Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
269 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Nazi Gizli Polis Teşkilatı: Gestapo ve SS Terörü
Gestapo ve SS’in organize ve sistematik bir şekilde insanları katletmesi en bildiğimiz İkinci Dünya Savaşı konularından biridir. Ve bu konuya eşlik eden ölen sayısı eklenince, birazda fotoğrafla desteklenince yeterli gelmektedir. Evet, Gestapo ve SS, Nazi Devletinin en korkutucu polis birimleridir ve ne yaptılarsa bilerek, isteyerek, planlayarak,
Gestapo
GestapoCarsten Dams · İletişim Yayıncılık · 201721 okunma
Mesleğin kurallarına riayet.
Belki hiçbirimiz katı yürekli değiliz belki hepimiz herkese sevinerek yardım ederdik,gelelim mahkeme memurları olduğumuzdan,kolaylıkla katı yürekliymişiz ve kimseye yardım etmek istemiyormuşuz izlenimi doğabilir.Ben bu yüzden neredeyse acı çekiyorum...
Sayfa 103 - Tutku yayınevi
Reklam
Belki hiçbirimiz katı yürekli değiliz, belki hepimiz herkese sevinerek yardım ederdik. Gelgelelim mahkeme memurları olduğumuzdan kolaylıkla katı yürekliymişiz ve kimseye yardım etmek istemiyormuşuz izlenimi doğabiliyor.
Sayfa 94 - CanKitabı okuyor
304 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bazı kitaplar vardır...
Bazı kitaplar vardır: Bir nefeste, meraktan. Bir bakışta, heyecandan. Bir parmak ile sayfa değişimi sesinden. Bir "Dava" vardır, bir çırpınışta bitiverir hemencecik, anlamaya çalışmaktan. Bu "Dava" Kafka'nın dünyası, benim ve senin, bizim dünyamızdır. Baş karakterimiz Joseph K. Bir sabah uyanır ve evinde sorgu memurları
Dava
DavaFranz Kafka · Ren Kitap · 201853,1bin okunma
Belki hiçbirimiz katı yürekli değiliz, belki hepimiz herkese sevinerek yardım ederdik, gelgelelim mahkeme memurları olduğumuzdan, kolaylıkla katı yürekliymişiz ve kimseye yardım etmek istemiyormuşuz izlenimi doğabiliyor. Ben bı yüzden neredeyse acı çekiyorum.
Sayfa 92 - CAN - 20.BASKI - Çeviren: Ahmet Cemal
Biz ve Onlar
Muhtemelen hiçbir şey, "Biz" ve "Onlar" ayrımını, Kuzey İngiltere Sulh Ceza Mahkemelerindeki bir duruşma günü kadar iyi betimleyemez.² Taşranın sıkıcılığı ve püritenlik ile yoğrulmuş boğucu havası, temizlik maddelerinde kullanılan formolünün burun kemiğini sızlatan kokusuyla sizi hemen girişte karşılar. Tuvaletlerin kapısında, alışık olunduğu gibi, "Gentlemen" [Bay], “Ladies” [Bayan] değil, “Males” [Erkek] ve "Females" [Dişi] yazar. Duruşma salonlarında devasa ahşap bir kürsü, yüksek ve dar pencerelerden sızan ışıkla aydınlanır. Hâkimin iktidarı karşısında put kesilen polis memurları, sıra mahkemeye çıkarılan bu işçilere geldiğinde "kolluk" görevlerini, yani iktidarın yamağı olma işlevlerini, kendi çöplüklerinde olmaları ölçüsünde ve mahkeme kürsü- sünün simgeleştirdiği anonim otoritenin verdiği güçle daha da tehditkâr biçimde yerine getirirler. Mahkemedeki zabıt kâtipleri insanlarla "dalga geçmekten" tuhaf bir haz alırlar...
Sayfa 121 - HERETİKKitabı yarım bıraktı
Reklam
Belki içimizde hiç kimse taş kalpli değil, bizler hepimiz yardım etmek istiyoruz, fakat mahkeme memurları olduğumuz için bizler katı kalpli, kimseye yardım etmeyen insanlar olarak görülüyoruz.
Belki içimizde hiç kimse taş kalpli değil, bizler hepimiz yardım etmek istiyoruz fakat mahkeme memurları olduğumuz için bizler katı kalpli, kimseye yardım etmeyen insanlar olarak görülüyoruz.
