Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İŞ UNSURDA DEĞİL TERKİPTE...
- "Bu işin nasıl bir keyfiyet istediğine misal olsun diye, romanda malzemeyi göstere göstere veriyorsam, anla ki, işin unsurda değil, terkipte ve keyfiyetin görünüşünde olduğunu belirtmek içindir... Hâdiseleri idealize etme dâvası."
Sayfa 151 - 9.Levha, (Yeni Dünyanın Eşiğinde) -Roman- İBDA YayınlarıKitabı okudu
Evet!.. Eğer pervanelerin muradı yanıp kül olmaksa araya giren cam başlı başına bir külfetti. Aksine pervanelerin arzusu başlarına bir iş gelene değin ateşi tavaf etmekse bu durumda arada fanus olması büyük bir rahmetti. Gördüklerinden kendisine ayna tuttuğu için, ışıl ışıl parlayıp etrafı aydınlatan ateşi şehadete benzetmişti. Kendisiyse pervane misaliydi. Peki, kâh rahmet kâh zahmet olabilen şu cam fanus neyin işaretiydi? Aşık gönüller ya gördüklerine meftun oluyorlardı veya yakin olabildiklerine... Pervanelerin şu anki hâline nispetle tavaf edip ateşi gözlemek isteyenler açısından rahmet olan cam fanus, tavaftan sonra yakine erip közlenmek isteyenler için aradaki son perde hâline gelmişti. Aradıklarına dair bir iz bulduğu için hemen onaylayıverdi. Fanus perdelerden bir perdeydi. Ateş misal şehadet ile pervanenin arasındaki son engeldi. Sanki pervane hazır olana değin onu erken gelecek bir şehadetten koruyordu. Bu engeli aşabilen pervanenin yakini ise cennetti.
Reklam
GÖZBAĞCILIĞI ve SOL...
- "(...) Özellikle solun köpürttüğü bir gözbağcılığına misal vereyim: Anlatırken "ben geliyorum" diyeceğine, "ben var gelmek eylemi!" dercesine bir cehdle bütün gücünü klişe deformasyonuna verince, bunu adı "kendine has bir ve estetik" oluşturmak! Oysa iş, satırlar arasına kıvrılan fikir edâsında; ve estetik ile dil, bu edâyı temin eden görünüşte
Sayfa 149 - 9.Levha, (Yeni Dünyanın Eşiğinde) -Roman- İBDA YayınlarıKitabı okudu
334 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Dinin Kısa Tarihi İncelemesi
Sonunda aradığım kitabı buldum diyebilirim. Dinler tarihi konusunda kendini geliştirmek isteyen okurlar için biçilmiş kaftan bu kitap. Öncelikle
Richard Holloway
Richard Holloway
’in nesnelliğine hayran olmamak elde değil. Hangi dini hangi akımı incelerse incelesin ne kendini o dine yakın görüyor ne de büsbütün kendini o dinden soyutluyor. Kitabın kapağında yazdığı gibi
Dinin Kısa Tarihi
Dinin Kısa TarihiRichard Holloway · Alfa Yayınları · 2019245 okunma
Cablisa (Cabülsa) ve Cablika (Cabülka) gayb âleminde olduğu varsayılan iki büyük şehirdir. Cabilsa en batıda, Cablika ise en doğu taraftadır. Her birinin bin kapısı vardır ve yaşayanları yetmiş bin harf kullanır. Bu iki şehir dünya ile âlem-i misal (ruhlar âlemi ile madde âlemi arasında bulunur) arasında bir geçittir. Sekizinci iklim de denilirdi. Tasavvufta da Cabilka sâlikin ilk menzeli, Cabilsa hakikate kavuşmada son menzildir.
