İlk defa bir çizelge hazırladım. Gördüğüm planlama sayfaları ve
Büşra beni çok gaza getirdi.
https://1000kitap.com/bidunyakitapgrubu ile Ocak ayına dev bir eserle başlayacağız . ( https://1000kitap.com/kitap/kitap--305145 )
Umarım yıl sonuna kadar burayı rengarenk yapabilirim :)
Buradan alın beni! Fırtına gibi hızlı bir troyka verin bana! Otur, arabacı, çal çıngırağımı, kanatlanıp uçun atlar, götürün beni bu dünyadan! Uzaklara, çok uzaklara, hiçbir şeyin, hiçbir şeyin görünmedigi yerlere. İşte gökyüzu karşımda yükseliyor, küçük bir yıldız parıldıyor uzaklarda; koyu ağaçlarıyla ve ayla birlikte geride kalıyor orman; mavi bir sis seriliyor ayaklarımın altına; sisin içinden müzik sesi geliyor; bir tarafta deniz, diğer yanda İtalya ; işte Rus köyleri de görünüyor. Şu uzakta görünen benim evim mi? Pencerede oturan annem mi? Anacığım, kurtar şu zavallı oğlunu! Şu ağrıyan başına bir damla gözyaşı dök, bak oğluna nasıl eziyet ediyorlar! Bas bağrına zavallı yetimini! Dünyada gideceği yer yok! Her yerden kovuyorlar! Anacığım! Acı şu hasta yavruna!. Bu arada, Fransız Kralı'nın burnunun altında bir şiş olduğunu biliyor musunuz?"
Hukuk, Cumhuriyet'in en kalın kolonudur. Adalet, dostlarımıza verdiğimiz gül değil, düşmanlarımızı bile tarttığımız kantardır.
Bugün hukuku yıkanlar aslında Cumhuriyet'i çökertiyor.
Maalesef kitabı okudukça "vah ülkem" demekten kendimi alamadım, defalarca.
Kitabın son bölümüne değinmeden geçemeyeceğim bir Maraşlı olarak. Son bölüm 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri ile ilgiliydi ve AFAD'ın koordinasyon eksikliğinden bahsediyor. Kitapta yazılanların fazlası var eksiği yok. Ben o günü her anıyla yaşayan biri olarak söylüyorum: Liyakatsizlik binlerce vatandaşımızın canına mal oldu.
Dipnot: Kitaba başlarken yazarlar "Enkazın altındaki yalnız halkımıza..." yazmışlar ekleme yapmak istiyorum. Ocak 2024'deyiz, yani depremin üzerinden neredeyse 1 yıl geçti, ve bence hala yalnızız...
Bir çırpıda okunacak, içinize işleyen, ve hayatınız boyunca hep bir yerlerde rastlayacağınız İsyan ya da Bakü'nün, iç ve dış dünyasındaki iniş ve çıkışlarının, bazen Paris, bazen Beyrut, bazen Adana, bazen Lyon sokaklarında gözle görülür hikayesi. Ne dilin ne dinin ne de ırkların farklılığının kalpten bağlılığa engel olamayacağını bir kez daha hatırlatan Clara ve İsyan.
Keşke devamını bilebilseydim dediğim kitaplardan biri oldu. Ama bir bakıma sanki cevabını merak edeceğimiz belirsizliklerle son bulması, yazarın bizden hayal gücümüzle tamamlamamızı istediği için bırakılmış ve olması gereken bir sondu. Ben bu sonu kendi içimde güzelliklerle tamamladım.
Çok akıcı ve başarılı bir çeviriyle, kitaptaki karakterlerle beraber, bir ömrün, bitişin kıyısında ama hep bir umutla devam edişine şahit oluyoruz.
Yazardan okuduğum ilk kitaptı ve diğer eserlerini okumak için sabırsızlanıyorum. Doğunun Limanlarında gezintiye çıkmak için mutlaka okumanızı tavsiye ederim..
Doğu'nun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202132,4bin okunma
Akşam erken iner mahpushaneye
Ejderha olsan kar etmez
Ne kavgada ustalığın,
Ne de çatal yürek civan oluşun
Kar etmez, inceden içine dolan,
Alıp götüren hasrete.