Belki içimizde hiç kimse taş kalpli değil, bizler hepimiz yardım etmek istiyoruz, fakat mahkeme memurları olduğumuz için bizler katı kalpli, kimseye yardım etmeyen insanlar olarak görülüyoruz. Ben bundan çok üzüntü duyuyorum.
Sayfa 67 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 16. BasımKitabı okudu
“ Belki de hiç birimiz katı yürekli değiliz, belki hepimiz herkese sevinerek yardım ederdik, gel gelelim mahkeme memurları olduğumuzdan, kolaylıkla katı yürekliymişiz ve kimseye yardım etmek istemiyormuşuz izlenimi doğabiliyor. Ben bu yüzden neredeyse açı çekiyorum. “
Reklam
Belki içimizde hiç kimse taş kalpli değil, bizler hepimiz yardım etmek istiyoruz, fakat mahkeme memurları olduğumuz için bizler katı kalpli, kimseye yardım etmeyen insanlar olarak görülüyoruz.
(Üstadımızın yüzotuz parça kitabı ve mektubları, üç mahkeme ve hükûmet memurları tarafından tam tedkik edildiği ve aleyhinde çalışan zalim mürted ve münafıklara karşı mecbur da olduğu halde, hattâ i'damı için gizli emir verildiği halde, dini siyasete âlet ettiğine dair en ufak bir emare bulamamaları, dini siyasete âlet etmediğini kat'î isbat ediyor. Ve hayatını yakından tanıyan biz Nur Şakirdleri ise, bu fevkalâde hale karşı hayranlık duymakta ve Risale-i Nur'un dairesindeki hakikî ihlasa bir delil saymaktayız.) B.Cevab Veriyor - 191
Ve artık yargılamakta tek başına değildir. Ceza usulünün uygulanması ve cezanın infazı sırasında koskoca bir dizi ek kararın kaynaşması vardır. Ama yargılamanın çevresindeki küçük adaletlerin ve paralel yargıçların sayıları artmıştır: uzmanlar, psikiyatrlar ve psikologlar, infaz yargıçları, eğitmenler, ceza yönetimi memurları yasal cezalandırma yetkisini parçalara ayırmaktadırlar: sanki bunlardan hiçbiri yargılama hakkını gerçekten paylaşmıyormuş gibidir, sanki bunların bazılarının karardan sonra mahkeme tarafından saptanan cezayı infaz etmekten başka bir yetkileri yokmuş ve özellikle de geriye kalanları -uzmanlar- bir yargıda bulunmak için değil de, yargıca kararlarında yardımcı olmak üzere müdahale ediyorlarmış gibidir. Fakat mahkeme tarafından tanımlanan cezaların ve güvenlik tedbirlerinin mutlak olarak belirlenmediği andan itibaren, bu hükümlerin süreç esnasında değiştirilebilir hale gelmesinden itibaren; mahkûmun yarı serbest konuma getirilmeye veya şartlı tahliyeye "layık" olup olmadığına karar verme hakkının yargılamayı yapan hakimlerin dışındaki kişilere bırakıldığı, bunların cezaya son verebilir hale geldikleri andan itibaren, yasal cezalandırma mekanizmaları onlara verilmiş olmakta ve durum onların değerlendirmelerine terk edilmektedir: bunlar yardımcı yargıçlardır, ama gene de yargıçtırlar.
Sayfa 56 - İmgeKitabı okudu
"İSLÂM'IN KIZI ve POSTMODERN ÖRTÜNME..."
- Kadınların büyük acılar çekmesinin baş müsebbibi erkeklerdir. Allah’a ve Rasûlü’ne düşman olanların uydurduğu “çağdaş hayat” yalanı içinde kadının, kadınlığını istismar etmek için kaç milyon cümle kuruldu. Bu uğurda kaç senaryo yazıldı, kaç tiyatro sahneye taşındı. Namus yobazları ekranda, billboardlarda, podyumda teşhir edilen kadınlar
Devlet reislerini ya da yüksek memurları “adli” bir mahkeme tarafından yargılama girişimleri, gerek 1917’de Rusya’da, gerekse 1942’de Roma’da acınacak şekilde başarısız olmuştur.
89 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.