128 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Giriş:Modern Siyaset Bilimi kurucusu olarak kabul edilen Machiavelli'nin bu kitabında o dönemki İtalyan siyasi bölünmüşlüğe karşı 'birleşin' niteliğinde bir çağrıdır. Özellikle bu çağrı o dönem İtalyan yarımadasında bulunan güçlü karakterlerden olan Borgia ve Sforza'ya yöneliktir. Çünkü bir dönem İtalya hem Fransız hem İspanyol
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Remzi Kitabevi · 201414,7bin okunma
Reklam
...üstün bir zekânın kıstası iki karşıt fikri aynı anda zihninde tutabilmek ve bunu yaparken de işlevselliği koruyabilme becerisidir. Misal, insan bazı şeylerin umutsuzluğunu görebilmeli ve buna rağmen durumu tersine çevirme kararlılığını da göstermelidir.
Meclisin Hâli
Bursa'nın ileri gelenlerinden bir kişi, şâir Lâmiî Çelebi'yi evine davet eder. O da içeri girince büyük ediplerin ve âlimlerin kapının arkasına iliştiklerini, cahil fakat zengin kişilerin ise baş köşeye yerleştiklerini görür. Ev sahibi Lâmiî Çelebi'ye, "Lütfen şu meclisin hâlini tasvir et", deyince zarif şiirlerin şairi şu dörtlüğü söyler: Mu'teberdir cihanda dûn-ı deni Daima zillet üzere ehl-i hüner Hâl-i alem, misâl-i deryâdır. Külçe altın çöker, cîfe yüzer.
Anmak, vefadır.
Anmak hatırlamakla katiyen aynı şey değildir. Misal bir insan bir hadiseyi en ince noktasına kadar hatırlayabilir, ama bu suretle onu anıyor olmaz.
Sayfa 13 - Pinhan Yayıncılık / Birinci Basım: Şubat 2022 / Özgün Adı: İn Vino Veritas / Danca Aslından Çeviren: Nur BeierKitabı okuyor
İnsanlık denilen şey bu kadar karmaşık olmasına rağmen anlamak için bunca çabayı sarf ediyor olmak ne kadar doğruydu acaba? Anladığımızı sandığımız hisler ne kadar anlaşılmıştı, gerçekten anlamış mıydık yoksa anladığımıza inanmak mı istemiştik? Gerçek doğru nedir? Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişiyorken asla peşini bırakmıyoruz. Kendi kabul ettiklerimizin ötesini görmekte zorlanıyor kabullenemiyoruz. Somut şeylerin bile gerçekliğini bazen sorguluyorum içimde oluşan ruhani ya da sadece sinirlerime bağlı olan bedensel reaksiyonları nasıl anlayacağım? Hatta en komiği olan şunu sorayım, bu soruları sorarken cidden bir şey hissedebilir miyim? Anı yaşamak için yaşıyoruz, psikolojik olarak kendimize motive olan bir sürü şey söylüyoruz fakat sonunda ne kadar yapıyoruz ne kadar bununla var oluyoruz? İnsan yeni tanıştığı birisine kendisini gerçekten gösteriyor mu yoksa olmak istediği kişiyi mi anlatıyor? İnsanlar olmak istediği kişiler olamadıklarını biliyorlar ve bunun bilinciyle içten içe perdeleri çekiyor arkalarından yaşıyorlar. Önde bir sahne arkada gerçekler. Kendi benliğimizle olan yüzleşmelerimiz bile kendimizi avutmaya çıkıyor. Bunu bile bile kendimize kızmıyorken başkalarına nasıl kızabiliriz? Kızmamalıyız ama kızıyoruz. Ardındaki yanlışı yaptığımızı biliyor olmanın rahatsız ediciliği ile kaçınmaya çalışıyoruz. Kim ki ahlaksızlıktan çok bahsediyorsa en büyük ahlaksızlar onlardır demişler aynı bu misal.
