Herkes yazmamalı dedirten bir kitap. İçinde yazılar olan, kapağı olan bir kitap.
Beyza Alkoç denen şahsın birçok kitabını istemeye istemeye okuyarak vaktimi öldürdüm ve heba ettim.
Peki bunu neden yaptım? Bilmiyorum, belki de insanların neden okuduğunu ve böyle yüksek puanlar verdiğini merak ettiğim için okumak istedim.
Bazen kötüyü de bilmek ve insanları da uyarmak gerekir, bundan olsa gerek.
Liseli ergenlerin okuduğu, her kitapçıda bulunan bu şahsın kitaplarını asla çocuklarınıza okutmayın.
"Okusun da ne okursa okusun" kafasında bulunursanız epey hata edersiniz. Bazen hiç okumamak çok daha iyidir.
Büyüklerimizin, öğretmenlerimizin gençleri uyarması gerekiyor bu konuda ve bol bol kitap tavsiyesinde bulunması gerekiyor.
Öyle "ne okursa okusun" demekle olmuyor, olursa da işte böyle oluyor, işte böyle her önüne gelen yazarım diye geziyor. Türlü zırvalıkları doldurup "Nasıl olsa okurlar" diyor sözde yazarlar ve iş tamamen ticarete dönüyor.
Hepinizden ricam böyle saçma sapan kitapları gençlerin elinde gördüğünüz gibi alın onlardan. Mürekkep ve kağıt israfından başka bir şey değil zira.
Hayatımızda boş konuşan çok insan var ve bu insanları dinlemiyoruz. Nasıl ki bu insanları dinlemiyoruz, bu saçmalıkları da okumamamız gerek.
Bu kadar yazmak bile zaman kaybı, ama olsun. Belki üç beş kişiye ulaşırız da böyle saçmalıkları okumaktan vazgeçerler. :)
Édouard Louis ‘i queer edebiyat eserlerini tanıtan bir yazıda görmüştüm. Yazarın otobiyografik özellikler
