Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan sokağa düştüğü zaman hiçbir beklentisi kalmaz, hiçbir şey umut etmez. Oysa ben aşktan bir şeyler beklemiştim. Aşkı tanıyınca insan olduğumu hissetmeye başlamıştım. Fahişeyken karşılıksız hiçbir şey vermez, hep alırdım. Ama âşık olunca bedenimi, ruhumu, aklımı ve tüm çabamı düşünmeden verdim. Asla bir şey beklemedim, sahip olduğum her şeyi verdim, kendimi tümüyle bırakıp bütün silahlarımdan, tüm savunmalarımdan arınarak çırılçıplak kaldım. Oysa fahişeyken kendimi korur, her an savaşırdım; hiç korunmasız kalmazdım. Gerçek benliğimi korumak için erkeklere dış kabuğumu sunardım. Yüreğimle ruhumu korur; bedenimi edilgen, hareketsiz, hissiz rolünü oynamaya bırakırdım. Edilgen olarak direnmeyi, hiçbir şey vermeksizin kendimi tümüyle korumayı, kendi dünyama çekilerek yaşamayı öğrenmiştim. Diğer bir deyişle, erkeklere bedenime sahip olabileceklerini, ölü bir bedene sahip olabileceklerini, ama tepki göstermemi, heyecanlanmamı, haz ya da acı duymamı beklememelerini söylerdim. Hiçbir çaba, hiçbir enerji harcamaz, sevgi gösterisinde bulunmaz, düşünmezdim. Dolayısıyla hiç yorulmaz, tükenmezdim. Ama aşkta her şeyimi vermiştim; yeteneklerimi, çabamı, duygularımı, en derin duygularımı... Bir azize gibi, bedelini hiç hesaplamadan, elimde avucumda ne varsa hepsini vermiştim. Tek bir şey dışında hiçbir şey istememiştim, hiçbir şey: aşkın korumasına sığınmak. Kendimi yeniden bulmak, yitirdiğim benliğimi yeniden kazanmak. Küçük görülmeyen, aşağılanmayan, tersine saygın ve üstün tutulan, duyarak yaşayan bir insan olmak.
231 syf.
10/10 puan verdi
Refik Halit ve önemi
EKMEK ELDEN SU GÖLDEN Refik Halit Okurken Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Refik Halit Karay, sıradışı kişiliğiyle hakkında geniş geniş konuşulacak yazarlarımızdandır. Hangi yazdığını okursanız okuyun edebi bir lezzet alırsınız. Mizah, anı, roman gibi türlerde son derece verimli ve nitelikli eserler vermiştir. “Üç Nesil Üç Hayat”
Ekmek Elden Su Gölden
Ekmek Elden Su GöldenRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 201152 okunma
Reklam
Yine de bana karşı çıkabilir ve şunu sorabilirsiniz: İyi de, bu işin çok fazla çaba gerektirdiğine, hatta kişinin teyzelerini öldürmesine bile neden olabileceğine, öğle yemeklerine kesinlikle geç kalmasına neden olduğuna ve bazı çok değerli öğretim üyeleriyle boğaz boğaza getirebileceğine inanmanıza rağmen, neden kadınların kitap yazmasına bu kadar önem veriyorsunuz? Size şunu itiraf etmeliyim ki, beni kısmen bencilce olan birtakım duygular motive ediyor. Eğitimsiz İngiliz kadınlarının pek çoğu gibi ben de okumayı seviyorum. Öyle ki, birkaçını birlikte okumaktan da çok hoşlanıyorum ama son zamanlarda okuma alışkanlığım bir miktar tekdüzeleşti. Tarihle ilgili olanlarda çok fazla savaş var; biyografilerin neredeyse tümü büyük adamlar hakkında; şiir deseniz, gittikçe kısırlaşma eğiliminde ve kurmaca edebiyat ise — ama size modern kurmaca edebiyat eleştirmeni olarak da beceriksiz olduğumu sergilemiş bulunmaktayım — o yüzden, o konuda başka bir şey söyleyecek değilim. O nedenle sizlerden, konu ne kadar önemsiz ya da kapsamlı gibi görünse de asla duraksamamanızı ve olabilecek her türden kitap yazmanızı isteyeceğim.
186 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın incelemesi değil kendi düşüncelerim
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim. Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal Güvenliği
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal GüvenliğiFaruk Beşer · Nun · 200921 okunma
Üstad hiç mi acımadın bu kelimeleri yazarken.