Reklam
Hayır eksik kalır bu tanım Akıl olmazsa kalb hataya düşer Misal Hissiyatın gözü kördür İnsan hissi hareket edince aklı ve kalbi sukut eder ileriyi göremez ve hataya düşer Geçen itikad derslerimizde biraz bu konuları islemistik Hatta edebiyat okumalari derslerin de de Birgün sesli ders yaptığımız zaman bu soruları yazarsanız daha geniş cevab veririz insallah
Müstehabi anlatan en güzel misal
Mesela sen bana 100.000 lira borç versen sonra ben onu sana geri iade etsem senin için bu mu sevgilidir, yoksa hiç borcum olmadığı halde kendiliğimden sana hediye olarak 100 lira vermem mi? işte farz, vacip olan ibadetler borç; sünnet, müstehap olan ibadetlerse hediye mesabesindedir. Nitekim hadis-i şerifte şöyle buyurulur Nafile müminin Rabbine hediyesidir.
Bir yanip bir sönen deniz feneri, Aydınlatırken sisli gecede korumak için Kayaları döven hırçın dalgaların azabindan Gelip geçecek olan gemileri! Ben, Eskimiş bir iskelenin ucunda Hiç gelmeyecek olan: beklemekteyim! Her gün yeniden Her gece aynı sisli ayın altında Hiç dınmeyen hüznümle Deniz feneriyle bir başıma. Öyle bir âlem ki bu; Gidenin varamadığı Varanın dönemediği âlem-i misal! Ve özlemek, En büyüğüdür acıların...
208 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tanrı’nın Öfkesi
Doğal afetler insanlık tarihinin vazgeçilmezi, korkularının ve büyük acılarının kaynağı olagelmiş ve varlığını devam ettirmeye de devam ediyor. İnsanlık tarihinden de eski olan doğa olayları kuvvetle muhtemelen dünyanın sonuna kadar devam edecek ve hatta Dünya’nın sonunu da getirecek. Doğa olayları yeryüzündeki tüm insanlığı etkisi altına alan, bir coğrafi bölge ile sınırlı kalmayan, son pandemide de görüldüğü gibi insanlığın ortak noktası. Bu kitap da Orta Çağ’da Avrupa’yı etkisine alan doğal afetleri ve sebep olduğu sonuçları ele alıyor. Kitapta 14.yüzyıla girerkenki doğal afetler ile başlayarak bu yüzyılda meydana gelen olayları anlatıyor. Bu olaylar içerisinde; depremler, seller, volkanik patlamalar, kıtlıklar, iklimsel olaylar, hayvansal hastalıklar vs. gibi olaylar ele alınmış. Anlatılan konular dönemin kaynaklarından alıntı yapılarak, istatistiksel grafikler ve tablolar kullanılarak ve konuyu yansıtan görseller ile birlikte desteklenerek içerik zenginleştirilmiş. Kitabı çok büyük bir ilgi ile okudum ve bilmediğim çok şey öğrendim. Misal İngiliz Terlemesi diye bir salgın hastalığın olduğunu, zamanında Ortadoğu’dan Avrupa’ya kadar havayı toz bulutlarının kapladığını ve bu durumum yaklaşık 18 sürdüğünü vs. gibi konuları ilk defa duydum. Yazarın daha önce “Kara Ölüm” kitabını okumuş ve beğenmiştim. Bu kitabı da çok güzeldi.
Tanrı'nın Öfkesi
Tanrı'nın ÖfkesiTolgahan Karaimamoğlu · Kronik Kitap · 202317 okunma
64 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Mert Arık'ın çocuklar için yazdığı ama bence herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği kitaplarından birini daha bitirmiş oldum. Her şey emekli öğretmen babannesinden ayva almasıyla ve bu ayvayla neler yapabilirim diyen kızımın hikayesiyle başlıyor. Misal ben babanneden hayatı aslında anı yaşamayı öğrendim. Evet herkes aslında anı yaşadığını düşünüyor ama aslında ne kadar yaşayabiliyoruz... işte kendime dersim bu benim de. Yanlış yapmadan korkmamayı,yaşama nedeni bulmayı ve bir şeye karar verdiğinde ertelememeyi öğretiyor ve ayrıca hayal kurmak üzerine kısacık ama değerli bir kitaptı kesinlikle tavsiye ederim.
Ayvayı Yedik Müzesi
Ayvayı Yedik MüzesiMert Arık · Timaş Çocuk Yayınları · 2023455 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.