Isabelle

André Gide
XIX. yüzyılın sonlarına doğru, Gérard Lacase, Francis Jammes ile André Gide'i yakında yıkıntılarından başka bir şey kalmayacak olan Quartfourche Şatosu'nu ziyarete götürür. Orada, onlara başından geçen kısa ve yoğun aşk hikâyesini anlatmaya koyulur. Gérard, kütüphanesinde Bossuet üzerine araştırmalar yapmak üzere davet edildiği Quartfourche'ta, Casimir adlı küçük bir çocukla tanışmıştır. Çocuk; kalın bir sır perdesiyle örtülü geçmişe açılan kapının anahtarıdır. Gérard, çocuğun sadece resmini gördüğü annesine, önleyemediği bir tutkuyla bağlanır. Ne var ki, Isabelle gerçekte tam bir "femme fatale"dir. En azından Gérard öyle olduğunu düşünür.  André Gide, büyük bir ailenin parçalanmasını, ahlaki bir yıkılışı, bir şatonun çöküşünde simgeleştirirken, estetiğin sunduğu görünüm ile gerçeklik arasındaki uçuruma işaret ederek bu alçakgönüllü öyküye büyük bir derinlik kazandırıyor. Isabelle, büyük bir ailenin çöküşünü, bir şatonun çöküşüyle simgeleştiriyor (Tanıtım Bülteninden)
112 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1911
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Ne okudum ben?
120 syf.
3/10 puan verdi
Kitabın (Bence) olay örgüsü o kadar bozuk o kadar dengesiz ki Flash TV senaryoları yanında Oscar alır. Karakter tahlilleri çok yetersiz ki kim ne düşünüyor ne hissediyor hemen 2, 3 cümleyle geçiştirildiğinden beklentimi karşılamadı . Kitabı okudum ama ne mesaj verdi, ne üstüne düşünmem gerekti ; kendimi zorlasam da bulamadım. Betimlemeleri fena değil hakkını vereyim (kendimce).Olan Casimir'e oldu, Aşk-ı Memnu Bülent gibi ortada kaldı. Keşke yazarın
Kalpazanlar
Kalpazanlar
kitabıyla başlasaydım. Ben hiç sevmedim, önermiyorum. Herkese iyi okumalar.
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Can Yayınları · 20201,249 okunma
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
“O zamanlar beni hayatın içine atan sabırsızlığı anlamakta güçlük çekiyordum. Yirmi beş yaşındaydım, hayat hakkında kitaplardan öğrendiklerimden başka neredeyse hiçbir şey bilmiyordum ve bu sebeple şüphesiz bir romancı olduğuma inanıyordum…” . Güzellik iyiliği de beraberinde getirir mi? Yani şunu sormak istiyorum bir şeyi sırf güzel olarak adlandırmamız veya imgesini canlandırmamız onu kendiliğinden iyi kılar mı? Tez araştırması için Quartfourche Şatosu’na giden Gerard Lacase bu sorunun yanıtını yaşadıklarıyla öğreniyor. Araştırmasını yapıp Paris’e dönmeye hazırlanırken o şatoda biraz daha kalmasına sebep ise gördüğü bir portre oluyor.. . Isabelle, 19. yüzyıl atmosferinde geçen, oldukça kısa bir hikaye. Andre Gide kitaplığımda birkaç eseri daha olan bir yazar ve diğer kitaplarını da çok bekletmeden okumayı istiyorum:) . Ozan Kırıcı çevirisi, E.S Kibele Yarman çevirisiyle ~
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Timaş Yayınları · 20231,249 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Akıcı ve anlaşılır bir dille yazılmış kısa bir hikaye. Kesinlikle sıkıcı değildi ama yeterince ilgi çekici de değildi. Oldukça basit olduğunu düşündüm. Belki çeviridendir bilemiyorum ama benim için yeterince ilgi çekici olmadığı kesin. Okumak isteyenler için keyifli okumalar dilerim.
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Timaş Yayınları · 20231,249 okunma
112 syf.
6/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Gérard Lacase, 1800'lü yıllarda eğitimini tamamlamak adına hazırlaması gereken tez için öğretmeninin aracılığıyla Floche ailesinin malikanesine konuk olur. Burada ailenin konukseverliği ile kapılarını açtığı kütüphanelerinde araştırmalarını yaparken çok daha farklı birşey ilgisini çeker. Ailenin gizemli sırrını Isabelle'in çizilmiş resmini görmesiyle çözmeye karar verir. İnsan hiç tanımadığı birine sevgi, ilgi, merak besleyebilir mi? Sesini duymadan, hakkında hiç bir bilgiye sahip olmadan gecelerini onu düşünerek geçirebilir mi? Ve böyle bir yolun sonu sizce nereye varır. Gérard'ın kısa öyküsünü yazar ancak bu denli güzel ve ilgi çekici anlatabilirdi. Anlatımı akıcı ve sade. Okunmasını tavsiye ederim.
