rivayet o dur ki !
uyku ve kuyu arasındaymış ömür masalı
ne üç elma düşmüş gökten
ne de can verilmiş balçığa
o ıssız korularda dilsiz bir söylencedir
Yusuf’tur biraz
biraz kuyu ve zindan
ve şakırdayan zincirlerin sesi
tırmalarken kulağını kölelerin
yağız atların yelelerinde akan çocukluğumdur
ve babam köylüdür çokça
çok esmer, çok
birilerini mutlu etmekle geçmiş hayatım.
şöyle bir baktım da kendim için hiçbir şey yapmamışım...
o seviyor diye pişirmişim yemekleri,
şu seviyor diye demlemişim çayı,
bu seviyor diye görüşmüşüm muhabbeti sarmayan kişilerle...
birilerini mutlu etmek için gitmişim kilometrelerce yolu...
kıymetim bilinmemiş......
kimsenin önceliği olmamışım
Bir toplumda şiddet ne kadar yoğunsa , o toplumun insanları o kadar mutsuz, güvensiz,kederli,kırılgan,alıngan, umutsuz, öfkeli ve şiddet göstermeye o kadar yatkın olur .
THE RATİONAL MALE
Kadınlar aktarılan bilgiden çok iletişimden keyif alırlar. Çözülmesi gereken bir sorun değil, iletişimdir.
“Açık iletişim kadınları ne kadar sinirlendiriyorsa, gizli iletişim de bizi o kadar sinirlendiriyor. Dilimizin onlar için hiçbir sanatı yok, bu yüzden kadınlara en iyi ihtimalle aptal veya basit görünüyoruz
Ruh eşi bir
Seni seyrediyorum uzaktan
O yürüdüğün yollar, baktığın gökyüzü, uyandığın güneş
Ben olmalıydım diyorum
Ben olmalıydım diyorum ama
Her defasında bir adım ileri bir adım geri sarıyor hayat beni
Korkuyorum
Hem de hiç olmadığım kadar
Bir yanım gel ne olur diye yalvarıyor
Bir yanım ise acı çeken ben olayım istiyor
Dışarı bakıyorum gelen geçene
Aslında görmüyorum, duymuyorum burada değilim.
Hiçbir yer diye bir yer var, orada ölüyorum..
Derinlerde bir yer çok derinlerde
Gel gel! Bul beni çıkar ellerinle
Koca bir el lazımdı seninle benim kalbimi atacak bir köşeye
Başka bir ihtimal daha yoktu artık birbirimizi görmemize
Kahpe bir hayatın esprisiydi sadece
Küçük bir buse kondurdu dalga geçer gibi
O masum, o kırılgan kalbimle, sadece eğlendi..
Selda ERŞAHİN
Hepimizin çatlakları vardır, korku ve kaygıyı arkasına alan hayat hepimizin kalbinde ve de zihninde küçük çöküntüler, izler bırakmıştır, bizler de bu deformasyonlarımızın üzerini kırılgan umutlarımızla sıvamaya çalışırız. Savunmasız taraflarımı her zaman elimden geldiğince gizlemeye gayret ederim. Aslında ben pek çok şeyi gizli tutmayı yeğlerim.
....
LİBERAL AHLAKIN ELEŞTİRİSİ
Liberalizm, en genel tanımıyla: bireyselliği, kişisel özgürlükleri, serbest alım-satımı destekleyen, devlet otoritesini olabildiğince azaltan, bireysel tatmin ve karı olabildiğince arttırmayı hedefleyen felsefi düşünce akımıdır.
Sadece felsefi görüş demekten hoşlanmıyorum aslında.
Liberal düşünce siyasi ve ekonomi
Otomatik depresifler:
Bazı insanlar aşılamaz zorluklarla karşılaşınca içine kapanır ve depresyona girer. Bu gruptakiler her durumdan depresyon çıkarırlar! Bu insanları içlerindeki alıngan, kırılgan ve incinmiş bir çocuk yönetir. Dış engellerden bile kendilerini suçlarlar. "Ben ne yaptım da bana bunu yaptılar?"
Olağan öfkeliler:
Baumgartner, Paul Auster’ın yaşamın son demlerindeki anlamlılığı ve kayıpların ağırlığını ustalıkla işlediği bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Kitap, kederin ve anıların gölgesinde, ölümün kıyısında dolaşan bir kahramanın, yaşamın kırılgan ama değerli yapısını keşfedişini anlatıyor. Auster’ın bu eseri, belki de yazarın kendi iç dünyasının yansımalarını taşıyor; son dönemde yaşadığı kayıpların ve mücadelelerin bir özeti niteliğinde. Bu roman, sadece Auster’ın kaleminin gücünü değil, aynı zamanda hayatın karmaşık dokusunu da sergiliyor.
Romanın açık uçlu bitişi, Baumgartner’ın hikâyesinin henüz tamamlanmadığının bir işareti gibi. Auster, bu eserin son romanı olabileceğini ima etse de karakterinin yaşamı gibi, romanın sonu da belirsizliklerle dolu. Auster’ın yarattığı Baumgartner karakteri, ne fantastik serüvenler yaşıyor ne de olağanüstü bir hayat sürüyor; o sadece ölümlülüğün kıyısında, gerçek bir insan gibi var olmaya çalışıyor. Belki de en önemlisi, roman Auster’ın kendi yaşamındaki deneyimlerle örtüşüyor olabilir. Böylece Baumgartner, biz okurlar için, hayatın en zor anlarında bile umudun ve insanlığın ışığını arayan bir kılavuz haline geliyor. Bu, özellikle de ölümün kıyısında, sular altında kalmış bir gemide bile, bir insan elinin bize uzanabileceğini, hayatta kalabileceğimizi hatırlatıyor.
BaumgartnerPaul Auster · Can Yayınları · 2023101 okunma