Korkarak, sinerek, bir 'malmışçasına' muamele görmek bizim hakkımız değildi, başımızı dikleştirip mücadele edecektik hepsi bu kadardı. Hukukta 6284 nolu yasa gereği gerekiyorsa başka bir yerde barınma olanağının sağlanması, koruma altına alınmak, geçici maddi yardım, barolardan ücretsiz avukatlık desteği ve hayati tehlike durumu varsa kimlik ve ilgili diğer belgelerin değişmesine kadar haklarımız vardı. En olmadı Türkiye'de bunun için çaba gösteren onlarca dernek ve vakıf vardı, evet bazen umudumuz tükeniyor, bazen haberlerde öyle şeyler görüyoruz ki, hukuka inancımız kalmıyor, kimse bize yardım edemez deyip kaderimize boyun eğiyoruz, ben yıllar önce öyleydim. Ama pes etmeyecektik, hukuktan, kadın sivil toplum kuruluşlarından, belediyelerin kadın danışma merkezlerinden, aile ve sosyal politikalar ilk müdürlüklerinden, şiddet önleme ve izleme merkezi ŞÖNİM'den, polisten yardım istemekten çekinmeden, kaderimize, bir erkeğe, bir insana, boyunduruğa, gerekirse ailemize boyun eğmeden dik duracaktık. Sadece biz değil şiddet uğradığından şüphelendiğimiz birini ALO 183'ü arayarak haberdar edebilirdik, böylelikle kadın şiddete uğramıyorum dese bile ara ara kontrol ediliyor. Biz kadınlar dik durdukça, iyi evlatlar yetiştirdikçe, kadınların ve erkeklerin eşit olduğunu öğrettikçe düzelecekti bu dünya. Başka türlü yol yoktu.