Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bizi biz yapan şeyler neler? Mizacımız, yeteneklerimiz, yapmızda bulunan ruhsal niteliklerimiz. Her birimizin kendine has özellikleri var. Aynı olaya her birimizin farklı tepkiler göstermesinin sebebi bu. Bir olay yaşadığımızda o olaya hangi tepkiyi vermemizin doğru olduğunu belirleyen nedir? Diyelim bir hırsızlığa, cinayete, yalana, haksızlığa şahit olduk buna karşı doğru tepki nedir? Mizacımız ne olursa olsun hırsızlığı, cinayeti, yalancılığı görmezden gelebilir miyiz? Belki birisi bu durum karşısında çok heyecanlanır, birisi soğukkanlı şekilde yaklaşır ama mizacımız ne olursa olsun bazı doğrular ve yanlışlar vardır. Bir olayın ahlaklı mı ahlaksız mı olduğunu düşünmemize yol açan mizacımız değil karakterimizdir. Hırsızlık her zaman yanlış mıdır? Hırsızlığı kimin yaptığı, kimden çaldığı, çalanın yakınımız olup olmadığı, çalma eyleminin iyi bir şey için yapıp yapmadığı. malı yada parası çalınan kişinin iyi veya kötü bir kişi olması. Tüm bunlar aynı hırsızlık olayının farklı değerlendirmelerine yol açacak faktörler değil mi?
Reklam
Fakat neden gitmeliyim o yere? Müsaade kimden? Aeneas değilim, Pavlus değilim ben; Ne kendim ne başkası görür bende kıymet bu türden Rıza gösterirsem o halde çıkmaya bu seyahate, Korkarım ki teşebbüsüm olur delice ve beyhude.
Ben korku değilim kapı aralarında Pencerenin infilâkı değilim Gölgeleri yüzlerinden tanırım Bir resim bir ressamı ağlatır bir yerlerde Bir eşya bir hamalı Ben hâlâ öğütülen anılarıma değil Değirmene inanırım Bu derin aldanış kimden kalmadır Bu uzaklık, bu diba Söyle bana hindiba Nurullah Genç 🌿
Anlat bakalım bana şimdi Kimden çalmışsın gözlerinin rengini Gökyüzünü bile kıskandırıyorsun Mavi mürekkep bulaşmış imgelerine Bu şiir senden şikayetçi Sen suskunsun Oysa aşk mahallesinde divanedir yüreğim
Sayfa 54 - Aram YayınlarıKitabı okuyor
Yaaa çok güzel değil miii? Kalbe güzel dokunmak gibi bir şey bu.
"Böyle bakmayı kimden öğrendin sen? dedim bir gece. nasıl? dedi. böyle işte, içimin acısını alır gibi bakıyorsun."
Reklam
İnsanlar birbirlerine bir şeyler vermekten ve almaktan zevk duyarlar. Ancak bir insanın diğerine kendi gücünün çok ötesinde bir şeyler vermesi karşısındaki insanda olumsuz duygular yaratabilir, ya da birinden karşılığını veremeyeceği bazı şeyler alması onu tedirgin edebilir. Bu duygular, alınan şeyin kimden geldiğine, verilen şeyin kime verildiğine, verilen ya da alınan şeyin ne ya da nasıl bir davranış olduğuna göre değişebilir. Ancak, bazı insanlar sürekli bir şeyler vererek kendilerini kabul ettirme, ya da tam karşıtı, diğer insanlarla ilişkilerinde asalak bir yaşantı sürdürme eğilimindedirler. Temelde, bu tutumlar arasında bir fark da yoktur. Çünkü sürekli ve ayrım yapmaksızın vermenin gerisinde de kişi, diğer insanları kendisine bağımlı kılarak kendi bağımlılığına doyum sağlar.
Ey Türk genci, Sen ne zaman gerçekten öleceksin, buhran ne, kıpkızıl yanmak ne, ne zaman bileceksin? Ömrün başkasının solgunluğundan sâri bir hastalık gibi kaçmakla geçti, umutsuz olduğun halde umut satanların yanında dolaşmakla geçti, yüksekten, yüceden, heybetten, fedadan korkmakla geçti. Ömrünü bir gecekondu gibi tek kat üstüne kurdun, "Benim ayağım yere değecek" deyip gemiden kayıktan, zevrakçeden bile uzak durdun, sağlığı kaymaklı yoğurtta, tadı tahin pekmez kaşıklamada, acıyı başkasında buldun, ekşilik ve kekrelik pancar pezik turşusuydu sana, dünya bu, sofrası da bu deyip uzandın ona da, adın da kanaatkar oldu, dünyaya bir şey vermemeyi kanaatkarlığınla perdeledin, vermemenin utancını bile böylelikle eledin. Düşünsene o gizlice ama pek sevdiğin Avrupa'yı, nice genç kıydı canına, asarak, vurarak değil, yaşayarak kıydı canına, Absent yeşili, afyon kızılı, şarap buharı, bira buğusu deyip geçtin, Allah sevmez haramı deyip çay üstüne çay içtin, Allah'ın ahmak sevdiğini söyle kimden öğrendin?
mümkün mü¿
İçteki tüm düzensizlikleri tek başına düzene sokmak, bu konuda kimden olursa olsun yardım beklemekten sonsuz ölçüde daha olumlu bir davranıştır.
336 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Hikaye Hırsızı İyi yazarlar ödünç alır, büyük yazarlar çalar. Hiç kimse senin hayatını yaşayamaz. Senden başka hiç kimse senin yaşamına sahip çıkamaz. Kendi öykünü yalnızca kendi özgün sesinle anlatabilirsin. Son zamanlar da sıkca karşıma çıkıyor du,okumasam olmazdı.Burada reklamın önemi ön plana çıkıyor tabiki. Stephen King'in de
Hikaye Hırsızı
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024268 okunma
Reklam
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Umudu kırıla kırıla, her kapıdan boynu bükük ayrıla ayrıla, kimden medet umsa hayali yıkıla yıkıla yabancılaşır insan kendine. Kimse bir başkasının diyetini ödeyemez; herkes münferit ve geçecek bu cendereden. Kalbini pak ve temiz, koruyabilenlere ne mutlu.
Gel de bunu çoğu insana inandır! Ama Amin Maalouf buna inanmıştır.
" Kim" sözünü " ne" sözüyle değiştirmek ve soruyu: " Dünya kimden doğdu?" Yerine " Dünya neyden doğdu?" Şeklinde koymak, önemsiz bir şey gibi görünür. Bu düzeltme, bilimin gittikçe dinden uzaklaşarak, kendi yolunda yürümesini sağlamıştı.
Sayfa 92 - Say yayınları, Sertifika No: 10962, Rusça aslından çeviren: Ahmet Zekerya, PDF okuyorum.Kitabı okuyor
Kim kimden hesap sorar? Mazlum zâlimden, haklı haksızdan, sömürülen sömürenden, gelen gidenden mi? Yoksa hesap sormak, sadece güçlü duruma geçmiş olanın, güçsüzü, neyin adına olursa olsun, hesaba çekmesi mi demek?
Sayfa 165Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.