Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökçen

Gökçen
@lPuduhepa
ϜϓſϞ | 1283🪽 Kandinsky tablolarının içinde kendi sürreal yalınlığımı arıyorum.
150 syf.
10/10 puan verdi
Bizim büyük çaresizliğimiz, aklımızın hala başımızda olması!
Aylin Balboa, bize yokluklar yoksunluklar üzerinden -muhtemelen otobiyografik- bir roman  bağışlıyor, acılarla yontulmuş bir zihnin trajikomik söylevine ortak ediyor. Babam öldü demiyor, 60 yaşından sonra konuşmayı bıraktı diyor, kara haberler karşısında Afrika kıtası yokmuş gibi davranıyor, ‘İyi misin neyin var?’ sorularını, çişim var, diye cevaplıyor, bir sabah uyandığında kendini yatağında bulamıyor, çıkıp sokak sokak onu arıyor, bardağın dolu ya da boş olmasını umursamıyor. Bir bardakta su varsa alıp içiyor, sonra zihninin kuytularına gömülüyor yeniden. Sonra kuyulardan bahsediyor, bir başkasının yüzüne bakarken kaybolacağınız kuyular, belki bilirsiniz. Ağlattı ağlatacak derken kahkahaya boğuyor, sonra o malum buruk tebessüm kalıyor dudaklarda. Bir kadınının, bir genç kızın, bir çocuğun gidenlerin ardından kendi yaralarını eşelemesine tanık ediyor bizi. Kitabın insan olarak bir öznesi yok, bu kitaptaki özne bir insanın içi, hissettikleri, hissettiklerinin hissettikleri, yazarın kafası ve kafasının içindekiler. Bence kitabı güzel yapan şeylerden birisi de bu. Bayılıyorum bu kafaya.. Şu ana kadar yazdığı kitapları okudum, okumuş olmamın burukluğuyla okudum. Çünkü hüznün mizahını yapan derlemeler bana hep beni hatırlatıyor. Bir yaranız varsa kanamaya başlayacak, eğer yaranız yoksa bilmiyorum ne hissedersiniz. Lütfen daha fazla yaz, sevgili Aylin.
Belki Bir Gün Uçarız
Belki Bir Gün UçarızAylin Balboa · İletişim Yayınevi · 20211,923 okunma
Reklam
264 syf.
10/10 puan verdi
Stefan Zweig
Stefan Zweig
; ‘çerezlik kitapları var, araya serpiştiriyorum’ diyenlerin aksine benim için ruhumu sarsan bir yazar oldu hep.. Bu defa 7 kısa öyküden oluşan ama altında derin manalar bırakan cümleleriyle büyülendim. Benzersiz maceralar, büyük sırlar, marazi saplantılar, duygusal ikilemler ve gerilimler… Her bir öykü okuyanı betimlemeleriyle alıp götürüyor. Ama beni geri getirmiyor.. :) Zweig insani duyguları büyük bir ustalıkla çözümleyebilmesini keskin gözlemciliğine ve psikolojik derinliğine borçludur. İnsanın psikolojisinin derin çelişki ve karmaşasını etkileyici kurgu ve betimlemelerle vermeyi başaran bir klasik. Karakterler öyle bir incelikle yaşıyor ki, psikoloji ile ilgilenenleri fazlasıyla doyuracak bir kitap oluyor haliyle. Duyguları zaten ince noktalarda yaşadığım yetmiyor Zweig ile arşa çıkarmaktan sanırım külliyatı tamamlanınca kurtulacağım. Belki de hayatın karmaşık olması, duygularımızdan kaynaklıdır, kim bilir! Sanırım Zweig bir defteri karalasa bile okurum. Kesinlikle okunmaya değer!
