su baskınları ve veba ko­yun ve at sürülerini yok eder, kurtları, ötücü kuşları, til­kileri, yabani anları, develeri, tatlı su levreklerini, enge­rek yılanlarını öldürür. İnsanlar doğal felaketler sırasında çektiği acılar açısından hayvanlarla eşit duruma gelir. Devlet kendi iradesine dayanarak yaşamı zorla ve yapay bir şekilde daraltabilir, setlerle sıkıştırabilir, o za­man da açlığın korkunç gücü, dar kıyılar arasındaki su gibi insanı, kabileyi, halkı sarsar, bozar, paramparça eder, ortadan kaldırır. Açlık, vücut hücrelerinden proteinleri ve yağları molekül molekül koparır, açlık kemikleri eritir, çocukla­rın raşitik bacaklarını çarpıtır, kanı sulandırır, başı dön­dürür, kasları kurutur, sinir dokusunu yer; açlık ruhu ezer, sevinci, inancı uzaklaştınr, düşünme gücünü yok eder, boyun eğme, alçalma, kabalık, umutsuzluk ve al­dırmazlık duygulan yaratır. Bazen insanın içindeki insanca olan şeyler tamamen ölür ve aç bir yaratık, öldürebilecek, ölüleri yiyebilecek, yamyamlık edebilecek hale gelir.
Sayfa 764 - Can Yayınları 6. BaskıKitabı okudu
Reklam
En iyisi pencere olmak.. Çünkü, bir pencere bir yanıyla içeriye bakıyorsa bir yanıyla da dışarıya bakar. Hiçbir şey göremese bile en azından gökyüzünü görür yani. Kuşları, bulutları, ufukları, yıldızları, yağmurları ya da kar taneciklerini görür.. Sokakları görür sonra, sokaktan gelip geçen insanları ve bu insanların ayak seslerini görür. Kısacası, dünyanın her yerinde pencerelerin gönlü kapılarınkinden daha zengindir.•
Belki de Bulunur Ay Işığında
Kalbim o heyelan gününde durdu Yorgun bir ırmaktı; çırpınıyordu Bir yol arıyordum denize doğru Ölü bir geceden gündüze doğru O müzmin şarkıyı unutmak için Nağnemeler devşirdim dudaklarından Adınla buluşan bir ize doğru Nasıl da sevmiştim dağları öyle Şimdi ta yerlere değdi başları Çölleri bilmeyen yolcular gibi Susacaksan, sustur önce kuşları Sen de çeşmeyi kurutup gittin Yılkı atlarını yürütüp gittin Rüya mıydı yoksa yağmurda yanmak Toprağa düşerken gökte uyanmak Gözlerim buzlara saplandı yine Demek ki kar yağdı kirpiklerine Şimdi bir ıssızda, yar başındayım Ölümü sevmenin telaşındayım Biraz cezbe katıp kalbin âhına Varmalı Mansur'un kıblegâhına Şimdi sultanları sevdiren masal Mihrican yurdunda mahrem ve kutsal Yok artık hayalin sarmaşığında Belki de bulunur ay ışığında
Atımla yola çıkıyoruz seherde Sabah, büyük bir kuş uyanıyor, Ağırlaşmış ay gibi susuyorum, Yaşı bilinmeyen yağmur önümde, Bin yıl ötedeki ufak çiçekler. Dün gece, dün gece gördüm düşümde Kömür gözlümden ayrı düşmüşüm Sevdamın avucunu bastırıyorum geceye Yağıyor dağlara kar benim için Güz ağaçları ile karıştırıyorum sisleri Beni yola bırakan ırmağa dönüp bakıyorum Uzaklıkların sınanmış bıçağı Bir şey demek gelmiyor içimden Kanımın buğdayını savuruyorum. Atımla, atımla yola çıktım seherde Lale sümbüller içinde hüma kuşları ötüyor, Avcılar yolu tutmuşlar dağlara erken erken, Dar sokaklardan geçiyorlar, Sağlarına sollarına gümüşlü hamayıl asmışlar Al atlarının, Mücevherli tüfekler asmışlar omuzlarına, Yeterince şarapları var günbatımı için İnsan gibi bakan kartalları gördüklerinde.
251 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.