Toplumun niceliğinin yerini nitelik alırsa, o zaman büyük dünyanın içinde yaşamak için çaba göstermeye bile değer: Ama ne yazık ki yüz delinin arasından henüz bir akıllı bile çıkmıyor. Buna karşılık öteki aşırı uçtaki kimse, sıkıntıya düşer düşmez hemen ne pahasına olursa olsun oyalanmayı ve topluma karışmayı isteyecektir ve her şeyle kolaylıkla yetinecek, kendi kendisinden kaçtığı gibi kaçmayacaktır onlardan. Çünkü, herkesin kendine döndüğü yalnızlıkta, bir kimsenin kendinde neye sahip olduğu ortaya çıkar: işte aptal adam, kendi zavallı bireyselliğinin sırtından atamayacağı yükü altında inim inim inliyor.
SAHİP OLMAK YADA OLMAK “Biliyorum ki ben, Tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım anlar dışına, Hiçbir şeye sahip değilim.” Goethe Eğer sevdiğim halde, karşımda bir sevgi doğuramıyorsam, yani sevgim bir karşı sevgi üretmiyorsa; yaşamımı seven bir insan olarak dışa vurmam beni sevilen biri haline getirmiyorsa, sevgim güçsüz
Reklam
147 syf.
8/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Güzel bir kitaptı. Yaşanmış bir hikaye anlatılıyor. //DİKKAT Kitabın konusu hakkında bilgi içerir.// Atalarının yaşadığı yerleri görmek için Ürgüp’e gelen Yunanistanlı bir gazetecinin Mustafa Bey ve ailesi ile tanışması ve Mustafa Beyin anılarını anlatması konu alınıyor. Mustafa Güzelgöz kitap sevgisini o yörenin insanlarına öğretmeye çalışıyor. Ancak kitap yok. Yurtiçi ve yurtdışında yaşayan insanlara mektuplar yazıyor. Kitap istiyor. Bunda da başarılı oluyor. Eşeklerle yolu olmayan köylere kitap götürüyor. Kooperatifler kuruyor, müzeler yaptırıyor, yöre halkı için kaymakam, vali, belediye başkanı, üst düzey yöneticilerle görüşüyor hatta Ankara’ya kadar gidiyor. Kredi çıkarttırıyor. Çocukların, gençlerin kadınların cahil kalmaması için elinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyor. Mustafa Güzelgöz bu kadar çabalamasının tek bir nedeni var insan sevgisi. Kitap sevgisi ayrı bir şey ama asıl insan sevgisi olmazsa bunların hiçbirini yapamazdı. Kitap okumak dünyaya açılmaktır. Bir sürü insan, çevre tanımaktır. Kitaplar hayatı öğretir. Acıyı, güzeli çirkini öğretir. Zulmü gösterir. Hiç kitap okumayan biri iyiyi ya da kötüyü sadece gördüğü yaşadığı kadarıyla bilir. Kitap okumak öğrenmektir, ders çıkarmaktır. Herkes kitap okumaz. Zahmetli iştir kitap okumak. Pineklemek varken neden kitap okuyalım ki dimi. Kitap okumak boş insan işi değildir. Zaman ayırmak gerekir. Çaba sarf etmek gerekir. Kitap okumak güzeldir. Ama okuyup da anlamak ve de iyi insan olmak en güzelidir.
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,5bin okunma
Denge
Sizin alınız al, inandım. Morunuz mor, inandım. Tanrınız büyük, âmenna. Şiiriniz adamakıllı şiir, Dumanı da caba. Ama sizin adınız ne Benim dengemi bozmayınız.
96 syf.
9/10 puan verdi
Eski dünyasını yitirmişti bir kere, bir yenisine tırmanması gerekiyordu.
Bu bir inceleme değildir. Kitap bittikten sonra bende bırakmış olduğu hislerin kelimelere dökülmüş hâlidir. Her zaman olduğu gibi -bir hikaye- okuduğumun bilincinde olarak sadece almam gereken mesajı aldım. Unutmamak adına da buraya yazıyorum. Fakat gerçekten çok başarılı bir eser. Güzel bir tat bıraktı bende diyebilirim. Sahi ne zaman
İnci
İnciJohn Steinbeck · Remzi Kitabevi · 201237,4bin okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
Uzun zamandır, hiçbir kitap hakkında inceleme yazmamıştım. Gerçi bu hesabı sadece kendim için yaratmıştım en başında. Şimdi de bu incelemeyi gelecekte bunu yeniden okuyacak kendim için yazıyorum. Burası benim haritam, kendimi kaybettiğimde dolaşıp, kendimi kendime gösterdiğim bir yer. Bu zamana kadar başucu kitabım olacak bir kitap bulmamıştım.