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Can Yayınları · 20111,249 okunma
·
Puan vermedi
Çoğu zaman insanların kalplerindeki çelişkiler hayatınıza engel olur.Kazanmak istiyorsanız ama kalbinizdeki öz telkin kazanamayacağınızı düşünüyorsa kazanma şansınız nedir sizce? Farklı olduğunuzu düşünüyorsanız, zihniyetiniz sizi hayat yolunda yürümekten çekinmemenizi sağlayacaktır.
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Can Yayınları · 20111,249 okunma
112 syf.
5/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Yağmurdan bir duvar beni her türlü tutkudan ve canlılıktan uzak bir biçimde dünyanın geri kalanından ayırıyor; karanlık bir kabusun içinde insan denilmeyecek, soğukkanlı, solgun tenli ve uzun zamandır kalbi atmayan acayip yaratıkların arasına hapsediyordu. .
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Can Yayınları · 20111,249 okunma
Isabelle'nın mektubu
112 syf.
5/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
Andre Gide'den okuduğum ikinci kitaptı. Theseus kitabını beğenmiştim, bu da kısa bir kitaptı. Ama diğerinin yanında tesiri zayıf kaldı. Kitaptaki olaylar bir şatonun çevresinde cereyan ediyor. Bulunan bir mektup üzerinden bir gizem açığa çıkarılmaya çalışılıyor. Isabelle'nin alıcısına ulaşmayan bir mektubu... Andre Gide, Fransız entelektüellerinden biridir, kitabın bir derinlik boyutu da var ama ben gibi okuyucular henüz o seviyede değiller.
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Can Yayınları · 20111,249 okunma
120 syf.
7/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Kitabın dili akıcı fakat karakter analizini hemen vermemiş yazar okuyunca anlıyorsunuz. Konu ise Gerard Lacase doktora teziyle ilgili bir araştırma için Quartforche șatosuna gelir ve belgelerin sahibi olan Mösyö Flache ile tanışır. Șatoda yaşayan bir de küçük çocuk vardır adı da Casimir. Casimir'in annesi olan İsabelle bazı geceler gelirmis satoya. İsabelle ye yavaş yavaş aşık olmaya başlar Gerard Lacase. Tabi Gerard Lacase kendi yurduna döner ve aldığı mektupla seneler sonra satoyu ziyaret eder ve olaylar burda çözülür. İyi okumalar dilerim
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Bordo Siyah Yayınları · 20031,249 okunma
120 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Baş kahramanlardan Gérard Lacase, 1800'lü yıllarda eğitimini tamamlamak ve hazırlaması gereken tez için öğretmeninin aracılığıyla Floche ailesinin malikanesine konuk olur. Floche ailesi fazlasıyla konukseverdir ve kütüphanelerinin kapısını açarak araştırmasını tamamlaması için ellerinden geleni yaparlar. Ama araştırma dışında gördüğü resim Lacasenin daha çok dikkatini çeker. Ailenin gizemli sırlarla dolu olduğunu öğrenir ve gördüğü Isabelle'in çizilmiş resmiyle bu sırları çözmeye karar verir. Lacase hiç görmediği, tanımadığı bu kadına derin bir tutku ve aşkla bağlanmıştır. Araştırmasını bile ikinci plana atıp bu kadınla ilgili şeyler öğrenmeye çalışır. İsabelle’nin oğlu Casimir’i çok sever ve onunla vakit geçirir. İsabelle ile ilgili gerçekleri öğrenip onunla konuşunca çok da iyi bir kadın olmadığını, çocuğunu bırakıp gitmesini ve yaptıklarını düşündükten sonra Lacase ondan tiksinip uzaklaşır. Floche’ler ise batmıştır ve her şeyleri satılığa çıkmıştır. Biraz zaman geçtikçe Lacase’nin çiftliği aldığını, Casimir’le yazları orda vakit geçirdiğini, Grateinle kalmaları için onlara bıraktığını, çiftlikte geçirdiği ilk yaz biriyle tanışıp evlendiğini öğreniyoruz. Akıcı, güzel bir kitap. Isabelle'in hikayesini daha farklı bekliyordum biraz şaşırdım ama Lacase'nin Casimir'i yalnız bırakmamasına sevindim.:)
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Bordo Siyah Yayınları · 20031,249 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Andre Gide'nin okuduğum üçüncü kitabı.bunu da büyük beğeniyle okudum.kitapta,gençlik yıllarında bir tez hazırlamak için bir süre misafir olduğu bir şato da yaşadıklarını anlatan bir kişinin hikayesini okuyoruz.bu kişi şato da gördüğü bir resimden etkilenerek,bu resimdeki kişinin gizemini çözmeye çalışıyor.İlk sayfasından son sayfasına kadar akıcılığından ve gizeminden hiçbir şey kaybetmeyen , yazarın büyük ustalığı sayesinde merak içinde ve kolay bir şekilde okunan harika bir kitap.okumanızı tavsiye ederim.
