Tanrı için ne yapmalıyım?
-Değer verdiğim her şeyi daha büyük bir kusursuzluk için feda etmeliyim. Yeni şeylerin bitebilmesi için, ölü çalı çırpıların yanmasına izin vermeliyim.
Çıplak heykeller yapmalıyım.
Çırılçıplak heykeller
Nefis rüyalarınız için
Ey önünden geçen ak sakallı
kasketli,
Yırtık mintanından adaleleri
gözüken
Dilenci
İnsanlar kendi eksiklerini, kendi yanlışlarını kabul ederlerse ve bu eksiği telafi etmek için ne yapmalıyım diye düşünürlerse ilerleme kaydedebilirler. Yoksa onlar çayıra salınmış bir koyun olarak hayatlarını devam ettirirler.
İzlenim Oluşturma
Kendinizi bir an şu senaryo içinde düşünün: Akşam saat 19 sulan, hava kararmak
üzere. Yolda yürürken, size doğru bir kişi yaklaşıyor. Size, telefon etmek zorunda
olduğunu, fakat kontörü olmadığı için edemediğini söylüyor. Sizden telefonunuzu iki
dakikalığına ödünç istiyor ve hemen geri vereceğini söylüyor. Kafanızdan
Madde kullanımı başladığında kişi bağımlı olmayacağını düşünür ve kontrol edebileceğini zanneder. Bir süre sonra kullanmayı bırakma ve tekrar başlama dönemleri başlar. Kişinin bırakma dönemine düzelme, tekrar kullanmaya kayma denir.
Kalbim acıyor efendim! Bugünlerde her şey zehir gibi.
Bu defa çok başka.. bu çaresizlik başka..
Tüketiyor beni.
Uzanamamak acılara, saramamak yaraları, kimseyi avutamamak...Ah!
Ne yapmalıyım?
Utancımdan arkama dahi bakmadan kaçmak istiyorum bu diyardan. Nereye gitmeliyim?
Herkesin derdi kendine değil işte efendim.
Ah!
İnanın değil.
Üzülüyorum efendim.
Canı olan üzülmez mi?
Dayanır mı buna insan yüreği?
Azalıyoruz efendim, yavaş yavaş değil hızlı hızlı..
Aynı yerden, tek bir elden var edilmişken,
Üzülmemek olur mu, hiç mümkün mü?
Biz kimiz? Ne yapmalıyım? Nereye gidiyoruz ve ne umut edebilirim? Bu modern soruların doğal hiçbir yanı yoktur; ne antik düşünce ne de antik iman bunları sorguluyordu; bunlar Hıristiyanlığın verdiği yanıttan doğmuştur. Antik çağın sorunu ve bölümleri farklıydı.
Sayfa 224 - Roma İmparatorluğundan 1000YılınaKitabı okudu
"Görme yeteneğini kaybetmenin, beraberinde aynı ölçüde korku getirdiğini
bilmiyordum. Bu korku duruma göre, değer yargılarını, hatta buna bağlı olarak öz saygı ve cesaret gibi şeylerin hepsini süpürüp gidiyordu. İnsan bir şeyleri başarmak istediğinde çok doğal olarak üç noktayı kavramalıdır. Ben bu ana kadar, ne kadar işi tamamlayabildim? Şu an hangi konumdayım? Bundan sonra ne yapmalıyım? İşte bunlar, temel sorulardır. Bu üç nokta elinden alınırsa, geriye korku, kendine güvensizlik ve bezginlik hissinden
başka bir şey kalmaz. O an içinde bulunduğum durum tam olarak öyleydi.
Teknik düzey o kadar önemli bir sorun değildir. Sorun insanın nereye kadar kendini kontrol edebileceğidir."