Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"-Senden birini öldürmeni istesem öldürür müsün? -Söyle kimmiş. -Kendini öldür. -O olmaz işte."
“Sanırım o kıza aşığım.” “Peki, kimmiş bu kız?” “O bir nehir,” diye iç geçirdim gözlerimi kapatırken. “Onu bırak­mayacağım, baba.” “Tamam, oğlum,” dedi yatıştırmaya çalışarak. “Bırakma o kızı." “Kalbimi yerinden öyle bir oynatıyor ki yani böyle...” “Gerçekten mi?" “Çok fena, baba,” diye iç geçirdim. “Güm, güm. Lanet olası güm diye atıyor kalbim.” Başımı iki yana salladım. “Sürekli böyle.”
Reklam
Sait Faik anlatıyor... ≈))))
Mustafa'nın meyhanesinde Kavaklıdere'nin başındayız. «Sence en büyük şair kimdir Orhan?» «Fuzuli.» İkinci şişenin ikinci bardağındayız. «Fuzuli'den sonra?» «Fuzuli mi? Kimmiş o?» diyor «Bırak o da avuç açmışlardan.» Ben yanımdaki, dilimin hiç avuç açmamış şairine bakıyorum. «Dilimin en büyük şairi sensin» diyorum. Diyorum amma hafifçe alay etmiyor değilim. Çakıyor kerata «Hadi oradan it» diyor. Ömründe küfür etmemiş, çelebi Orhan Veli'yi nihayet kız­dırabildiğime memnunum. Hayır kızmamıştır. Sahiden iyi şair ol­duğunu söylediğime kızmıştır. Bardaklarımız boştur. «Açık beyaz şaraptan bir tane daha doldur Mustafa.» SAİT FAİK (Yeditepe: 1 aralık 1951)
Kuyumuzu kim kazıyor
Adalet olmayan yerde zulüm vardır. Zalimin zulmü her zaman başkasına zarar vermez bazen de kendine döner. Dünyayı sömüren; insan kanı üzerine, gözyaşı üzerine konforlu bir iktidar kuranların saltanatı mazlumların göklere yükselen feryadı ile bakarsın yerle bir olur. Kuyumuzu kazan kimmiş, onu biliyoruz; acı olan şu ki, biz de o fikrin ardına düşmüş gidiyoruz.
Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
“Yargıçlık hakkını acı çekerek elde etmeli” ne demek? Namuslu olan herkes yargıçtır, işte benim düşüncem. – Öyleyse kendinden yana çok az yargıç toplayabilirsin. – Birisini tanıyorum bile. – Kimmiş o? – Şu anda oturmuş, benimle konuşuyor. Versilov, tuhaf tuhaf gülümsedi, kulağıma doğru eğilerek omzumdan tutup fısıldadı: “O da sana hep yalan söylüyor. “ O zaman ne düşündüğünü şimdiye kadar anlayamadım ama sonradan öğrendiğime göre, o dakikada bir haber yüzünden büyük bir üzüntü içindeymiş. Ama bu, “O da sana hep yalan söylüyor” sözleri öyle beklenmedik bir zamanda, öyle bir ciddilikle, hem de öyle tuhaf, şaka götürmeyen bir tavırla söylenmişti ki, sinir krizlerine tutulmuş gibi titremeye başladı. Bu beni korkutmuştu, vahşi vahşi yüzüne baktım; ama Versilov’un kulağıma bir şeyler fısıldadığını gören, bundan korku duyan annem: – Oh, oh, şükür Tanrı’ya, dedi. Bense başka bir şey sanmıştım… Arkadaş, sen bize darılma; biz olmasak da seninle görüşecek birçok akıllı kimse bulunur ama biz birbirimizin yanında olmazsak acaba seni kim sever? – Akraba sevgisi, hak etmeden elde edildiği için zaten ahlaka aykırıdır. Sevilmek için bu sevgiyi hak etmek gerek.
Reklam
600 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Kötü çeviri kurbanı olan kitap mı okuyucular mı?
