Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Materializm və naturalizm hər ikisidə ateist dünyagörüşür
Din ile bilim arasındaki münasebet üzerinde konuşurken kesinlikle ıskalamamamız gereken bir hakikat de şudur: Bilimin ilgilendiği alan madde ile sınırlı olduğundan dolayı deney ve gözlem dışında kalan şeyleri kabul etmez. Bilim herhangi bir hadisenin hangi maksatla meydana gelmiş olduğundan ziyâde nasıl meydana geldiği üzerinde durur. Bunu araştırır ve keşfetme gayreti güder. Bu zâviyeden bakıldığında bilimin doğrusu tecrübe edebildiği kadardır. Dinin sadece madde sahasına hasredilmesi ise mümkün değildir. Buna göre evrene, keşfettikçe ziyâde olan bir îman zâviyesinden bakıp da hakîkat nâmına ne varsa kabullenen bir nazarla bakan bir bilimin, din ile çelişmeyeceği; bilakis onu teyit edeceği bir hakîkattir. Fakat Materyalizm ve Natüralizm gibi bilcümle beşeri ideolojilerin fikir kölesi haline gelmiş zihni bulanıkların bilim nâmına ortaya koydukları şey, meseleleri küllî bir nazarla ortaya koymaktan çok parçacı bir bakışla ele almak şeklinde olduğu için din ile çatışması elbette ki doğaldır.
Reklam
Şengör, birçok zaman olduğu gibi burada da natüralizm ile bilimi karıştırmaktadır. Natüralizm, doğa dışında gerçeklik olmadığını iddia eden felsefi bir pozisyondur. Bilimin gerektirdiği bir dünya görüşü değildir.
Sayfa 121Kitabı okudu
Natüralizm, ahireti ve İlahi adaletin her türlü şeklini reddettiğine göre suçlu olan ile barıştırıcı olanı [bir katil ile bir masum kişiyi] aynı son ile ödüllendirir: ölüm. Hepimizin kaderi aynı. Öyleyse Hitler ile Martin Luther King Jr.'un hayatlarının nihai değeri neydi? Eğer hayatları aynı şekilde sona eriyorsa ateizm bize burada hangi hakiki değeri verebilir? Verecek pek bir şeyi de yok aslında. İslam'da ise Allah'a ibadet eden ve merhametli, dürüst, adil, kibar ve şefkatli olanların sonu ile kötülükte ısrar edenlerin sonu karşılaştırılır. İyi olanların kalacakları yer ebedi saadet yurdu, kötü olanların kalacakları yer ise azap yurdurur. Bu azap, Tanrı'nın merhametini ve rehberliğini kasten reddetmenin akıbetidir ve neticede manevi bir eleme sebep olur. Şüphesiz, bize nihai değerimizi veren İslam'dır. Fakat Ateizme göre değer, makul bir zeminde gerekçelendirilemez ve zihnimizdeki bir yanılsamadan ibarettir.
145 syf.
·
Puan vermedi
Realizm ve Natüralizm akımının öncülerinden Fransız oyun ve roman yazarı ,#honoredebalzac ,yazarlık hayatının başında tüm eserlerini belli bir başlık altında bir araya getirmeyi tasarlamıştır. Yıllar içinde yazdığı eserleri “İnsanlık Komedyası”adı altında toplayıp üç grup başlığı ile bölümlere ayırmıştır. Üç grup: Toplum Ahlak ve
Bir Havva Kızı
Bir Havva KızıHonore de Balzac · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2009460 okunma
93 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
İnsanın Dört Zindanı
İnsanın Dört Zindanı
Bende var olan, ama benim tarafımdan seçilmiş her durum, her İrade, her istek ve her eğilim, bir belirleyiciliğin ürünüdür. Belirlenmişlikle yapılan özgürlük savaşı, insanın tabiatta kendisi olmak için, maddi bir olgudan Tanrı ya doğru gitmek için verdiği savaştır. Benim seçici özgür irademi kendi içinde baskı altında tutan, sınırlayan ve kayıt altına alan ve benim yerime seçim yapan bu dört illet zindan, şunlardır.: *Tabiatın belirleyiciliği *Tarihin belirleyiciliği *Toplumun belirleyiciliği *Kendi belirleyiciliği
Ali Şeriati
Ali Şeriati
İnsanın dört zindanı.. 1970 yılındaki bir konferanstan oluşmakta, İnsan nedir, insan ve beşer arasındaki fark nedir? İnsanı çevreleyen dört zindan nedir? Bunların hepsinin cevabı kitabımızda.. Sosyolojizm,historizm , natüralizm, kendim..
