İnönü Muharebeleri ve ardından bizim için kötü bir tablo oluşturan Eskişehir-Kütahya Muharebeleri ile başlayan ancak merkezinde Sakarya Muharebelerini tutan bir çalışmaydı.
Açıkçası çok titiz, ayrıntılarla dolu, özenli bir kitap oluşturulmuş. Albüm ve atlas kısmı da hayli doyurucu idi. Özellikle şehit mezarlarının olduğu fotoğraflar beni çok etkiledi.
Bu kitabın ardından bir de Başkumandalık ve Büyük Taarruz kitabı gelecektir diye düşünüyorum. Zira öyle görünüyor.
Kitap, Sakarya'yı neredeyse gün, gün anlatıyor. Savaş planları, çatışmalar, kumandanlar, Yunan tarafı... Hepsi, fazlasıyla var.
Tabii ki, gerçek başkumandan olan O sarışın Kurt da! Neticede o unvan kanunda yazdığı için alınmıyor, gerçek bir asker ve gerçek bir lider olmak gerekiyor. Nitekim Mustafa Kemal Paşa'mız, gerek asker sayısı, gerekse teçhizat bakımından neredeyse yarısı kadar olduğumuz Yunan ordusuna külahını ters giydirmeyi başarabiliyor.
Sakarya öncesinde sayısal verilerimiz düşman ordusunun hayli gerisindeydi. Üstelik Eskişehir-Kütahya bozgunu sonrasında silahıyla birlikte firar etmiş ya da yolunu kaybetmiş on binlerce Mehmetçik vardı.
Bu kitapta Türk evladının vatanını savunmak adına neler yaşadığı, nasıl mücadele ettiği, nasıl şehit olduğu en ince ayrıntısına kadar anlatılıyor. Üstelik akademik ciddiyet kadar bir roman-belgesel havasında.