Karmaşık Duygular
Karmaşık DuygularStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 202110,6bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
Kapak alt başlıklarından da anlaşıldığı üzere
Brian Tracy
Brian Tracy
bize ertelemeden ve ataletten kurtulmanın 21 yolunu sunuyor. Basit, anlaşılır bir üslup kullanarak, sıkmadan; bunu eğlenceli hale de getirmiş. Kabaca kitabın ana metodundan bahsedecek olursam: Eğer sabah ilk kalktığınız zaman en sevdiğiniz işleri yapar, en sevdiğiniz eylemlerde bulunursanız;
Ye O Kurbağayı!
Ye O Kurbağayı!Brian Tracy · Arıtan Yayınevi · 20181,083 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
88 syf.
9/10 puan verdi
Sakın kimseyi seviyormuş gibi yapma, olur mu?
Melisa Kesmez
Melisa Kesmez
sadece 84 sayfada anne ve baba olmak, aile, ilişkiler, şartlanmışlıklar, yalnızlık üzerine çok şey anlatmış. Cümleleri suya atılan taşlar gibi, halka halka insanın yüreğini sarıyor… Bu sefer özellikle, anneliği sorgulamasını sevdim. 3 kişilik, çekirdek bir aile anlatılıyor. Anne, kız, baba; üç ayrı öyküde, her birinin gözünden ailenin hikayesine farklı açılardan bakıyorsunuz... Geçmişle geleceğin iç içe geçtiği, anneliğe, yalnızlığa ve insan ilişkilerine dair bir novella. İyi insan olmaya, incelikli anlara bir güzelleme. Dikkatimi çeken bir diğer şey ise hikayelerde bazı simgeler var ve giden, terk eden insanlar gittikleri yerlerdeki ilk soluk almalarını bu simgelerle yapıyor. Örneğin başka birisi için bir zamanlar sevdiği başka birini terk eden karakter, terk ettiğinin ayrılığında bir piyano alıyor.. Piyano ona terk ettiğinden kalmış oluyor. Yani giden aslında gidemiyor… Tüm gidenlerin okuması gerekiyor ama Prozac istek değil, ihtiyaç!
Küçük Yuvarlak Taşlar
Küçük Yuvarlak TaşlarMelisa Kesmez · İletişim Yayınları · 20223,330 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
Kendine has üslubunu her zaman sevdiğim,
Kovulmuşların Evi
Kovulmuşların Evi
ile tanıdığım, canım
Ali Ayçil
Ali Ayçil
… Yine kalemine has cümlelerle kaç gündür yolcuyum, bir cümlede dağılıp diğer cümlede toplanıyorum. İçindekiler kısmına baktığınızda 20 farklı başlıkta öykü görüyorsunuz. Kesik kesik hikayeler bağımsız bir zeminde savruluyormuş gibi dursa da sonrasında ‘Sur Kenti’nin insanlarını avucunun içine aldığını fark ediyorsunuz yazarın. Sağlam bir odak gerektiriyor, parçalardaki bütünü görmek için. Hikayelerin hepsini ayrı ayrı beğenmekle birlikte; Aklım ve fikrim her ne kadar ‘Tancalı Seyyah’tan yana olsa da kalbimi sayfaların arasına Mahinur'un yanına bıraktım. Bir de kendi gözlerini dağlayan bi Sakine vardı. ‘Sakine'nin Mil Çekilmiş Gözleri’... Bazen o hikayenin ağırlığı çökecek içime!
Sur Kenti Hikayeleri
Sur Kenti HikayeleriAli Ayçil · Timaş Yayınları · 20071,158 okunma
Reklam
130 syf.
10/10 puan verdi
“Zor bir yolculuktu ama doğrusu değdi, manzaram gayet iyi.”
