Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alevi-Bektaşi kültüründe Türkçe vurgusu Ocak, Türkçe bir kelimedir. Alevi-Bektaşi kültüründe ocak sistemi vardır. Hubyar Ocağı, Erdebil Ocağı, Baba Mansur ocağı..Diyarbakır Türkmen Alevilerinde Bozkurt Ocağı bulunur. Türkü, Türkçe bir kelimedir. Türkler, ağıtlarını, sevinçlerini saz eşliğinde anlattığın müziğe türkü demiştir. Türküsüz, bir Alevilik düşünülemez. Dede, Türkçe bir kelimedir. Alevilikte, Dedelik sistemi vardır. Dedeler, toplumda önemli bir misyonu olan kişiler olarak görülürdü. Her ocağın bir dedesi bulunurdu. (Örneğin Dedem Korkut) Ozan, Türkçe bir kelimedir. Alevilik bir nevi ozanlıktır. Türk halk kültüründe ozan, toplumun öncüsü olmuş bir gelenek, halka mal olmuş bir kültürdür. Yaşamını halkla birlikte idame ettiren ozan, sazıyla sözüyle halkın sesidir. Toplumdaki olumlu ya da olumsuz gelişmeler, ozanın sazına, sözüne ve sesine konu olur. Eren, Türkçe bir kelimedir. Alevilikte bilgili, görgülü kimseler için eren derlerdi. Mitolojik Türk kültüründe erenlik önemli bir yere sahiptir. (Örneğin, Horasan Erenleri) Deyiş, Türkçe bir kelimedir. Saz eşliğinde söylenen türkülerin genel adı deyiştir. Yol-yoldaş Türkçe kelimelerdir. Türk halk kültüründe yoldaş, aynı yolun yolcusu olan kimselerdir. Kızılbaş, Türkçe bir kelimedir. Safevi Türkmen topluluğu tanımlamak için kullanılmıştır. Ana, Türkçe bir kelimedir. Önemli kadın figürlere ana denir. (Örneğin, Kadıncık Ana)🦋
II. İsmail'in Osmanlı sınırlarındaki faaliyetleri savaş sebebi sayılacaktı. Hem bu karışıklıklar hem de az sonra İran'ın II. İsmail'in ölümüyle yeniden karışması, tasarlanan sefer için Osmanlılara açık bir fırsat tanımış oldu. Aslında Amasya Antlaşması'ndan bu yana, İran sınır hattındaki aşiretler arasında karışıklıklar hiç kesilmemişti. Savaş için bu olaylar her vakit birer bahane olarak kullanılabilecek olgunlukta görünüyordu. Osmanlı kurmayları için de aynı durum geçerli olacaktı. Hem Kızılbaş propagandasının huzursuz ettiği yerler hem de hudut hadiseleri savaşın ana gerekçesi olarak öne çıkarıldı. Fakat aslında altta daha derin sebepler yumağı vardı. Yukarıda temas edildiği gibi, paşalar arasındaki iç rekabetin yansıması bir tarafa, Osmanlıların Kanuni çağından beri takındıkları misyon ve Sünni İslam dünyasının lideri olarak yarım kalmış hesabın kapatılması düşüncesi gibi hafızalarda yer tutan anlayış, silinmez bir iz durumunda canlılığını koruyordu. Üstelik tam da bu sırada Sünni Şirvan halkından gelen istekler ve imdat çağrıları Osmanlılara yeniden bu dini misyonlarını hatırlatan unsur olmuştu. Eğer III. Murad bunlara müspet bakar ve böylesine dini bir vecibeyle yola çıkıp hayli zor durumda olduğu alınan Safevileri ortadan kaldırırsa, atalarının Yavuz Sultan Selim'den beri sürdürdüğü Şark politikasını nihayete erdiren, dedesi Sultan Süleyman'ın başaramadığı muazzam işi halleden padişah olarak adını parlak harflerle tarihe yazdırabilirdi.
Sayfa 328Kitabı okudu
Reklam
İronik bir şekilde, yine onun kısa saltanatı sırasında, Anadolu'da Kızılbaş propagandasının hayli hız kazandığına yönelik Osmanlı resmi kayıtları mevcuttur. Bu yöndeki yoğun şikayetler ve merkezden bu gibi olayların görüldüğü yerlere yollanan emirlerin fazlalığı, Osmanlıların İran'a yönelik yeni bir askeri harekatlarının altyapısını oluşturması bakımından müessir bir rol oynamışa benzemektedir.
Sayfa 327Kitabı okudu
Kuran’a, İncil’e, Tevrat’a, Zebur’a önem verdim. Dört kitaba inandım. Bana şeriatçı Sünni dediler. Yalana hurafeye mantıksızlığa kafa tuttum. Adaletsizlikleri yerdim, türkü ettim. Dinsiz, ahlaksız, Kızılbaş ve zındık dediler.
Sayfa 128Kitabı okudu
Osmanli İmparatorluğu ile Kızılbaş devleti arasında yıllarca süren savaşlar, Kürt feodallerinin ve köylülerinin ekonomik varlığını son kertesine kadar tüketmişti. Savaş arenası gibi kullanılan topraklarda yaşayan Kürt halkı, burada bulunmaklığının bedelini her zaman insan yaşamı ile ödemişti. Ayrıca o sırada vergi artışındaki ölçüsüzlük uç noktalara dayanmıştı.