Üç Cisim Problemi'nin devamının zaman atlamalarıyla gerçekleşeceğini tahmin etmiştim, bu kitapta Kriz Dönemi olarak adlandırılan Üç Cisimlilerin varlığının ve hedeflerinin duyurulmasından sonraki dönemde iki yüz yıl ileri gittik. Ancak kitap öyle kritik bir dönemi anlatıyor ki zaten ayrıntılarla dolu ve karmaşık olması beklenen çözüm planları, kötü çeviri nedeniyle gerçekten anlaşılmaz olmuş. Kitabın çevirisi o kadar kötü ki başka bir dilde okusanız daha iyi anlayabilirsiniz. Yazım hatalarından bahsetmiyorum sadece. De'yi bitişik yazmaları, iki yerine iyi yazmaları falan değil sorun. Bildiğiniz cümle kuruluşları yanlış. Şöyle demek istemiş herhalde diye diye kendimin düzeltmediği sayfa yok. Üstelik finali o kadar vurucu ki güzelim kitabı mahvetmişler. Umarım düzeltirler de sonraki baskılarını alanlar biraz daha keyifle okurlar. Üçüncü kitaba elim gitmedi. Çevirmeni kimmiş bakmadım bile, o kadar yoruldum bu kitabı okurken.
Karanlık Orman
Karanlık OrmanCixin Liu · İthaki Yayınları · 2019309 okunma
Acı Üzerine
Sana acı verdiğini tasavvur ettiğin bir şeye dair kanını defedersen, kendini güvenli bir yere yerleştirmiş olursun. Kimmiş bu "kendin"? Akıl. " İyi de ben akıl değilim." Peki, o halde aklın kendine acı çektirmesin; başka bir parçan acı çekiyorsa, bırak bu konudaki yargıyı o versin.
Cennet bahçelerinden bizi men edebilecek olan da kimmiş!? O ev bize Âdem atamızdan mirastır, elbette gireriz. Nâbî
592 syf.
9/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Her kitabın bir zamanı vardır diye düşünüyorum. Felsefe tarihi üzerine yazılmış bir roman olan Sofie’nin Dünyası, aylardır kitaplığımda bekleyen bir kitaptı. Okuyunca bir kez daha anladım ki gerçekten her kitap her zaman okunmuyor. Bazen ön hazırlık yapmış olmak gerekiyor. İçindekiler kısmına baktığımda ‘mitler’, ‘Atina’, ‘Spinoza’, ‘Kierkegaard’
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 202036,5bin okunma
Reklam
Bekleyin, tamamen iyileştiğimde aldığınız her nefesi size zehretmek için geleceğim! Bekleyin ve Yankı Sarmaşık kimmiş daha iyi görün! Bekle beni, sevgili eğitmenim çünkü o tesisi başına yıkmaya geleceğim. Yemin ederim, canımı yakanların canını almadan durmayacağım! Ben de Yankı isem bu yeminimi yerde koymayacağım.
Kimmiş o gelen ya giden kimmiş Bir yabancı mı, yoksa bir ermiş Değilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan
2/10 puan verdi
kişisel gelişim?
Kişisel gelişim adı altında yazılan ve sırf oraya buraya "ben kişisel gelişim okuyorum canım" havasını atabilmek için okuyucuların aldığı, popüler kültüre meze olmuş kitaplardan biri daha. Kitap çıktığı günden beri sürekli karşıma çıkıyor, birçok kitap sayfasının önerisi olarak sosyal medyada önümde paylaşılıyordu. Merak etmiştim,
Kendine Hoş Geldin
Kendine Hoş GeldinMiraç Çağrı Aktaş · Olimpos Yayınları · 201910,4bin okunma
Gelmiş Bulundum..
Ben mişim -neymiş- su sesiymiş Oymuş -cam kırıkları gibi gövdemi yakan- Yanağında sardunya kokusuyla yazdan Kimmiş o gelen ya giden kimmiş Bir yabancı mı, yoksa bir ermiş Değilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan. Güneş mi batarmış bir özel ismi bitirir gibi Yanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayan Ne kalmış bir önceden ya da bir sonradan Kim
1.399 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.