Aylin Balboa
Aylin Balboa
’nın 3. ve en yeni kitabı. Kafa dergisinde yayımlanan Osman serisinden oluşturduğu bir kitap. Şu ana kadar okuduğum kitaplar içinde, ‘eğer bir kitap yazacak olsam bu kitap olurdu’ dediğim bir eser oldu. Okuduğumdan beri ara ara aklıma geldiği için kitabın lezzetinin ardından yeni bir kitaba başlamak istemedim. Bir kadının kendi kendini tamir etmesinin hikâyesi anlatılıyor. Tarz olarak öyküden ziyade anı, mektup ya da günlük diyebilirim. Karakter bazı bölümlerde Osman’dan ayrılıyor bazı bölümlerde barışıyor, özlüyor, kavga ediyor, seviyor… Bunlarla birlikte ben de Osman’a kızıyorum, Osmanla barışıyorum, Osman’ı seviyorum.. Kendine has bir anlatımı var, örneklemeleri ve konuya incelikle bağlaması çok hoş. Sade ama bir o kadar da anlam yüklü bir dili var. Çoğu cümlenin altını çizmişimdir, durup düşünmüşümdür.. Herkesin kopamadığı bir Osman’ı var. Kopmaya çalıştıkça bağlandığı. Bağladıkça kördüğüm gibi kangrene çeviren hikayeleri. Osman’ı ararken kendimizi bulduğumuz bu kitabı herkese tavsiye ederim.. Not: Sevgili arkadaşım, sayende güzel kitaplar güzel yazarlarla tanışıyorum..
Fatma Çekiç
Fatma Çekiç
Dipnot: Bu hikaye Osman’dan uzunsa ve kitap da 129 sayfa ise Osman’ın 129 cm’lik bir bahçe cücesi olduğu canlanıyor gözümde. :)
Bu Hikaye Senden Uzun Osman
Bu Hikaye Senden Uzun OsmanAylin Balboa · İletişim Yayıncılık · 20224,200 okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
“Ne mutlu hey! Ne mutlu Türk doğana..”
Ne zamandır tanışmak istediğim yazar ile nihayet şiir kitabıyla tanıştık! Korkmadan ülküsünü bağıran, çekinmeden akıl ve kalbindekileri dizelere döken bir
Caner Kara
Caner Kara
gördüm; yalamıyor, kıvırmıyor, dönmüyor, şaşmıyor, sapmıyor… Atsızın izinden, genç Atsızlardan biri! Türkçü Turancılar Derneği genel başkanı, Ötüken dergisi imtiyaz sahibi, dava adamı.. İnandığı değerlere bu denli sahip çıkan insanları görünce, yoldaşını bırakıp dönmeyen insanlara dair umutlarım artıyor. Kitaba dönecek olursam; sanki bir
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
romanlarında geziniyor gibiydim. Onun kadar cesurdu her bir dizesi! Okurken bozkurt oldum dirildim, Selim Pusat oldum sorguya çekildim. Tanrı Dağı’nda görüşmek dileğiyle, kutlu insan.
Kürşad'ın Sofrasında
Kürşad'ın SofrasındaCaner Kara · Kitap Otağı Yayınevi · 2019195 okunma
56 syf.
7/10 puan verdi
“Acıyı koparıp atmak istedim ama her yanımı sarmıştı.”
Yine çok taze bir kitap! Bu defa 2022 Nobel Edebiyat Ödülü alan bir kitap ile geldim. İsimsiz bir kadın, evli ve yabancı bir adam, saplantıya dönüşen bir aşk… Ernaux her aşığın yaşamı boyunca hissedebileceği, hayal edebileceği tüm duyguları söze ustalıkla dökmüş. Doğru sözcükler seçilerek tutku nasıl dile getirilir bunu göstermiş. Kitap ismi ve içerik uyumu bu yüzden çok isabetli. Çünkü anlatılan saf, arı, yalın, sadece ama sadece tutku. Soyutun somut aktarımı.. Yayınevi roman olarak basmış ama bana tutkuyu derin inceleyen bir öykü gibi geldi. Zira yolculuk 50 sayfa.
Stefan Zweig
Stefan Zweig
tadı aldım biraz da. Özellikle
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
havası vardı. Oradaki takıntılı sevgiye benzetmiş olabilirim. Aslında herkesin kendinden bir şey bulabileceği bir kitap. İlla aşk anlamında değil de diğer başka şeylere fanatikliğimi de sorgulattırdı bana. Keyifli okumalar!
