Okurlar olarak hepimizin zihninde iyi bir kitap nedir sorusunun birden fazla cevabı var.
Bazılarımız hızlı okunan kitapları iyi bir kitap olarak niteliyor: “Aktı gitti resmen, elime aldığım gibi bitirdim!”
Bazılarımız ise tam tersine zor kitapların iyi kitap olduğunu iddia ediyor. Büyük bir çoğunluk çok satanların, yine ezici bir çoğunluk ise
Günaydın 1K.
Edit: Kimse yaptıklarımı yapmasın:) En çok da 1. Şık. Bu bir hayal. Yalnız hayal edin:)
Bu gün sizinle bir sırrımı paylaşmaya karar verdim. Ama yargılayacak olanlar yazmasın, yorumu kaldırırım.
Ölmeden önce yapmak istediklerim listesi var aklımda. Hiç bir yere kaydetmedim. Buraya yazacağım ki, her satrım gibi burada dursun.
¶¶Bir Afrika kabilesinde şöyle bir söz vardır: “Köyü tarafından sevilmeyen çocuk, sonunda o sevgi sıcaklığını hissetmek için köyünü yakar.”¶¶
"İlerle" demişti adam. "Sakın arkanı döneyim deme. Sadece İlerle." Arkanı döndüğün an her şeyin bitip hiçliğin başladığı an olacaktır. "
Giriş efsane değil mi sizce de? :))
Oturduğum masadan sıkılan gözlerle etrafı izliyorum. Klasik bir salon düğünü işte. Etrafa kısık gözlerle bakıp, bekar oğullarına kız arayan anneler, etrafta koşuşturan çocuklar, uzun süredir görüşmüyoruzlar, niye hiç aramıyorsunlar, sen niye aramıyorsunlar. Ben aramasam sormasam arayacağın soracağın yoklar, çok güzel olmuşsunlar, kıyafetin
Size yazarı anlatmalı mıyım? Haddim değil deyip susmalı mıyım? Elbette pek çoğunuz benden çok daha iyi biliyorsunuzdur. Hele ki bu eseri okumaya kalkışmış yahut okumuş biriyseniz zaten oldukça aşina olmanız muhtemeldir. O nedenle bu çipil gözlü, ( bizim oraların deyimiyle) bi kucak sakallı adamı anlatmak işlemini pas geçiyorum.
Tolstoy bu
(Kitapla ilgili yorumlarımı okumak yerine dinlemek/izlemek isterseniz: youtu.be/hUo7lJUHCLI )
Schopenhauer'in kadın düşmanı olduğunu düşünen insanlara sesleniyorum: Haklıymışsınız... Bekliyordum bir şeyler; ama bu kadar kadınları yermesini, aşağılamasını ve hor görmesini beklemiyordum. Beğeni kasmak için süslü cümleler kurmak amacında
İsmet eşini seviyordu ama eşini sevmesi yetmiyordu. Eşiyle birlikte kaynanasını, kayınbabasını, kaynını, baldızını ve hatta hayattaki tek marifeti göbeğinde çay bardağı durdurabilmek olan bacanağını da sevmek zorundaydı. İsmet bu duruma deli oluyordu.
Evde her şeye eşi karar veriyordu. İsmet'in hangi balkonda oturacağına kadar. Karşı
Saçlarımı 'kaskatı ve kendi başına duran, mükemmelliğiyle bir yabanarısı kovanına benzeyen bir topuz' halinde toplamışım, kulağımda inci küpelerimle. Dile kolay yüzyılın romancılarından birinin kapısı önündeyim. Böyle insanı büyüleyen, hapseden, on kere okutan cümleleri yazan adamın karşısında ne yapılır? Ama ondan sonrası karanlık. Kapının
Arkadaşlar gitmeden önce bu yazının sizin için faydalı olacağını düşünüyorum. Ben yaklaşık 3 gündür Gürcistan dayım. Batum yani onların söyleyişi ile Batumi. Nüfusu tahminim 200binden fazla şu dönemlerde. Ticaret belli ki yavaş yavaş gelişiyor. Limanları dolu dolu. Ticaretle ilgili belli ki çok fazla alana etki eden bir oluşumları var. Artvin ve
“Sabahattin Ali kanaatimce son neslin hikâyecilerinin en kuvvetlisidir.”
Reşat Nuri Güntekin
UYARI: Burdan itibaren okuyacaklarınız Sabahattin Ali’yle ilgili çokça bilgi içermektedir. Şayet spoiler yemek istemiyorsanız ( hoş biyografinin neresi spoiler olabilir zaten her şey her yerde yazıyor neyse)
.................. Gidip şu işaretten
Biri dese ki “Hippi’yi” beş kelime ile tanımla. Diyeceğim kelimeler; cinsellik, müzik, dans, seyahat ve uyuşturucu. Evet, hippi olmanın yolları bunlardan geçer. Çiçekli fistan, elbiselere yapıştırılmış çeşitli figürler, olmazsa olmaz uzun saç ve kot pantolonu da unutmamak gerek.
1970 yıllarında ABD’nin bağrından koparak dünyaya yayılan bu kültür