Sonunda bir kitabı daha bitirmenin tatlı yorgunluğu ve aynı zamanda da insana dolu dolu duygular yaşatan sayfaların sonuna gelmenin hüznü içindeyim. 19.yy Rusya'sının dönemini, şehir hayatının karışıklıklarını irdelerken, farklı farklı karakterler ve onların karmakarışık aile ve aşk hayatını ele alan yazar, duygusal olarak kafanızı allak bullak edecek. Asi, cesur, ipe sapa gelmez dik başlılığı ve çekici güzelliği ile herkesi büyüleyen Anna ve subay Vronsky ile acınası aşkı arasında bir yandan da; hayatın anlam arayışı içinde kaybolmuş, dürüst, akıllı bir adam olan Levin ile onun saf, duru güzelliği ile hayran olduğu Kiti'si ile evliliği ,okuyanda büyülemenin ötesinde bir etki yaratıyor. Bazen kitabı hiç elimden bırakmadan saatlerce okudum, bazen de 'Gene mi süregelen mutsuzluk?' diye bıraktım, ama ikisi de aynı yoğun duyguların sonucunda gerçekleşen şeylerdi. İnsan okurken; kendini ayrı ayrı o karakterlerin yerine koyup, en az onlar kadar anı yaşayıp, karakterlerin kendilerine sordukları soruları da kendi kendine sorup, cevaplarını mukayese ederken öyle tuhaf oluyor ki... Bence herkes bu kitabı okumalı ve içindeki karmakarışık bir o kadar da anlamlı duygu yoğunluğunun esiri olmalı.