Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
benim karım ve çocuğum ne kadar yalansa, kucağımdaki Matruşka da o kadar yalan. Madem. Hadi şehri yakalım. Aileyi ateşe verelim. Bebekleri doğmadan mütemadiyen düşürelim. Alnımızda birer de- lik. Burnumuzda bir köpeğin benzersiz hüneri. Koklaya koklaya tüm suçların peşine düşelim. Efsun Abla kendi bacaklarını keser gibi acımasızca kesip atsın canını sıkan herkesin kellesini. Adnan Abi ceplerden, cüzdanlardan tek tek çıkarıp dişleriyle yırtsın tüm kimlikleri. Hülya hiç durmamacasına üstüne alsın tüm erkekleri. Ben yeryü- zündeki tüm Devran'ların tekrar tekrar kafasını taşla eze- yim, cesetlerini köpeklere yedireyim. Bir bebeği sur dibinde ha bire ölüme bırakalım. Hiç öpüşmemişiz gibi olsun Efsun Abla'yla. Hiç sevişmemi- şiz gibi. O kahve yıkılmamış gibi. O şiirler yazılmamiş gibi. Ben hep başkalarının muhasebesini tutmuşum, ken- di muhasebemi hiç tutmamışım gibi.
Sayfa 138 - canyayınlarıKitabı okudu
Mütemadiyen konuşuyoruz, Sen ve ben, tükenmeyen bir zamanda. Dudaklar kıpırdamadan.
Reklam
Tercih ihtiyacı yok ise akıl ihtiyacı da yok, akıl ihtiyacı yok ise dünyada yaratıldığından öte gitmez, Rabbim ne yarattıysa öyle kalır... Rabbim, hayvanatı yaratmış Ama ona kendinden bir şey katmamıştır, beşeri yaratmış ona kendinden bir parça vermiştir, ben seni yarattım, Sen de yarat demiştir... Akıl, tercih etme kabiliyetidir, bu kabiliyet için tercih edilecek ihtimaller, tenakuzlar olması iktiza eder. Aklın sebebi ve bedelidir tenakuz. Aklımızın sebebi ve bedelidir iyilik ve kötülük arasında mütemadiyen yapmak zorunda olduğumuz tercih.
Ben seninle hiç trene binmedim nasıl olur Ne çok şey var yapmadığımız mütemadiyen düşünüp Düşünüp, düşünüp, düşünüp deliricek gibi oluyorum…
Açık Pembe Oje
Ben mütemadiyen çay demledim, sen ojelerinle meşgul oldun.Sonra sen eşyalarını topladın, ben de çayın altını kapattım.
184 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“Neden hiç büyük kadın sanatçı çıkmadı?” sorusunun dayandığı hatalı düşünsel altyapıyı inceleyerek; sözde herkese dair sorunların ve spesifik olarak kadınlarla ilgili “sorun”un formülasyonunun geçerliliğini sorgulayarak derinlemesine irdeledim. Böylece, kadınların göstermelik değil hakiki eşitlik talebinin karşısına mütemadiyen çıkarılan
Kadınlar, Sanat ve İktidar
Kadınlar, Sanat ve İktidarLinda Nochlin · Yapı Kredi Yayınları · 202044 okunma
Reklam
Bu akşam birçok defa başlayıp sonunu getiremediğim bir hikâyeyi tamamlamaya çalıştım. Fakat nafile, insan aklını bir şeye verdi mi kurtulamıyor ondan. Daima düşünmekle ve daima da aynı şeyi düşünmekle insan aşkın bir fikri-işgâl olduğunu kabul ediyor. Sonra ben Leylâ mütemadiyen şiddetli bir arzu ile bir tatmin edilmemezlik içinde bir şeyler istiyorum. Bunun gibi, yani bu tatminsizlik gibi bir de ifade edemeyiş var ki bu insanı bitiriyor, harap ediyor. Çok defa yazdıklarımı yırtıyorum, çok defa bu, bedbinlikten ve ümitsizlikten oluyor. Fakat yine de işte yaşıyoruz ve acı içinde bile olsa bu bize bir haz veriyor ve yaşamayı istiyoruz. Ne kadar ölümü fevkâlâde bir facia gibi veya ne bileyim bir felâket gibi kabul etmesek de ölmek veya sevdiklerimizden ayrı olmak istemiyoruz.
DP Dönemi Siyasetle İlişkisi Demokrat Parti’nin 1950-1960 yıllarında iktidarda bulunduğu dönemde Serdengeçti dergisinin 11. sayıdan başlamak üzere 32. sayıya kadar toplam 22 sayısı çıkmıştır. Aşağıda da örnekleriyle incelendiği üzere bu sayılarda CHP’ye yönelik eleştirilere devam edilmekle birlikte, ilk dönem DP’ye karşı destekleyen ve
Osman Yüksel’in Tutuklanması Sabahaddin Ali ile Nihal Atsız arasındaki dava devam ederken milliyetçi gençler Ankara garında toplanıp buradan Ulus’a yürümüştür. Ertesi gün sabah galeyana gelen milliyetçi gençlerin gözünü korkutmak amacıyla Said Bilgiç, Said Sadi, Osman Yüksel ve Ahmet Ellezoğlu sorgulanmak üzere emniyete götürülmüştür. Bu gençler
KÜRK MANTOLU MADONNA YAZILIŞI VE YAYIMLANIŞI Kürk Mantolu Madonna önce Hakikat gazetesinde 18 Aralık 1940/8 Şubat 1941 tarihleri arasında 48 sayı tefrika edilmiştir. Sonra 1943'te kitap halinde birinci basımı,1966' da ikinci, 1976'da üçüncü ve 1992'ye değin yedinci basımı yapılmıştır. Gazetede "büyük hikâye",
Reklam
şark ve garp'in­ sanlığın külçesini terkip ederler, bu itibarla, medeniyet dediğimiz şey yeni terkiplere doğru mütemadiyen istiha­le eder. buna terakki, tekamül, değişme, ne derseniz de­yiniz. ben tabirlerden de korkarım. hiçbir tabirin sabit bir medlûlü yoktur. garp medeniyetinin içinde Şark un­surları ve şark medeniyetinin içinde garp unsurları yok mudur? fakat her şey bir derece meselesidir.
Halbuki ben, kulaklara bilmedikleri şeyleri söylemek, göz hudutlarının arkasına geçmek istiyordum. Ve bunun için çenemi avuçlarıma ve kollarımı dizlerime dayar, gözümü yere veya ufka çevirerek gördüklerimin daha ötesindeki şeyleri de bilmek isterdim. Fakat toprağın alaycı bir susuşu, ufkun lakayt bir kaçışı vardı. Bana, 'Senin gözlerin,' diyorlardı, 'açık bıraktığımız şeyleri görmek için bile çok küçük ve zayıftırlar. Sakladığımız hakikatleri nasıl bir cesaretle anlatmak istiyorsun?..' Fakat ben arıyor, mütemadiyen arıyordum.
Karar vermem gerekiyor mütemadiyen. Oysa ben “hiç kimse” olmak istiyorum ebediyen.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.