İnsanın Dört Zindanı
İnsanın Dört ZindanıAli Şeriati · Fecr Yayınları · 20174,929 okunma
Reklam
385 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Doyumsuzluğun romanı
İlk olarak kitabın dilini ele almak istiyorum. 18. yüzyılın temel sorunları olan ahlak konusu ön planda olan bir roman okuyoruz. Çok fazla betimleme içerdiği için bazı yerleri birkaç kez okumanız gerekebilir. Ayrıca yazarımız temsilcisi olduğu natüralizm akımını net bir şekilde gösteriyor bize Madame Bovary (Emma), Charles ile evlenir. Charles, karısına karşılıksız ve aşkla bağlı olan bir doktordur. Ancak, Emma bu aşkta aradığı heyecanı bulamamıştır ve eşini birçok kez aldatmıştır.Ama sonunda görür ki kitaplarda okuduğu aşkı hiçkimsede bulamaz. Yine kendisini en çok sevenin kocası Charles olduğunun farkına varır. Bu hatalaraı yaparken başına açtığı dert onun sonunu getirir. Onun ve ailesinin.. Evet burada yalnızca Emma'yı suçlamak yanlış olabilir ama eşini aldatmak yerine konuşarak halletmeye çalışsaydı her şey daha farklı olabilirdi. Ben bu romanı doyumsuzluğun romanı olarak tanımlamayı tercih ediyorum. Başlangıçta çok çok sıkılarak ve beğenmeyerek okusam da, sonu az çok tahmin edilebilir bir şekilde bitse de beni etkiledi. 100 Temel Eser içerisinde olmasına hak veriyor ve her kitapseverin okuması gerektiğini düşünüyorum..
Madame Bovary
Madame BovaryGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201933,1bin okunma
Evet, insan zihninin kalıpları vardır ve yaşam tecrübeleri bu kalıpları daha da belirginleştirmekte ve algılar yeni tecellilere kapalı hale gelmektedir. Kriterlerimiz haricinde bir tecelliyle karşılaştığımızda bunu algılayamaz ve en kolay olan yadırgama ve olumsuzlama yolunu seçeriz. İranlı düşünür Ali Şeriati'nin üzerinde durduğu 'insanın dört zindanı' yani onu baskısı altına alan, onun özgürlüğünü kısıtlayan ve düşünce biçimini belirleyen dört zorlayıcı güç vardır. Bunlar; doğanın zorlayıcı gücü olan natüralizm, tarihin zorlayıcı gücü olan historizm, toplumun zorlayıcı gücü olan sosyolojizm (sosyalizm değil) ve insanın kendisidir. Yani doğa, tarih, toplum ve benlik insanın etkinlik ve özgürlüğünü, pasiflik ve tutsaklığa çevirmektedir. İnsan bu dört zindandan kurtularak özgür düşünceye erebilecektir ancak bu mümkün gözükmemektedir. Ona göre insan; tarihin, coğrafyanın ve toplumun zindanından bilimle; ve en zor olan benlik zindanından inanç ve aşkla kurtulabilecektir. Jodorowsky nin "Kafeste doğan kuşlar, uçabilmenin bir hastalık olduğunu düşünürler" dediği gibi, bizler de bu dört zindanın içerisinde bulunduğumuz müddetçe, olaylara yüklediğimiz anlamlar, bağımsız ve objektif olmaktan hep uzak kalacaklardır.
Sayfa 98
Bu asır, bu devir romancılıkta natüralizm denilen tarzın rağbet görme devridir. Gerçekleşme imkanına hayalen bile yanaşılamayan hayali romanlar rağbetten düşürülerek do­ğal alemden gerçek olay ve havadislerin alınmasıyla roman yazılmasını istiyorlar.
Sayfa 135 - Türkiye Iş Bankası Kültür Yayınları Türk Edebiyatı Klâsikleri Dizisi 67Kitabı okudu
120 syf.
10/10 puan verdi
Selahattin Enis
Selahattin Enis, benim geç tanıdığım bir yazar oldu. İş Bankası yayınlarından Zaniyeler adında bir kitabı daha var. Bataklık Çiçeği kitabı, çeşitli hikâyelerden oluşmakta. İş Bankası Türk Edebiyatı Klâsiklerinin son çıkan kitaplarından. Hikâyeler çok uzun olmamakla birlikte, sonunu merak ettiriyor. Hikâyelerin sonu birden gelişiyor ve genellikle beklenmedik bir sonla bitiyor. Selahattin Enis'in Natüralizm akımından ve Emile Zola'dan etkilendiği, hikâyelerin içeriklerinden anlaşılıyor. Hayatın gerçekliklerini, ahlâk dışı da olsa, tamamen gözler önüne seriyor. Ben, bu kitabı oldukça beğendim. Özellikle son hikâyesi olan "Hufre" bence en iyi hikâyeydi. O kadar iyi ve doğru kısımlar vardı ki hepsini tek tek alıntı yapıp yorulmak istemedim. İnsanın varoluştan beri serüvenini özetleyen, doğruları cesurca anlatan harika bir hikâyeydi.
