Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eskilerin "yâr" dediğine şimdikiler "manita" diyor. Eskilerin "nâz" dediğine şimdikiler "trip" diyor. Eskilerin "sevdâ" dediğine şimdikiler "ilişki" diyor. Eskiler "bakmaya kıyamazken" şimdikiler "canına kıyar". Farsçada "dil", "gönül" demek ve bozulan sadece "lisan" değil dilimiz oldu... Alıntı
590 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bülbülün Kırk Şarkısı /Sana hangi derdimle ağlayayım bilmem ki!
Siz hiç çocukken, sırf hayatta kalabilmek umuduyla nefesinizi tutma çalışması yaptınız mı? "Babam beni gömüp gittikten sonra üstümdeki toprakları atarak dışarı çıkabilirim belki," diyerek... Böyle bir umuda tuttundunuz mu? Her zaman derim, "zordur her dönemde kadın olmak," diye. Eseri okuduktan sonra anladım ki en çok o
Bülbülün Kırk Şarkısı
Bülbülün Kırk Şarkısıİskender Pala · Kapı Yayınları · 201510,4bin okunma
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Bir Kitabını Okudum ve Hayatım Değişti" Dediğim Tarihçi!
Hayatımı değiştiren kitap! Hayatımı değiştiren film! Hayatımı değiştiren olay! Ne çok duyuyoruz değil mi böyle cümleleri hayatta? Peki hiç canlı örneği ile karşılaştınız mı? Yıllar yıllar önceydi. - Tamam o kadar yaşlı değilim kabul ediyorum.- Üniversite sıralarındaydım. Çocuk Edebiyatı dersimize giren hocamız "Güneşin Çocukları" diye
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 20225,5bin okunma
222 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Öykücü olarak bilinen Sabahattin Ali'nin ilk yazdığı romandır. Ve bence en güzel romanıdır. En azından benim için öyledir. Kürk Mantolu Madonna'nın isminden dolayı fazla ilgi gördüğünü düşünüyorum. Evet o da mükemmel denecek kadar güzel bir roman ama, Kuyucaklı Yusuf gibi değil açıkçası. Kuyucaklı, heyecanı sürekli üst seviyede olan bir roman.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021174,3bin okunma
238 syf.
·
Puan vermedi
Ve geldim. Buradayım. Duran zamanı tekrar akıtmaya yeni ussal yolculuklara geldim. Bu ussal yolculuklarda da eskilerinde olduğu gibi yine tüm dostlarımın yanımda olacaklarından şüphem yok. Kah ilham vererek kah bildiklerini anlatarak. Hem hep beraber hem tek başıma. Hem tek başına hem hep beraber nasıl mı olur? Uzun İhsan Efendi’ye sorarsanız
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,3bin okunma
160 syf.
3/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Livaneli neden bence kötü bir yazardır?
YouTube kitap kanalımda Huzursuzluk kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/dR12B0gIkhg "İnsanın karnı tok, sırtı pek oldu mu başkalarının yoksulluklarını okuması, merhamete gelip iç çekmesi ne tatlıdır." Wolfgang Borchert Onbinlerce defa okunmuş olan ve kendi açımdan 10 üzerinden 3 puandan fazlası etmeyecek bu roman
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,5bin okunma
Reklam
1000KİTAP' TA SAHTE ALINTI TEMİZLİĞİ
Arkadaşlar, sitede en çok paylaşılan sahte alıntıları https://1000kitap.com/SahteAlintilar ile bu iletide topladık. Sitedeki bilgi kirliliğini temizlemek için bu alıntılara rastlarsanız lütfen şikayet ediniz. Ve lütfen okumadığınız, kitaplarda kendi gözlerinizle görmediğiniz alıntıları eklemeyiniz. Bu sözlerin mal edildiği kişilere ve sözlerin
168 syf.
8/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Z Raporu - Ali LİDAR (Sizleri ön yargıları yıkmaya davet ediyorum!)
