Bu bildiğiniz aşk hikâyelerinden değil. Mevlana ile Şems-i Tebrizi aşkını ve büyük buluşmasını anlatıyor. Kitabın tekniği de çok etkileyici içerisinde birden fazla dönemi paralel işliyor. Günümüz Abd’sinde yaşayan bir yahudi aile ile 13.yüzyıl Konya’sındaki şems ve Mevlana arasında gidip geliyorsunuz.
Kitapta, yazar, zamanımızdan 13. Yüzyılda yaşanmış olan tasavvufi bir aşk hikayesini ve bunun günümüzde sebep olduğu dünyevi bir aşk hikayesini, birbiriyle bağlantı kurup, başarılı bir şekilde kurgulayarak bize anlatıyor. Tabii ki bu anlatımında, sık sık gidip gelmeler ve şahısların kendi ağızlarından yazdıkları metinler vasıtasıyla gerçekleştiriyor. Bu arada da bol bol tasavvufi mesajlar veriyor. Tasavvufi bir içerik fakat çok etkileyici ve akıcı. Lise zamanlarında alıp okumaya fırsat bulmadığım ve yıllar sonra tekrar karşıma çıkıp okuduğum bu kitabı kesinlikle tavsiye ederim.
Aşkın hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındadır, merkezinde, Ya da dışındasındır, hasretinde…
İyi Okumalar!
Sevgilerimle