Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
303 syf.
9/10 puan verdi
Berbat çevirisi yüzünden haftalardır elimde süründü. İnatla bitirmeye çalışıyorum. Nedret Tanyolaç Öztokat'ın çevirisinden bir örnek : "Beni bekleyenin ne olduğunu ne de tüm bundan sonra neler olacağını biliyorum." (s.115) Bunun gibi neler var! Kitabı alacaklara tavsiyem başka bir çevirisine ulaşmalarıdır. Nedret Tanyolaç Öztokat iyi bir akademisyen olarak anılırken böyle bir çeviriye nasıl imza atmış anlamış değilim. … Edit: Kitabı çevirisine rağmen bitirdim. Genelde Oktay Akbal çevirisi tavsiye edilmekte, haberiniz olsun. Söylemeden geçmeyeyim mutlaka okumanız gereken bir yapıt. İnsanoğlunun gerçeklerine (ölüm, yaşam, umut, ikiyüzlülük, dayanışma, mücadele, sevgi..) dair çarpıcı tespitlerle dolu…Bir alıntıyla bitireyim: "Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa, iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. İnsanlar kötü olmak yerine daha çok iyidir ve gerçekte sorun bu değildir. Ancak insanlar bir şeyin farkında değillerdir, şu erdem ya da kusur denilen şeyin; en umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini sanan ve böylece kendine öldürme hakkı tanıyan cehalettir. Katilin ruhu kördür ve insan her türlü sağduyudan yoksunsa güzel aşk ve gerçek iyilik diye bir şey olamaz." s. 119
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020,1bin okunma
"Yaşam ne denli gecikirse geciksin, ölüm hep zamanında gelir-- ölüm gecikmez."
Reklam
Kaosun denklemi çok basit aslında. Yaşam = yaşam. Ölüm = ölüm. Oysa hepimiz kendi denklemimizi kurmanın ve dünyayı ona eşdeğer kılmanın peşindeyiz. Ne aymazlık! Senin içindekini barındıracak derinlikte hiçbir şey yoktur gerçek dünyada; ama sen de, yaşamın, ölümün ve bütün düşlerinle, gerçeğin korkunç sonsuzluğunda, oylumsuz bir noktadan daha büyük değilsin.
Sayfa 126Kitabı okudu
Kaybettiğimiz ruhlara, Tam 13 yıl oldu. Eğer Tanrı varsa ve canı sıkıldıkça dünyayı çeken uydusundan burayı izliyorsa, benim gibi kadınların kanallarına denk geldikçe kanalı değiştiriyordur. Bizi eski bir Türk filmi dramında bayağı buluyordur, yüksek zümre edebiyatını seven züppe yaratıcı. Ondan ölesiye nefret ediyorum,
"Yaşam, insanlara affetmeyi de öğretiyor, ölümü kanıksamayı da. Ölüm! Soğuk, antipatik, siyah renkli sözcük. Ne çok ölüm yaşıyor insan hayatı boyunca. Benim yaşlarıma gelindiğinde, ölüm de artık, kişiyi adım adım takip eden sadık bir köpek gibi, yakına geliyor. Gölge gibi, hemen oracıkta, yanı başımda... Gençliğimde beni ürperten, korkutan ölüme şimdi, sevecenlikle bakıyorum, hani nerdeyse elimi uzatıp okşayacağım onu..."
Yaşam ve ölüm madalyonun iki yüzüydü. Ölümün farkinda olmadan yaşadığını anlamak olanaksız, diye düsündü. Yaşamanın ne muhtesem ve garip bir sey olduğunu düşünmeden ölümü düsünmek de olanaksiz.
Reklam
“Yalvaran gözlerle çevrenize bakıyor ve haykırıyorsunuz: ‘Hey kardeşim! Düştüm, yaralıyım, bana yardım et!’ Ama size kimse yardım etmiyor. Sesinizi duyuramıyorsunuz. Umursamadan, belki farkınıza bile varmadan önünüzden geçip gidiyor herkes. Ama isteseler bile, zaten yardım edemezler ki: Ölüm ve siz, yaşam ve siz, karşı karşıya, teke tek, baş başasınız… Baş başa! Ne romantik! Ve ne denli lirik!”
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Duygusal" sıfatıyla, tek kelimede anlatılabilecek bir eser. Artık hayatta olamayan bir sevdiğinizle geçirebileceğiniz yirmi dört saatiniz olsa ne yapardınız? Romanı okurken bu soruyu mutlaka kendinize sorup göz yaşlarına boğuluyorsunuz. Yazar, yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgiyi düşünmemizi sağlamakta son derece başarılı.
