Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Burjuva ideolojisi köken itibariyle sosyalist ideolojiden çok daha eskidir, daha çok yönlü gelişmiştir, ve sosyalist ideolojiyle karşılaşmayacak kadar çok yaygınlaşma olanaklarına sahiptir
"Köken nereye giderse oraya giderim. Çünkü o benim karım." Alayla güldüm. "Bunu söylemek için uzun zamandır bekliyordun, değil mi?" Göz kırptı. "Hayatım boyunca, agapi mou. Hayatım boyunca."
Reklam
Meşk Silsilesi
Günümüzden gerilere doğru gittiğimizde, sözlü eserler repertuarının meşk silsilelerinde önce çatallaşan çizgiler, onsekizinci yüzyıl sonlarında Ismail DedeEfendi'de birleşirler. Dede Efendi'nin musiki hocaları ise, hakkında pek az şey bilinen Uncuzâde Mehmed Efendi ve Yenikapı Mevlevihanesi şeyhleri Abdülbâki Nâsır Dede ve Ali Nutkî Dede'dir. Osmanlı/Türk musikisinin meşk silsilelerini güvenilir ve gerçekçi bir biçimde daha eskilere götürmek şimdiki bilgilerimizle pek mümkün görünmüyor. (“Türk Musikisi Ansiklopedisi” adlı eserinin 1990 tarihini taşıyan ikinci baskısında Yılmaz Öztuna “Meşk Silsilesi” başlıklı maddede bizzat kendisi ile on üçüncü yüzyılın büyük müzik nazariyatçısı Urmiyeli Safiyüddin Abdülmü'min (ölümü Bağdat, 1294) arasında neredeyse yedi asır sürmüş kesintisiz ve düz bir çizgi görünümü veren bir meşk zinciri bulunduğunu iddia ediyor. Bu iddiayı anlamlı bir tarih araştırması olarak kabul edip ciddiye almak mümkün değil elbette. Olsa olsa benzerlerine birçok başka alanda da rastlanan, kendine kök ve köken arama ve icadetme faaliyetinin gülünç bir uç örneği, bir karikatürü olarak görülebilir.)
Sayfa 153Kitabı okudu
Şüphesiz, herkes aynı sıhhat, aynı mizaç ve kabiliyette değildir. Fakat, herkes aynı hayat kanununa tabidir: Çalışmadan hiçbir şey kazanılamaz. Herkes belirli bir şekil ve sınır dahilinde, bir taraftan kabiliyetinin, kuvvetinin, köken ve muhitinin tesiri altındadır, diğer taraftan da ihtiyaçlarının zebunudur. 1930 Medenî Bilgiler Kitabı İçin El Yazısı Taslak
Charles lynch Amerikan Bağımsızlık Savaşı'nda İngiliz canlılarını düzmece mahkemelerle mahkûm etmiştir. Linç sözcüğü bu addan köken alır.
Sayfa 556 - 2. ciltKitabı okudu
Değersizlik hissini sürekli hissettiği için değersizlik duygusu edinmiş bir kişi, artık etrafındaki insanlar kendisine değerlice davransa bile kökendeki değersizlik duygusu sebebiyle değersizlik hissini üretmeye devam eder. "Sen değerlisin" denilse bile o yine de kendini değersiz hissetmeye devam edecektir. İşte kimi yetişkinlerde gördüğümüz alınganlık, çabuk incinme gibi hassasiyetlerin özünde bu köken hisler yatmaktadır.
