Kitap hakkında inceleme yapmadan önce bana hediye ettiği iki kitaptan birisi olan bu kitap için de Ahizer'e teşekkür ederim.(
Ahizer)
Linç yiyeceğim gıcık mı gıcık bir inceleme olacak ama umurumda değil. Romantizmin etkisine kapılanlar ya da boş milliyetçilik taslayanlar incelememi okumaya bile kalkmasın!
Dünya üzerinde yaşanan binlerce yıl ve milyarlarca hayat için en boş ve gereksiz şey ne diye sorulursa, aşk derim.
Zaten önceki incelemelerimi okuyanlarda bilir ki bundan nefret ediyorum. Nedenleri daha önce de anlatmıştım o yüzden tekrarlamayacağım.
Kitapta 3 tane kişi var.
Birincisi Suad adında silik bir kadın.
İkincisi Süreyya adında ki Cemal Süreya'ya benzediği için de ayrı bir sinir oldum yazara, bu kişide bir çeşit boynuzlu...
Üçüncü karakterimiz de Necip adında salak birisi.
Suad ile Süreyya evli. Tabii ana baba zengin olunca bunlar da evin birinde oturup duruyorlar. Sonra çok sıkıldıkları bu evden kaçıp başka bir eve yerleşiyorlar.
O arada bu ikilinin bir çeşit dostu olan Necip de bunlarla takılmaya başlıyor.
Tabii iyi güzel yaşarlarken bizim Süreyya bi' deniz hastası olup çıkıyor. Her gün sandalla denize açılıp duruyor. Suad ise denizi sevmediği için evde kalıyor.
Bizim Necip ise Suad'ın yanında kalayım diye ayak yapıyor.
Süreyya'mız nasıl bir g.vat ise hiç işkillenmeden her gün gidip gidip geziyor sandalla...
Sonra olanlar oluyor işte bu Suad ile Necip güya birbirlerine aşık oluyor(!)
Ama çok salak oldukları için bir türlü birbirlerine kavuşamıyorlar.
Necip kendisine hakaret ediliyor bunlara katlanıyor falan. Suad desen ise çok sünepe bir tip olunca hiç söz etmiyor falan...
Neyse ya daha fazla yazmak istemiyorum ki zaten neden hep böyle kitaplar bulur beni anlamıyorum!
Boş bir kitap. Edebiyatımızda ilkmiş güya(!)
Neyse işte romantik biri iseniz çok hoşunuza gidebilir ama benim gözümde hiç değeri yok. Hediye olmasa çeyreğine gelince falan atardım herhalde...
Okumak isteyen herkese iyi okumalar dilerim...