Bir Gün Daha
Bir Gün DahaMitch Albom · Altın Kitaplar · 2006163 okunma
464 syf.
10/10 puan verdi
Ne yaşam ne de ölüm daha önce bu kitapta anlatıldığı şekliyle anlatılmadı. Okurken sarsılmamak elde değil. Yaşamın her hali yazarın kaleminde vücut buluyor. Kitapta kendinizi bir sarmalın içerisinde buluyorsunuz. İkinci okuma hemen içinizde başlıyor. Anlatıyı daha iyi yorumlayabilmek için yazarın mektuplarını okumanızı tavsiye ederim.
Yanardağın Altında
Yanardağın AltındaMalcolm Lowry · Can Yayınları · 201795 okunma
Ben deliyim… Yorgun ve yalnızım kaldırımlara misafirim… Gecenin gözleri üzerimde. Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem… Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim. Hey sabreden derviş banada sabretmeyi öğretsene. Ben deliyim, ama çok şey bilirim. Renkler ve
Reklam
Bu, ölmeyi ilk deneyişim değildi. Sonuncu da olmayacaktı. Yaşam ve ölüm. Zıt görünümlü iki dosttu onlar. Birbirlerini kolluyorlardı. Öyle ki, ölüm olmasa nefes almanın hiçbir numarası kalmazdı geriye. Yaşamak... Ölmeye dair en sevdiğim şeylerden birisiydi. Ölmek üzereyken bile hissedilen acıyı yaşayabilmek. Uçsuz sessizliğe son kala hissedeceğiniz en tatsız şey bu olacaktı. Ölebilmek için yaşamaya ihtiyaç duymak. Ne ironik, değil mi? Belki de bunu güzel yapan buydu. Bir adım sonrasında geriye yaşanacak bir şey kalmayacaktı fakat yaşamaya devam ettikçe, sizi daha büyük acıların beklediğini görecektiniz. Bunlardan kaçacaktınız, onlar sizi kovalayacaktı. Kimse kazanmayacaktı belki, ancak bu sefer kazanmak üzereydim. Bu, nefes almaya ilk çalışışım değildi. Sonuncu olmasını isterdim. Bu an da onlardan birisiydi. Rasgele elime geçen bıçağın ucuna yavaşça süzülen bir damla kırmızılık, kesme tahtasına hassas bir iniş yaptı. Her şey çabucak olmuştu. Duvarda gezinen gölgeler bunun iyi olacağını tekrarlayıp duruyordu. Az önce kestiğim elmadan bir dilimi çiğnemeye başladım. Bileğim yanma hissiyle kavruluyordu. Birkaç saniye sonra son bulacaktı, çünkü artık yaşamayacaktım. Dedim ya, acıyı ancak nefes aldığınız sürece hissedebilirdiniz. Bunlar bittiğinde, siz bittiğinizde, büyük anlamsızlıklarla karşılaşacaktınız. Hayatınız boyunca uğrunda çabaladığınız tüm hayaller sönecekti. Geride hiçbir şey kalmayacaktı. Bedeniniz hafifleyecekti, ruhunuz günahınızla ağırlaşacaktı.
Sayfa 9
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir. Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır. Can yıkıcı hayatlar. Emek emek büyütülen sevgiler vardır. Cesaret olmadan tek adım atılamayacak tehlikelerin içine sokar insanı. Acıya beklenmedik faturalar çıkarır. En umulmadık anda, renkler değişir. Küçücük bir yaşamın ardında kalan, insanın kendisinden
Mavi Saçlı Kız
Mavi Saçlı KızBurçak Çerezcioğlu · Yapı Kredi Yayınları · 201611,8bin okunma
Yaşamın yapısında umut ve inanca bağlı olan ve onların bir halkasını oluşturan bir öge daha vardır: cesaret, ya da Spinoza'nın adlandırmasıyla, direnme gücü. Belki de direnme gücü belirgin, daha açık bir anlatım, çünkü günümüzde cesaret daha çok yaşama yürekliliğini değil de ölme yürekliliğini göstermede kullanılıyor. Direnme gücü, umut ve
http://www.narteks.net/psikoloji/atil-hareketsiz-duran-yasam-olmeye-egilimlidir-erich-fromm.html
Hiçbir şey için ’Benimdir’ deme. Yalnızca ’Yanımdadır’ de. Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne yaşam, ne ölüm, ne huzur, ne de keder her zaman seninle kalmaz. D.H.Lawrence
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.