Bhagavad Gita
Bhagavad GitaKolektif · Yol Yayınları · 2016300 okunma
Reklam
Denge
Sizin alınız al inandım. Sizin morunuz mor inandım. Tanrınız büyük amenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba. Bütün ağaçlarla uyuşmuşum Kalabalık ha olmuş ha olmamış
İnsan davranışlarının ve ilişkilerinin gerçek anlamı ancak çaba göstererek anlaşılır.Mesela biri ölür ve sen bunu anlayamazsın. Gömülür, hâlâ bir şey hissetmezsin. Toplum içinde yas tutar, ağırbaşlı bir ciddiyetle önüne bakarsın ama evde esner, burnunu kaşır, kitap okursun; aklına ölmüş olan ve yasını tuttuğun kişiden başka her şey gelir.Dışarıya karşı belli bir duruş sergilersin, ciddi ve vakursundur ama içten içe hayretle hiçbir şey hissetmediğini, olsa olsa suçluluk duygusuyla karışık bir memnuniyet ve rahatlama duyduğunu fark edersin. Ve kayıtsızlık, derin bir kayıtsızlık.Bu bir müddet böyle sürer; günlerce, hatta aylarca. Dünyaya kendini farklı gösterir ve gizli bir kayıtsızlık içinde yaşarsın. Ve sonra, çok sonra, bir yıl sonra, ölen kişinin burnu düştüğünde, bir gün sokağa çıkarsın, başın döner ve bir duvara yaslanırsın; çünkü anlamışsındır. Neyi mi? Vaktiyle seni ölen kişiye bağlayan duyguyu. Ölümün anlamı mı. Toprağı tırnaklarınla kazıp ondan kalan ne varsa çıkarsan bile bir daha asla gülümsemesini göremeyeceğin, dünyadaki bütün bilgelik ve kudret bir araya gelse onun, yani ölen kişinin sokakta karşına çıkıp sana gülümsemesine yetmeyeceği gerçeğini.Ve ordu kurup yeryüzündeki bütün toprakları fethetsen, onun da bir işe yaramayacağını.İşte o zaman bağırmaya başlarsın. Ya da belki bunu bile yapmazsın. Sokağın ortasında, bomboş bir kafayla kalakalır ve dünya anlamını kaybetmiş, dünyada yapayalnız kalmışsın gibi bir eksiklik hissedersin.
Ne tamım ne eksik, ne varım ne yok. Bir şeyler var ama çok şeyler yok. Bir bilmecenin içerisindeyim, çözebilirsem ne âlâ... Az evvel bir söze denk geldim. Beni bana getiren. "Muhabbette rızıktır kızım. Kâbiliyetinizin keşfini Allah'tan isteyin. Sahibinden kendinizi talep edin." Kendimi istiyorum Rabbimden, yaratıldığı maksat uğruna çaba sarf edebilmek için özümü talep ediyorum.. Bir oraya bir buraya koşturuyorum, nerede rıza, nereden menfaat sağlarım tam bilmiyorum ve gâmlanıyorum. Arıyorum, Ararken bazen düşüp kalkıyorum ama olsun hatıralar biriktiriyorum. O'nu bulmak için düşünüyorum, O'nun hayali ile kalkıyorum. Bu yol Çetin fakat akıbeti hayır olan bir yol diyorum. Yoldaşlarıyla yolunu buldursun Rabbim.🥀
Ey murabıt!
"Ey murabıt! Aşkla dokuduğun hicran mı vuslat mı, çaba ve endişenin hamlindeki memat mı milat mı bilmiyorum. Ama tüm ezberleri bozan destansı bir tarihe imza attığın bugünden görülüyor. Peki biz nerdeyiz, nerde duruyoruz, ne yapıyoruz, yaptıklarımız yapabildiklerimiz mi bilmiyorum. Bilmeyi istediğimizden de emin değilim.İsrailoğullarının 'Ya Musa senle Rabbin gidin savaşın.' dediği gibi demiyorsak da pratiğimiz bas bas bunu bağırıyor."(F.A.)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.