Merhaba sevgili okur
Lüzumsuz Adam, Sait Faik Abasıyanık ile tanışma kitabımdı. Kimdir diye araştırdığımda en çok duyduğum söz “durum öykücüsüdür” oluyordu. Haklılarmış ;)
Üslubunu çok sevdim, şehir, insan, zaman, an tasvirlerine bayıldım. Hani derler ya ‘memleketin insan manzaraları’ aynen öyle. Sanki tasvirlerde anlatılan insan gözlerimin önüne geldi, ben de izledim. Bazı öykülerin tek cümle ile bağlanan sonlarını da çok sevdim. Yine bazı öyküler kalbime dokundu. Sait Faik Abasıyanık, okumaya devam etmek istediğim yazarlardan oldu.
Okuma sırasında bölünmek sık sık başa dönmeme sebep oldu. Bir hikayeye başladığınızda bırakmak zorunda kaldıysanız yeniden başlayın derim, çünkü kısa bir dikkat dağınıklığı, ben ne okuyordum, hissi veriyor.
Kitabın son kısmında Sait Faik’in Ardından isimli bölümde diyor ki: “Sait Faik, edebiyattan hoşlanacak bir okur topluluğunu hazır bulan talihli yazarlardan değildi. Okurunu yetiştiren, eğiten, okuruyla birlikte oluşan bir yazardı. Gerçek talihinin de bu olduğunu söylemez miydi?”
Bir alıntı:
Ama belli olmuyor ki şu insanlar… Mezar taşında nasihat bile ediyorlar yaşayana.