Notlarım arasında dolanırken Martin Eden hakkında yazdıklarıma denk geldim. Neden Martin'in Ruth'a kendini kaybedercesine tutkuyla bağlandığını merak etmişim ve kendimce yanıtlamaya çalışıyorum. Martin uğruna mücadele vereceği neyi olduğunu bilmiyordu ve Ruth ile tanıştı. Bildiği her şeyi unuttu. Konuşmayı yeni öğrenmiş çocuklar gibi her
Sadece tek bir gün koskoca bir asra nasıl bedel olabilir?
Bir asırda 36.500 gün bulunmaktadır. Peki, 1 gün = 36.500 gün (1 asır) demek de ne oluyor? Matematik kurallarını alt üst eden böylesi bir kurguyu
Cengiz Aytmatov yazıyorsa bu elbette mümkün. Matematik Bilimi’nin yapamadığını sihirli bir dokunuşla ‘’Edebiyat’’ yapar. Edebiyat, tam da bu noktada
Kafkasyalılar, tıpkı bir sevgiliye yazar gibi hançerleri için aşk şiirleri yazar, adeta sevgiliyle buluşmaya gider gibi savaşa giderlerdi. Dünyanın en güzel insanları olduğu söylenen bu esmer halk için savaşmak hayatın ta kendisiydi. Hançerleriyle yaşar ve yine hançerleriyle ölürlerdi. Cenk etmek onlar için nefes almak gibiydi. Amentüleri
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi
Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman,
beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan
ağırlığının altında herşey silinmiş gibi,
bütün tablolar tozlu bir yoğunlukla örtülü;
tozlu ve heybetli bir yoğunluk ki, bakanlar
onun derinliğine iyice sokulamaz, korkar!
Ama bu derin karanlık örtü sana çok layık;
layık bu örtünüş sana, ey zulümler sahası!
Ey
Anneciğimin çok sevdiğim bir sözü vardır:”Çöplüklerde ne güller biter.”. Bu kitabı daha iyi anlatan bir cümle olamaz kanaatindeyim.
Ahmet Mithat, Edison, Dostoyevski, Abraham Lincoln, Benjamin Franklin, James Watt, Beethoven, Dickens ve Mehmet Akif Ersoy…
Bu kitap ekonomik koşullarından yakınan, üşenen, umutsuzluğa düşen, erteleyen hatta her şeyden vazgeçenlere, “yapanlar nasıl yapmış” tarzı tablolar sunuyor. Biyografisine yer verilen şahsiyetlerin en önemli ortak noktaları okumayı çok, hep sevmiş olmaları. İçinde bulunduğumuz şartlar ne olursa olsun ‘kader gayrete aşıktır’.
🩵Biz hepimiz hayat alışkanlıklarımızı kaybetmişiz.
🩵Dehâ yüzde bir ilham, yüzde doksan dokuz terdir.
🩵İnsan içinde yaşadığı toplumu değiştirmek istiyorsa önce kendini değiştirmelidir.
🩵Küçük büyük demeden büyüm ayrıntılara dikkat et,sonuca ulaşana kadar sabret.
İlk defa Fakir Baykurt okuyan birisi olarak klasik anlatım tarzı başlarda zorlasa da kısa sürede adapte olabildim. Eski bir öğretmen ve sıkı bir okur olarak çok fazla öğrencime kitap okuma alışkanlığı kazandırmıştım ve bu kitabın da tam olarak bu konuyu ele alması okurken büyük keyif almamı ve eşekli kütüphaneciyle az da olsa özdeşlik kurmamı
Çizginin dışındakiler kitabında, yazar başarıyı ve başarının sebeplerini anlamamız için bize yardımcı olmaya çalışıyor. Ancak bunu yaparken alışılmışın dışına çıkarak başarıyı sadece bireysel liyakata ve çabaya dayandırmıyor. Başarının gelmesi için daha pek çok etkenin ve şans faktörünün olduğunu bizlere araştırmalarla gösteriyor. Kısacası yazara
Fyodor,okulda edebiyatı seven arkadaşlarıyla küçük bir grup oluşturmuştu.
Birbirlerine şiirler okurlar, yazdıkları şiir ve yazılar üzerinde tartışırlardı.
Fyodor ,okulu sevmesede derslerine çalışmayı ihmal etmiyor du.
Ders çalışmadığı zamanlarda ise mutlaka kitap okurdu.
Kitap okurken bazen yemeği kaçırırdı.