Kitabın kapağında Köy Enstitülerinin mimarları İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Ali Yücel'in resimleri ile karşılaşıyorsunuz ilk. Bu kişiler Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan yokluğu da dikkate alarak ülkenin kalkınması için gerekli çözümü adeta yoktan var etmişlerdir.
Tüm dünyaca beğeni gören va o dönem Unesco tarafından dünyaya model olarak gösterilen bu sistem, basiretsiz politikacılar ve halkı köle olarak gören köy ağalarının çabalarıyla kısa zamanda kapatılmıştır.
Aslında o zaman için o kadar başarılı bir sistem kurulmuştur ki filozof ve eğitim kuramcısı John Dewey Köy Enstitüleri için tasavvurundaki okulların Türkiyede kurulduğunu ifade etmiştir.
Köy Enstitüleri ile ilgili en sağlam yorumu bana göre gazeteci Ahmet Emin Yayman yapmış:
"Şuna eminim ki, eğer köy enstitüleri ilk hızı ve tam ruhu ile devam etseydi, bugün Türkiye'de okuyup yazma davası ve köy davası tamamıyla başka bir manzara gösterecek, gelecek daha umutla görülecek, geriliğin, taassubun sözü olmayacaktı."
Tüylerim diken diken oldu kitabı okurken. Halen yaşadığımız eğitim sorunlarının en etkili çözümüne örnek bir sistemi yakın tarihimizde başaran bir ülke olarak bu örnekten de faydalanmayı umarım büyüklerimiz aklı ederler.