Yalın Tutku
Yalın TutkuAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20223,977 okunma
80 syf.
7/10 puan verdi
Yeni isimler, yeni kitaplar ile tanışmayı hep sevmişimdir. Pınar Demir de bu listeye eklenmiş oldu. Kitaba başlığını veren ‘Bir Takım Meseleler’ içeriği çok iyi özetliyor. 80 sayfa boyunca 19 kısa meseleden bahsediyor Pınar Hanım. Sanki bir pazar gazetede köşe yazısı okuyormuşum ya da yazar konuşuyor ben susarak onu dinliyormuşum gibi hissettim. Oldukça cana yakın bir muhabbetti. Yoğun hayat temposunun arasına sıkıştırılacak şeker bir deneme tarzı kitap olmuş, keyifli okumalar..
Bir Takım Meseleler
Bir Takım MeselelerPınar Demir · Cenevre Fikir Sanat Yayınları · 20214 okunma
64 syf.
9/10 puan verdi
Günümüzde giderek artan nüfusa bağlı olarak tüketim alışkanlıkları artmakta ve çevreye zarar vermektedir. Bu nedenle her bir birey, gelecek için sürdürülebilir ve güvenli bir çevre sağlanmasına katkıda bulunabilmek için, kişisel tüketimini gözden geçirmelidir. Karbon Ayak izi hesaplamaları bu kapsamda çevre bilincini artırmak için ekolojik yıkımın çeşitli boyutlarına dikkat çekmek üzere yapılmaktadır. Çevre bilimciler tarafından son on yıl içerisinde geliştirilen “Ayak İzi – footprint” kavramı genel olarak doğal kaynakların insanlar tarafından ne kadar kullanıldığının miktar olarak ölçülmesini ifade etmektedir. Karbon ayak izi kavramı, insanoğlunun üretim-tüketim etkinliklerinin doğa üstündeki etkilerini nicel verilerle ortaya koymamızı sağlayan, çevresel sürdürülebilirliğin göstergelerinden birisidir Bu kitapta ise konu kısa, öz, herkesin anlayacağı bir anlatımla sunulmuş. Elektrik tüketimi, ulaşım, yeme-içme, ısınma gibi başlıklarla örnek hesaplar yapılarak karbon ayak izi hesaplanmış. Örnek üzerinden verilen sonucun Türkiye ve Dünya ortalaması hesaplanmıştır. Bununla birlikte kişinin karbon ayak izini nasıl azaltacağı yönünde öneriler de mevcut. Kitabı sadece ilgilenenlerin değil, ortak bir yaşam alanımız varsa hepimizin bir şeyler yapmasını gerektiğini düşünerek, herkesin okumasını temenni ediyorum.
Kişisel Karbon Ayak İzi Rehberi
Kişisel Karbon Ayak İzi RehberiDevin Bahçeci · Yeni İnsan Yayınevi · 202046 okunma
Reklam
108 syf.
10/10 puan verdi
Melisa Kesmez
Melisa Kesmez
’le ilk bu kitabıyla tanıştım. Kitabını genç bir yazara göre çokça başarılı bulduğumu söylemeliyim. Anlattıkları sıradan ya da herkesin bir yerlerde yaşayabileceği şeyler olsa da anlatımı bunu farklı kılıyor. Yazarın yalın bir dili olmasına rağmen o kadar çarpıcı cümleler kurmuş ki kitapta çizilmedik cümle bırakmadım sanırım. Her öyküyü yaşıyormuşçasına iliklerime kadar hissettim. Yazarın öyle tasvirleri vardı ki karakterlerle karşılıklı çay yudumluyor gibi hissettim. Çoğu cümlelerinde mıh gibi çakılı kaldım. Çok sevdiğim bir öykü kitabı oldu, diğer kitaplarını da listeme ekledim. Öykü severlere tavsiye ederim.
