Beyaz Geceler, Dostoyevski'nin 1848 yılında kaleme aldığı bir aşk hikayesidir. Dostoyevski'nin okuduğum diğer eserlerinden farkı; daha coşkun bir üslubu barındırmasıdır. Bu hikayede, sekiz yıldır St. Petersburg'ta yaşayan ve adını öğrenemediğimiz gencin yıllardır yaşadığı yalnızlığı, hayallerindeki aşkı buluduğunu sanması üzerine hayal dünyasından çıkmasını ve gerçek hayata geçişini kendi ağzından dinliyoruz. Eserin en ilginç yönü; anlattığı aşktan ziyade hayal dünyasında yaşayan, kendini gerçeklikten soyutlamış gencin aşk ile kaçırdıklarını fark etmesi ve hayat-hayal dünyası karşılaştırması yaparak hayal dünyasının tahlilini yapmış olmasıdır. Dostoyevski'nin öykülerini okurken karakterlerin çekingenlik, kıskançlık, saflık, kaygı gibi duyguları okura yansıtması karakterle bağlantı kuramanız açısından oldukça önemli. Normalde çeviri kitaplarını farklı yayınevinden okurdum fakat bu sefer Yitik Ülke'den okumayı tercih ettim ve pişman olmadım, çevirisi oldukça güzel. Sizlere de şans vermenizi öneririm. Rus Edebiyatı'nı ve Dostoyevski'yi seven herkesin bu kitabı okumasını öneririm.
#alıntı
"... biliniz ki, yanlış insana karşı duyulan sevgi çabuk unutulur."