Reklam
#GÖNÜL#
Gönül, bütün duyguların merkezidir; tüm duygular gönülde bir diğer deyişle yürekte doğar ve orada beslenir. Gönül gurbet ile çıkma. Ya gelinir ya gelinmez. Her dilbere meyil verme. Ya sevilir ya sevilmez. Ercişli Emrah
Sayfa 162Kitabı okudu
Bir ton balığı kuyruğunu bir taraftan diğerine sallayarak yüzerken, balinalar kuyruklarını yukarıdan aşağıya hareket ettirerek yüzerler. İşte bu yüzden balinalar karalarda dörtnala koşan atalarından köken almışlardır. İlk balinalar bu dörtnala koşmayı su samuru benzeri yüzüşe benzettiler ve sırtlarını ayaklarını geriye doğru itebilmek için kavislendirdiler. Sonunda, evrim sırtlarını kavislendirerek kuyruklarını yükseltip alçaktarak hareket eden yeni balinalar ortaya çıkarttı.
Sayfa 196Kitabı okudu
Gençlerin etnik köken, din, mezhep, tarikat, politika, ideoloji gibi konularla ilgili tutumları, kimi kez gelip geçici olur, kimi kez sürekli yaşam biçimi durumuna gelir. Bu tip gruplar içinde bulunmak, gencin grup kimliğini benimsemesiyle kimlik kargaşasını geçici olarak bastırır. Ancak kişiliğin gelişmesine olumsuz, zararlı etkileri olur.
Devletler ve Kök Arayışı
Nazilerle mitolojinin alakasını soruyordun ya, önemli bağlantılar buldum." Anlatırken bir yandan da önündeki deftere bakıyordu. "Hah, işte burada. Şimdi Yıldızcım, Almanya'da arkeoloji merakı Nazilerden çok daha öncesine uzanıyor." Başını kaldırıp kızının yüzüne baktı. "Sadece Almanlar değil, 19. yüzyılda gelişmeye
Sayfa 279Kitabı okudu
Reklam
Bir an ebediyeti hissediyorum. İçinizde, körleşmenin getirdiği yılgınlığı duyumsayın. Hiçbir şeyin değişmediğini, değişemeyeceğini fark ettiniz mi? Zamana tutsağız, doğuyorsunuz, ne önce ne sonra, tam şimdi. Tohumlarınız o adam tarafından ekiliyor, isteseniz de istemeseniz de babanız. Bedeninize bir isim veriyor. O adamın istenmeyen meyvesi oluyorsunuz ve soyağacına asılıp kalıyorsunuz. Buna köken diyoruz.
Sayfa 87 - İthaki Yayınları 2. Baskı, Mart 2022, İstanbulKitabı okudu
Bu durumda, hangi halk yasamaya uygundur? Bu halk, herhangi bir köken, çıkar ya da anlaşma bağıyla önceden bağlı olmakla birlikte, yasaların gerçek sultasını henüz hiç taşımamış olan; iyice kök salmış gelenekleri ya da önyargıları olmayan;* ani bir işgal altında kalmaktan çekinmeyen, komşularının kavgalarına karışmayan ama bunların her birine direnebilen ya da birini püskürtmek için diğerine yardım edebilen; her bir üyesi hepsi tarafından tanınan ve hiç kimsenin taşıyabileceğinden ağır bir yük taşımak zorunda hiçbir zaman bırakılmadığı; diğer halklardan vazgeçebilen ve tüm diğer halkların da vazgeçebileceği; ne zengin ne de yoksul olup kendi kendine yetebilen; nihayetinde, eski bir halkın güvenilirliğini yeni bir halkın uysallığıyla birleştirebilen halktır.
Sayfa 69
Descartes'a da sallamış oldu yeri gelmişken.
İnsanın, insanla hayvanın köken itibarıyla aynı olduğunu fark edememesi için ya düşünebilmekten yoksun ya da foetor Judaicus (Yahudilerin pis kokusu) tarafından tamamıyla uyutulmuş olması gerekir.
Sayfa 124 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Eskiden bir şeyleri görmezden gelmekte iyiydim. Sonra yükümlülük hissi üzerime binmişti, herkes bir yandan ‘Haberci’ öte yandan ‘Köken’ deyip duruyordu. Solungaçlarım çıkmıştı ve kaçınılmazı göz ardı etme kabiliyetimi kaybetmiştim. Kader. Üff!
Sayfa 308Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.