Nohut Oda
Nohut OdaMelisa Kesmez · İletişim Yayınları · 20196,8bin okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
Yazarın kaleme aldığı romanları içinde en fazla beğendiğini ifade ettiği romanı olan
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
, anlatım tekniği ve olay örgüsü bakımından bütün eleştirmenlerce Türk edebiyatının en ciddi psikolojik romanı kabul edilir. Eser kâh korkudan ürperdiğiniz kâh bilimsel konularla dağıldığınız kâh rüya-hayal-gerçek anaforunda yolunuzu kaybettiğiniz kâh zihninizi takatsiz bırakan seyriyle sizi sizden alıp uzaklara savuracak bir düşünce kitabıdır bence. Vakit geçirmek için okumanın düşünülmeyeceği bir eser. Özellikle zaman ayırmak, sadece kitaba odaklanmak, sakin kafayla başka bir şey düşünmeden dikkatle okumak gerekir bu romanı. Yazarın muazzam bir kelime zenginliğine sahip olduğunu burada daha fazla gördüm. Çoğu cümlelerini tekrar tekrar okuyup da her bir kelimenin nasıl da hakkını vere vere yer bulduğunu düşüneceğimiz bir üslupla inşa edilmiş bir eser. Başlarda dilinin ağır geleceğinden endişe etmeme rağmen ilerleyen sayfalarında gizemiyle, felsefesiyle, diyalogları ve sorgulamalarıyla büyülendiğim bir eser oldu. Çoğu yerde çoğu cümleyi saatlerce düşündüm, Ferit ile hastalandım, Selma ile kaçmaya çalıştım… Harikulâde bir eser, okuyun!
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,7bin okunma
210 syf.
10/10 puan verdi
Yaşamak debelenir içimde kıvrak ve küheylan!
Bir ömürü iniş ve çıkışlarıyla iyisi ve kötüsüyle anlatan kitapları seviyorum!
Yaşamak
Yaşamak
ise tam olarak bu konuda bir kitap. Bir insanın kazandıklarını ve kaybettiklerini bir arada okuyorsunuz, okumak yetmez yaşıyorsunuz.. Bir ömrü gençlikten ihtiyarlığa kadar sanki Fugui ile yan yanaymış gibi yaşıyorsunuz. Yine okurken duraksadığım, gözlerimin dolduğu, kalbimin sıkıştığı bir kitabı keşfetmenin nahoşluğunu yaşıyorum. Yaşanan her şey acı da olsa Fugui yaşıyor, yaşamayı başarıyor. Her sayfa çevirmemde umarım bu yazılanlar gerçek bir hayattan alınmamıştır diye iç geçirirken hayatta bazı acıların bu kitapta yaşananları hükümsüz kıldığını anımsadım. *Spoiler Var!* Öyle bir yaşam düşünün; hovarda kullanılmış zenginlik de var, dibine kadar sefaletiyle yaşanmış fakirlik de. Tüm ailesini tek tek mezara koyup bir öküzle aile olmak da var bu yaşamda. Savaşı bile yaşamış o yaşamın sahibi önce komünizm sonra Mao yönetimindeki Çin’in fotoğrafını da koyuyor okuyucunun önüne. *Spoiler Bitti!* Her şeyin kaybedilmesine rağmen Fugui’nin yaşamak için çabası beni çok etkiledi. Kendi hayatlarımıza bakıldığında belkide ufak bir problemde sımsıkı tuttuğumuz ipi bıraktığımızı düşününce bu kitaptan çok şeyler öğrenileceğini düşündüm. Her ne kadar kitabın her sayfasından acı fışkırsa da çokça sevdiğim bir kitap oldu! Etkisi uzun süre gitmeyecek, ağlamaktan yüzünü eskitecek olanlara sevgiler..
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,9bin okunma
195 syf.
10/10 puan verdi
“Bilmek yanmakmış büsbütün!”