Sayfa 17 - Avesta yayınlarıKitabı okudu
Seni Kızılbaş dedesi seni, dedi. “Oooh, ne iyi, namaz yok, oruç yok... Ne kolay!"
Reklam
16. yüzyılın sonlarında merkezci eğilim ortaya çıktı. Safeviler, farklı etnik yapıları ve farklı ekonomileri olan eyalet ve ülkeleri politik bir birlik etrafında toplamaya yönelmişlerdi. Bu arada Kızılbaş devletinin aşiret yapısı farklı Müslüman halkına, egemen devlet dini olarak Şiilik dayatılıyordu.
Sayfa 15 - Avesta yayınlarıKitabı okudu
168 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Armıdan Fırat'ın Öte Yanı kitabında bulunan 21 öykü, 1966 yılında yayımlanan Armıdan kitabında yer alan 44 öykü arasından seçilmiş.Geriye kalan 23 öykü ise daha sonra "Atina Tuzun Var Mı?" adıyla kitaplaştırılmış Aras Yayınevi tarafından.Orijinali Ermenice olan öykülerin çevirisini Silva Kuyumcuyan yapmış.Yayınevi kitapta bolca dipnot kullanmış kitabın sonunda da kitapta bahsedilen yer adlarının günümüzdeki adlarını eklemiş.Çok da faydalı olmuş okuyucu açısından. 1886-1978 yılları arasında yaşayan Hagop Demirciyan Mıntzuri'nin köy ve köylüyü anlattığı öykülerinde sadece Ermeni köylüsü değil Türk, Kürt, Kızılbaş köylüleri de yer alıyor. Mıntzuri'nin anılarının, yoğun yer tuttuğu Armıdan Fırat'ın Öte Yanı kitabında bulunan öykülerde en çok dikkatimi çeken kadınların durumu, konumu oldu.Erkek çocuklarının genç yaşta evlendirilmeleri çok yaygınmış.Evlilik yaşı 8-10 yaşa kadar iniyormuş.Tercih edilen gelinler ise erkekten büyük ve güçlü olsun isteniyormuş.Evi, ahırı süpürüp, su taşısın, tarlada çalışsın, iş gücü sağlasın eve yeter ki.Çoluk çocuk ilerde nasılsa olur. Kadının kocasının soyadını aldığı gibi iç güveyi giden damat da gittiği evin soyadı ile çağrılırmış.Önemli olan soyun sürdürülmesinden çok ocağın tütmesi, ismin kaybolmamasıymış. Anadolu'nun kültürel mozaiğini gözler önüne seren, buram buram köy kokan, köyü yaşatan bu öyküleri çok sevdim.Kesinlikle okuyun derim.
Armıdan Fırat'ın Öte Yanı
Armıdan Fırat'ın Öte YanıHagop Mıntzuri · Aras Yayınları · 200312 okunma
Zühre yıldızının huyuna gıpta eden güzel!... Bağdad kadınları esmerdir, yanakları parlaktır ama zevk ve safadan yoksundurlar, İnsan oldukları da belirsizdir... O kızıl yüzlü kızılbaş kız... Allah sizi ona düşürmesin... Onları arzulayanlara sanmayın ki Bağdat uzak olur...
156 syf.
4/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Beklentimi Yakalayamadı
Kitabın çoğunluğunda Şah İsmail’i göremedim. Maalesef ilk defa Tufan Hoca’nın bir kitabını beğenmedim. Ben, Şah İsmail’in hem karakteri hem savaşçılığı hem de Şiiliği ile ilgili ayrıntılı bilgi bekliyordum. Oysa kitabın çoğunluğunda Safevi tahtına oturanlar ve onların etrafında gelişen olaylar anlatılmış. Akademik tarzda okuyacaksanız bu kitaba başlayın. Aksi halde sıkılırsınız.
Son Kızılbaş Şah İsmail
Son Kızılbaş Şah İsmailTufan Gündüz · Yeditepe Yayınevi · 2010312 okunma
Reklam
İsyancılar Alevî-Kızılbaş Türkmenler olsa bile, çıkardıkları isyan bir mezhep ayrılığı iddiası değildir.
Sayfa 114Kitabı okudu
DTCF'nin iç yüzü
BİR FAKÜLTENİN İÇ YÜZÜ Ulus Meydanından Yenişehir’e doğru muazzam büyük caddenin üzerinde uzayan bir bina var. Alnında, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” yazılı. Hayran hayran bakıyorsunuz. Ne güzel bina, ne büyük söz. Hele bir de içeri girin. Korkmayın, çekinmeyin. Bu fakültenin içini, dışını ben çok iyi bilirim. Dört yıl orada bulundum. Ben
363 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Bizim yaramızı Amerika’nın sargısı tutamaz.
Ah şu millet, şu coğrafyada cahillikle birlikte çekmediği acı, rezillik kalmadı. Yüzyıllar boyunca hor görüldü Anadolu'nun insanı, görmezden gelindi yozlaştırıldı... Sonuç? Bugünkü durum gözlerimizin önünde işte.. Osmanlı devleti belli başlı şehzade sancakları dışında çoğu şehre önem vermedi Osmanlı sadece İstanbul ve Balkanlardaki şehirleri
Amerikan Sargısı
Amerikan SargısıFakir Baykurt · Remzi Kitabevi Yayınları · 1980392 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.