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Can Yayınları · 20111,249 okunma

Yazar Hakkında

André Gide
André GideYazar · 40 kitap
André Paul Guillaume Gide (22 Kasım 1869 Paris - 19 Şubat 1951 Paris) Fransız yazar. 1947 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi. Gide, 22 Kasım 1869 tarihinde Paris, Fransa`da dünyaya geldi. Babası Protestan ve köylü kökenli, annesi Katolikti. 8 yaşında Paris'te Alsace Okulu'na gönderildi. Sık sık hastalandığı için öğrenimi kesintiye uğradı. Gide henüz 11 yaşındayken (1880) Paris Üniversitesi`nde hukuk profesörü olan babasını kaybetti. Ailedeki kadınların etkisi ve annesinin katı otoritesi altında büyüdü. 1889'da okuldan mezun oldu. Yaşamını yazarak geçirmeye karar verdi.Yazı hayatına 1891’de 21 yaşındayken yayımladığı André Walter'in Günlükleri(Les Cahiers d'André Walter) ve Narsis Üstüne İnceleme ile başladı. Ama ikisi de başarısız bulundu. 1893'te Kuzey Afrika gezisine çıktı. Arap dünyasının tümüyle farklı değerleriyle tanıştı. Fransa'ya döndüğünde oradaki katı Victorya dönemi yaşantısının olumsuzluklarından rahatsız oldu. 1894'te tekrar Kuzey Afrika'ya gitti. Burada Oscar Wilde ve Lord Alfred Douglas'la tanıştı. Onların yüreklendirmesiyle baskı altında tuttuğu eşcinselliğini kabul etti. Annesi hastalanınca Fransa'ya döndü. 1895'te kuzeniyle evlendi. 1896`da Normandiya`da bir komüne belediye başkanı oldu. 1908`de bazı seçkin yazarlarla birlikte Nouvelle Revue Française adında bir edebiyat dergisi kurdu. 1916`da 16 yaşındaki Marc Allégret ile sevgili oldu. Marc Allegret ile eşcinsel ilişkisi ailesinde huzursuzluk yarattı. Eşi Gide'nin kendisine yazdığı mektupları yok etti. I. Dünya Savaşı yıllarında Kızılhaç ile gönüllü insani kuruluşlarda çalıştı. 1923'te ilk feministlerden ünlü Elizabeth van Byyselberghe ile olan yasak ilişkisinden tek çocuğu kızı Catherine doğdu. 1924 yılında Corydon adlı homoseksüelliği savunan bir kitap yayımladı, fakat eser ilk etapta kınandı. 1925'te Fransız Ekvator Afrikası'na gitti. Burada gördüklerinden de etkilendi. Dönüşünde sömürgeciliği eleştiren yazılar yazdı. 1925 yılında yayımladığı Kalpazanlar Gide`nin en önemli eserlerinden biri olarak görülür. 1926`da otobiyografik eser olan "Si le grain ne meurt"u yayımladı. Komünizme ilgi duydu. 1936'da büyük umutlarla gittiği Sovyetler Birliği'nden hayal kırıklığı ile döndü. 1938'de eşini kaybetti. II. Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra 1942'de tekrar Kuzey Afrika'ya gitti. Savaşın sonuna kadar burada yaşadı. 1947'de Oxford Üniversitesi'nden "Edebiyat Doktoru" unvanı aldı. Aynı yıl Kasım ayında da Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi oldu. 19 Şubat 1951'de yaşamını yitirdi. Yaşamı boyunca toplumsal ve bireysel ahlakın en önemli ölçütünün, bireyin içtenliği ve kendisini tanıması olduğunu savundu. Edebi, siyasal ve toplumsal sorunlara karşı hoşgörülü bir tutum benimsedi. Genel ahlak anlayışının karşısında bireysel özgürlüklerin savunucusu oldu. Ama aynı zamanda 19'uncu Yüzyıl Fransız edebiyatının en önemli hümanist ve ahlakçı yazarı olarak tanındı. Düşüncelerindeki bütünlük ve soyluluk, üslubundaki arılık ve uyumla Fransız edebiyatının saygın isimleri arasında yer aldı. Katolik kilisesi André Gide'in eserlerini 1952 yılında Yasak kitaplar listesi'ne koymuştur.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.