“Türk köyünün çıplak gerçeğini bu derece keskin, gölgesiz; süslü ve özentili cümlelerden uzak, fakat yine de içli bir üslupla önümüze seren bir başka yapıt okuduğumu hatırlamıyorum.”
Mahmut Makal
Mahmut Makal
, köy enstitüsünde okumuş ardından doğduğu yere -Aksaray- atanmış bir köy öğretmeni. Görüp geçirdiği yaşantılarını anlattığı yazıları Varlık dergisinde ara sıra yayınlanıp, ardından bunlar derlenip ‘
Bizim Köy
Bizim Köy
’ ortaya çıkıyor. Memleket insanının yüzde sekseninin yüz kızartıcı durumunu apaçık ortaya dökme yürekliliği göstermiş bu yazılarında. Sanki bir fotoğraf albümünü inceler gibi okuyorum… Okumanın uzun sürmesinin nedeni her sayfasında ayrı ayrı yutkunmam, sindirmem gereken yazılar… Bu satırlarda 1940’lı yılların Anadolusu var; şehirde hayat biraz daha iyiyken köyler için aynı şeyler söylenemez. Açlık, sefalet, pislik, batıl inanışlar… Öyle ki yiyecek bulamayan köylü sırf hafızım diyen tanımadıkları bir insana ellerinde avuçlarında ne varsa veriyorlar. Yine aynı halk okulun çatısı, penceresi yokken, soğukta çocuklar titrerken yardımlarını esirgiyorlar. Yetmiyor,
Mahmut Makal
Mahmut Makal
sırf bunları yazdı diye hapse atılıyor o dönemler… Üstelik yazdıkları apaçık gerçeklerken. Her sayfasından ayrı etkilendiğim unutamayacağım bir yolculuk oldu. Kitabın içerisinde bir de
Ara Güler
Ara Güler
’in kitabın Fransızca baskısı için çektiği fotoğraflarlardan birkaçı var. Bu topraklardan gelmiş isek mutlaka okunması gereken bir eser.
Bizim Köy
Bizim KöyMahmut Makal · Literatür Yayıncılık Dağıtım · 20181,205 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
Ah Fournier…
Sevgili arkadaşım
Fatma Çekiç
Fatma Çekiç
sayesinde tanıdığım ve bir haftadır elimden bırakamadığım çok sevdiğim bir serüven oldu.. 8 kitaplık yolculukta baştan sona bir ömre tanıklık ettim. Kitapların içinden en etkileyici olan
Dul
Dul
olduğu için buraya incelememi bırakmak istedim. Eşini kaybeden Fournier’in kaleminin etkisi darmaduman etti beni her satırı okudukça. Bir veda daha etkileyici nasıl kaleme alınabilirdi bilmiyorum. Hem sade bir dil kullanıp hem de okuyucuyu bu kadar sarsmak kaçıklık olsa gerek! Fournier’in benim de hayatımda hep takılı kaldığım yerlere teması çok etkiledi. Ayrıca acının üzerini mizah yaparak kapatması çok dokundu bana. Yaşadığı tüm acıları mizahi bir dille anlatıp, acısıyla dalga geçiyor gibi görünüyor. Ciddiye alsa yaşayamayacak, içinden çıkamayacakmış gibi… Okurken farklı duyguları bir arada yaşatıyor yazar; bir yere gülerken sayfayı çevirip pat diye bir hüzünle karşılaşıp ardından ortamı tekrar dalgaya alıyor. Kısa satırlara yüklü hisler bırakmış. Meraklılarına
Dul
Dul
’dan başlamalarını tavsiye ederim, zaten diğer kitaplarını da okumak isteyeceksiniz.. Sevgili Fournier, muhteşem bir yolculuktun. Kitapta bahsi geçen şarkılardan biriyle bitirmek isterim; youtu.be/yikvwJYbOvQ
Dul
DulJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20134,018 okunma
45 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.