YouTube kitap kanalımda 1984 kitabını önerip distopya türünü anlattım:
ytbe.one/DNo1wRTFR1g
"Who are you to wave your finger?
You must have been out your head!"
"Sen kim olduğunu sanıyorsun da bana parmağını sallıyorsun?
Kafayı sıyırmış olmalısın!" Tool*
UYARI : Bu inceleme yazılırken hiçbir kitap yakılmamış,
Sitede yaptığım ilk inceleme, Van Gogh aşığı olduğum için bu kitabı puanlayarak geçmem çok büyük vefasızlık olurdu, dolayısıyla uzun bir inceleme olacak… En başta söyleyebilirim ki sayısız kaynak okudum, video izledim Van Gogh’la ilgili, ancak bu eser tamamen birinci dereceden bir kaynak, o yüzden onu başkalarından değil, kendinden tanımanızı
Sizlere merhaba demiyorum ya da iyi akşamlar dilemiyorum. Çünkü bunu diyerek Melekler ve Şeytanlar'a 5 saniye de olsa geç kalmak istemiyorum. Eyvah, stresten bunu belirtip daha da vakit kaybettim galiba. Neyse...
Kitabı bitirdikten sonra kendimi 8 farklı yerden bıçaklamak istedim. Çünkü bu serinin ilk kitabını okumak yerine kuzenimle filmini
Kitabı en sonunda bitirdim. İlk bölüm inceleme, ikinci bölüm ise bir öyküdür. Keyifli okumalar dilerim.
İlk Bölüm:
Maksim Gorki’nin bir eseri daha biter ve böylelikle onun gönlümde yükselişi tüm hızıyla devam eder. Bilemiyorum… Okuyacağım sürüyle kitap, tanışacağım onca yazar olacaktır lakin mümkün müdür? Gorki’nin samimiyetini, çocuksu ruhunu,
Uygulamadan bir kız mesaj atmış. "Kitap çekilişi vardı katıldım, çekilişi yapan (...) kazandığımın mesajını attı. İstediğim kitabı sordu, söyledim, söylediğim adrese kaç ay oldu göndermedi" diyor😂😂 Kıza 'ruh hastası mısın, benden napmamı istiyorsun, ben 1000k barış elçisi miyim, banane senin kitap çekilişinden' diyemedim de 'bakarız bir çaresine ya üzülme' dedim amk.
Oğlum siz benden ne istiyorsunuz tam olarak. Ben uzaktan Zakira Hekmat gibi mi gözüküyorum awk, arabulucu diye benden medet umuyorsunuz :D
- Şunu çalar mısın biraz?
- Elimi sürmüş değilim flavtaya efendim.
- Kolay canım, şu deliklere parmağını koyacaksın şurayı da üfleyeceksin en tatlı sesler çıkacak kendiliğinden.
-Hiç anlamam efendim.
- Ya, gördünüz mü? Ne kadar küçük görüyorsunuz, çalmaya kalkıyorsunuz beni. Perdelerimi bilirmiş gibi davranıyorsunuz. Sırlarımı üfürmek istiyorsunuz yüreğimden. Oysa şu çalgıyı, şu ufacık çalgıyı bile bilmem, beceremem diyorsunuz söylemesini. Allahtan korkun. Bu düdükten daha mı kolay beni öttürmek? Dilediğiniz çalgıya benzetin beni. Kırın, koparın tellerimi, perdelerimi. Bir tek ses bile çıkaramazsınız benden
Önsöz
"İnsanlar duygu ve düşüncelerine göre hareket eder. Sevgi, nefret, korku, ümid, zan, inanç, şüphe, bilgi gib uni manevî kuvvetler, insanları içten içe, şu veya bu şekilde davranmaya zorlar. Nefret ettiğimiz bir şeyi yapmak bize çok güç gelir. Korku kaleleri yükseltir, hendekleri derinleştirirken sevgi bütün kapıları açar ve bütün
Benimle neden uğraşıyorsunuz? Benden ne istiyorsunuz? Neden her şeyi, tam istemediğim sırada veriyorsunuz bana? Neden bu kadar bekletiyorsunuz? Neden bir şeyi elde etmenin anlamı kalmayıncaya kadar, onu vermemekte inat ediyorsunuz?
Benden ne istiyorsunuz? Neden her şeyi, tam istemediğim sırada veriyorsunuz? Neden bu kadar bekletiyorsunuz? Neden bir şeyi elde etmenin anlamı kalmayıncaya kadar, onu vermemekte inat ediyorsunuz?
Bu yazıyı okuyup 30 sene sonrada bu yazıda yazılanlarla karşılaşacak olan bizler için bu bir manifesto olmalı.
Ey İnsan, sen bir canlısın, yaratılmışsın ve öleceksin.
Bu konuda hepimiz netiz değil mi ? Yani bu mesajı okuyan ister 1 ister 10 bin insan olsun ; hepimiz öleceğiz.
Peki, saatli bir bomba gibi kurulu bir yaşamın ne zaman patlayacağını
“Benden ne bekliyorsunuz?”
“Sevgi”
“Bütün sevgim sizindir.”
“Yalan!”
“Neyim varsa siz verdiniz bana. İstediğiniz anda hepsini geri alabilirsiniz. Ama, bana vermediğiniz bir şey istiyorsunuz benden!”
Hepinize merhaba. Umarım geceniz kalbiniz kadar güzel geçiyordur. Biliyor musunuz aslında şu an içimden hiç gelmiyor size yalnızlıktan bahsetmek. Konuşup canınızı sıkmak istemiyorum zira. Umut dolu sözler söylemeyi yeğlerdim aslında. Gerçi insanın yalnızlığa bakış açısına göre değişir tabi. Hemen onu kötü diye damgalamak hoş olmaz doğrusu.