"...korkaklıkla pervasızlık arasında bir orta yol, cesaret vardır;.."
Klasikleri tekrar okumak ne güzelmiş... Hele de böyle farklı yaşlarda okumak. İlk gençlik de anlaşılan ile şimdi anlaşılan bir olur mu?
Gelelim Don Kişot'a; Cervantes tarafından yazılan, bizleri güldürüp, eğlendiren bir o kadar da düşündüren efsane bir roman. O dönemdeki İspanya'nın sosyal, siyasi, ekonomik ve dini düzeni hakkında da bilgi verirken tarihi bir arşiv niteliğinde...
Aslında Don Kişot şövalye öykülerinin komik bir birleşimi olarak tasarlanmış. Fakat gerçeklik ile delilik arasında ince çizgide çok da anlam kazanarak günümüze kadar gelmiş bir baş yapıt.
Kahramanımızda sanırım şövalye romanları okumaktan aklı karışmışa benziyor. Don Kişot, atı Rosinante ve benim en sevdiğim karakter, uşağı Sancho Panza ile birlikte geçirdiği serüvenleri deliliğe övgü bir dille anlatıyor.
Bu kitapta gerçek deli kimdir? Don Kişot mu? Yoksa yüzyıllardır değişmeyen toplum mu, düzen mi, sistem mi?
Yazar o dönemi eleştirirken bizlere de değişmeyen gerçekliği gösteriyor doğrusu...
Ah sevgili Don Kişot, nasılda sevdiğin uğruna yel değirmenleriyle savaşırken sisteme başkaldırışın takdire şayandı?
Okurken hem eğlendiren hem de çokça düşündüren bir kitap. Ben beğendim, takdir sizin. Keyifli okumalar dilerim.