Sabahattin Ali, eşsiz üslubu ile Kürk Mantolu Madonna’yı bir solukta okumamızı sağlıyor. Bir yandan da tekrar tekrar kitabın sayfaları arasında gezip o muhteşem anlatımları okuma isteği yaratıyor.
“Yaşadığım müddetçe türlü türlü yerler gezecek, dilini bildiğim ve bilmediğim insanlarla tanışacak ve her yerde, herkeste onu, Maria Puder’i, Kürk Mantolu Madonna’yı arayacaktım. Onu bulamayacağımı şimdiden biliyordum. Fakat aramamak elimde olmayacaktı. Beni, bütün ömrümce bir meçhulü, mevcut olmayan bir şeyi aramaya mahkûm ediyordu. Bunu yapmamalıydı…”
Raif Bey, hayatında sadece bir kere yanında kendini bulabildiği biriyle tanışmıştı. Fakat çok da uzun sürmeyen bu durum sonrasında ise kendi kabuğuna geri dönmüştü. Çevresindeki insanlara karşı artık hep bir mesafe koymuştu. Kimse Raif Bey’in defterinde anlattığı şeyleri yaşadığını tahmin bile edemezdi.
İnsanları sadece göründükleri gibi değerlendirmemek gerekir. Okurken herkesin kendini bir şekilde bulabileceği bir eser olan Kürk Mantolu Madonna, Türk edebiyatının unutulmazları arasında yer almaktadır.