Hangi tür ile başlayan sorulardan nefret ediyorum! Kitap, film, müzik hiç önemli değil! İnsan sevdiği şeyin neden yalnızca bir türüne bağlı kalır ki? Neden polisiye ile sınırlı kalsın okuma yolculuğum? Ya da neden Klasikleri okurken güncel yazarları okuyamayayım? Neden amacım yalnızca edebi lezzet ya da felsefe, psikoloji bilgisi olsun? Erich
Z Raporu
Z RaporuAli Lidar · İthaki Yayınları · 20163,724 okunma
Son olarak: Fransızların ve İngilizlerin dilinden bahsedelim
“Fransa’nın İngiltere’yi işgalinde Fransızca, âdeta soyluların, İngilizce ise çoğunlukla halkın konuştuğu dil hâline gelmiştir. Norman istilasını takip eden üç asır boyunca her İngiliz kralı, Fransızca konuşmaktaydı. Sadece krallar değil; mahkemelerde, kiliselerde, devlet memurlarının ağzından Fransızcadan başka bir lisan çıkmıyordu. Böylelikle Yüzyıl Savaşları sonrası 300 sene boyunca İngiltere’de iki dil yan yana yaşadı: Resmî dil Fransızca ve halkın dili İngilizce. İki dilin 300 yıl boyunca böyle iç içe olması, doğal olarak kelime alışverişlerini de beraberinde getirdi. Devletle alakalı hemen hemen her kelime, Fransızcadan İngilizceye armağandır. İngiliz milleti aç, sersefil, biçareyken, Fransızlar öyle değildi. O kadar dertsiz, tasasızlardı ki. Bundan mütevellit her türlü lüks ve zevk eşyası, yüce, soylu ve asil kavramlar Norman (Fransızca) diliyle ifade olunurken, basit şeyler de İngilizce kelimelerle belirtiliyordu.”
Sayfa 205Kitabı okudu
Vasf'edemem Gönül Seni
Vasf-ı lisan seninledir vasf'edemem gönül seni Nutk-u beyan seninledir vasf'edemem gönül seni Her hünerin kemalisin , her güzelin cemalisin Hüsnile an seninledir , vasf'edemem gönül seni . Fikrin olursa bir Hüda , kalmaya sende masiya Emn-ü aman seninledir , vasf edemem gönül seni Olmasa kibr'ile riya , sensin o beyt-i Kibriya Genc-i nihan seninledir , vasf'edemem gönül seni . Olsa gilâf-ı tencüda , ayinesin cihannüma Ayn-ı ayan seninledir , vasf'edemem gönül seni Bilmedi kimse cevherin , aleme doldu kevserin Zevk-i cinan seninledir , vasf'edemem gönül seni . Asl-ı cihansın ey gönül , vasla mekânsın ey gönül Kevn-ü mekân seninledir , vasf'edemem gönül seni Hükmüne Hakkı bendedir , canı seninle zindedir Cümle cihan seninledir , vasf'edemem gönül seni .
Reklam
1000K MAHALLESİ
Şimdi aklıma düştü, 1000K mahellesi olsa da biz de orada yaşasaydık nasıl olurdu diye. Hayal değil mi Kınalı Adası gibi bir yer olsun. Rıhtımında kocaman çınarların altında da herkese açık kütüphane ve kahvehane tarzı bir yer ki sohbetler kitap tartışmaları burada yapılsın, tiyatro ve sinema gösterileri de burada yapılsın oldu olacak burayı da ben
Halley Dergisi için verdiğim röportaj “Ağızdan çıkan her kelime düşüncenin değerinden kaybettiriyor.” Bu sözünüz beni çok etkiledi. Açıklamanızı rica edebilir miyim? Düşünce ve duyguların muazzamlığından mı yoksa dilin yetkin olamayışından mı bilmiyorum ama birçok duygu ve düşüncemizi anlatabilecek bir lisan bulunmadı henüz. Ve açıkçası böyle olması güzel de çünkü bazı şeyler hep gizemli kalmalı onları güzel yapan bu; hayatın güzelliği onun gizemli ve yoğunluğunun aktarılamayışı oluşunda. Aksi halde netlik, aktarılış çoğu şeyde anlam bırakmazdı. Böyle bir durumda kitapta bahsettiğim gibi hepimiz toplanıp boş boş gökyüzüne bakar olurduk. Bir de şöyle bir durum var; içinde bir duygu yoğunluğu hissediyorsun bunu dile ya da kaleme dökmek istiyorsun fakat kurduğun her kelime o duygu ya da düşüncenin değerinden kaybettiriyor. Kastettiğim bu değildi diyorsun fakat kuracağın her yeni tanımlama seni daha da bocalatıyor. Çünkü içimizdeki yoğunluk kelimelerin çok ötesinde; o bizim biz olduğumuz yer, bizim mahremimiz. Onunla iyiyiz ve belki de varız, aktarılmaması daha güzel. röportajın tamamı için: halleydergisi.com
Hiçbir Şey Anlamadım
Hiçbir Şey Anlamadım
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.