Kitabı elime okumak için aldığımda, yine hafızamda yer edinecek bir kitap daha diyerek kitabı okumaya başlamıştım. Ve sanki olayların içinde ben vardım da, tüm o mücadeleleri ben verdim, o acıları ben çektim gibi bitkin, yorgun ve argın bir şekilde kitabı bitirdim. Bir kitap bu kadar mı gerçek olur? Bir gerçekten başka bir gerçeğe atladım. Demir Ökçe eşittir gerçek dünya!
İlk olarak 1907 yılında yayınlanan kitap; olayları Avis Everhard'in gözünden anlatıyor. Yani, geçmişe dönük bir tanık gözü ile kapitalizmin toplum üzerindeki etkisine, sosyalizmle olan savaşına şahit oluyoruz. Sizi sizden koparıp yeter artık yeter, bu kadarı da çok fazla dedirten bir kitap Demir Ökçe. Kapitalist sistem tarafından işçi sınıfının, halkın nasıl ezildiğine, alt ve üst tabaka arasındaki devasa uçurumu iliklerimize kadar hissediyor ve görüyoruz. Tüyleri diken diken eden, günümüzü yansıtan gerçeklerle yüzleşiyoruz. İçinde bulunduğumuz; kimimizin fark edip umursayamadığı, kimimizin de, farkında olmadığı gerçeklerle...
Emeğin hiçe sayıldığı, insan ayrımının nasıl ve ne tür berbatlıklarla yapıldığı... İşte kapitalizmin yönetimi ve yönettiği toplum.
Düşündürücü, öğretici ve araştırmaya yönlendiren bir kitap olmasının yanı sıra kesinlikle okunması ve okutulması gerektiğini düşündüğüm bir kitap. Yalın bir kitap olduğunu söyleyemeyeceğim lakin akıcı ve sürükleyicidir. Kurgusuna doyum olmuyor; hem beyninizi hem yüreğinizi bol bol doyuruyor. Distopik ve bilimkurgu diyebileceğimiz türde bir eser Demir Ökçe!
Huzurlu okumalar dilerim.