Bataklık Çiçeği
Bataklık ÇiçeğiSalahaddin Enis · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022387 okunma
Reklam
Natüralist... Naturalizm...
"Evet ben de bilirim ki, insan dinsiz olmaz. Fakat Türk'ün dini tabiattır. Bunu size aydınsınız diye söylüyorum." ( Mustafa Kemal Atatürk)
Sayfa 305 - Muhayyel YayıncılıkKitabı okudu
Yıllardır öğrencilere enjekte edilen natüralizm denen illete de aynı tepkiyi gösterebilseydiniz biraz olsun samimiyetinize inanabilirdim
duygu

duygu

@duygu_b_
·
24 Şubat 21:39
Yenilenen(!) çağ dışı öğretim programları
evrim konusunun çıkarılma nedeni ise “müfredatın çok ağır ve yoğun olması” kendileri de öğretim programlarının ağır, yoğun, zor olduğunun farkında yani. :) madem sunduğunuz bu argümanın farkındasınız da neden diğer öğretim programları için de bu gerekçeyi kullanmadınız? ayrıca evrim teorisi karşıtı olarak eklediğiniz “yaradılış” hangi bilim kitabında yazıyor? ilahi kitapları refere ederek bilim kitaplarını tarik*t ve cema*tlere oluşturmanız aklı dışlamak, milli eğitimi vasıfsızlandırmaktır (dinciler yazar, meb kitap olarak basar). “evrim teorisi geçerli değil, teori olarak kaldı, kanıtlanmadı” vs gibi gerekçeler uydururak bilimbilmezliğinizi gösterdiniz. teoriler kanıtlanmak zorunda değillerdir. teoriler kanıtlanırsa kanuna dönüşür mutlak bilgi haline gelir şeklinde düşünmek hatalı ve yanlış düşünmektir. literatürde evrimi yanlışlamaya yönelik iki milyondan fazla yayın, makale mevcut. buna rağmen hâlâ yanlışlanamamışsa bu teori, doğruluğunu güçlendirir. evrim kendisine yapılan her itiraz karşısında daha çok güçleniyor aslında. bu sorun/konu üzerine çok yazılar yazıldı/yazılıyor ama bazıları bunu anlamak istemiyor. “ne yaptıklarını bilmiyorlar” değil! herkes her şeyi kasıtlı ve farkında olarak yapıyor.
132 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Jack London-The Call Of the Wild
Eser incelemesine geçmeden önce Jack London’ ın hayatının ve deneyimlerinin kendi eserleri üzerinde etkisi olduğu bilinmelidir. Aslında ilk olarak Realizm akımının kurucularından biri olduğunu söylemek gerekir. Çünkü her yazarın eseri, savunduğu akıma göre şekillenmektedir bir bakıma. Bu açıdan bakıldığında yazarın insan ve doğa ilişkilerini ele
The Call of the Wild
The Call of the WildJack London · HarperCollins · 201132,1bin okunma
Çağımızda romans da var romantizm de, ressamların da düş gücü ve duyguları olması gerek... Neyse ki realizm de natüralizm de bunlardan tü­müyle nasipsiz değil. Zola yaratıcı biri, çevreye 'ayna tutmakla yetinmiyor... Fevkalâde yaratıyor, evet, yaratıyor, şiirselleştiriyor; bu kadar güzel olmasının nedeni de bu.
Sayfa 157Kitabı okudu
...Pragmatizm dogmatik cevabı ertelemek zorundadır, çünkü uzun vadede hangi tür dinin en çok işe yarayacağını henüz kesin olarak bilmiyoruz. Kanıtları devreye sokmak için gerekli olan şey insanların kendi içlerinden gelen çeşitli inançları, farklı inanç girişimleridir. Muhtemelen siz de birkaç kez kendi girişimlerinizde bulunacaksınız. Eğer radikal ölçüde sertseniz, doğanın duyumsanabilir olgularının kargaşası size yeterli gelecek ve dine hiçbir şekilde ihtiyaç duymayacaksınız. Eğer radikal ölçüde yumuşaksanız, daha monist bir din biçimini benimseyeceksiniz: Zorunluluk teşkil etmeyen olanaklara yaslanmış pluralist biçim size yeterince güvenlik sağlamıyor görünecektir. Fakat aşırı ve radikal anlamda ne sert ne de yumuşaksanız, sadece çoğumuz gibi karışıksanız, önerdiğim pluralist ve ahlakçı din türü size muhtemelen bulabileceğiniz en iyi din sentezi olarak görünebilir. İki uç nokta olan bir yanda kaba natüralizm ile diğer yanda aşkın mutlakçılık arasında tam olarak ihtiyaç duyduğunuz şeyin pragmatist ya da meliorist teizm adını verdiğim şey olduğunu görebilirsiniz.
963 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.