Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fransızların gülünç insanlar olduklarını kabullenmek zorundayım. İngilizlerin sakar, İtalyanların yeteneksiz, Amerikalıların nevrotik, Almanların romantik düzeyde vahşi, Arapların kötü, Rusların barbar olduğunu ve Hollandalıların da peynir yaptığını kabullendiğim gibi.
Bir yerde iki kişiyseniz ve sıkılan kişi siz iseniz ve karşınızdaki kişi orada ve anda kalmayıp kendisini eğlendirecek başka yerlere zihnen kayıyor ve sizi umursamadığını düşünüyorsanız artık o insanı terk etme zamanını geciktirmişsiniz demektir. Unutmamak gerekiyor ki ; iki kişinin beraber sıkılması da iki insanın anda kalmasıdır. Bir insanla
Reklam
İnsanlar şunu bilmeli ; sadece nevrotik insanlar değil aslında herkes ( içgörü eksikliği olduğu sürece) doğal olarak kendindeki rahatsızlıkların sebeplerini aramaktan her zaman çekinir, bu rahatsızlıkları mekan ve zaman olarak kendinden olabildiğince uzaklaştırır.
Sayfa 131 - 3. BasımKitabı okudu
...mezhep savaşları da moda gibiydi. Yirmi yılda bir kendini tekrar ederdi. En azından, Ortadoğu'da. Batı'da insanlar kendine yakışanı giymeyi çoktan öğrenmiş olduğundan, artık sadece fosil yakıtlar gibi asil renkler için kan döküyorlardı. Ancak Avrupa Parlamentosu ve Beyaz Saray'daki halılardan kan lekesi çıkarmak özellikle zordu, bu yüzden de savaşı evlerine sokmuyorlardı. Ama sonuçta onlar da insandı ve bütün insanlar gibi, benzerleriyle savaşmak için can atıyorlardı. Bunun için de birbirlerinin kulaklarına "Çıkışa gel!" diye fısıldıyor ve Batı medeniyeti sınırlarını artlarında bıraktıkları anda, başkalarının evlerinde boğuşmaktan geri durmuyorlardı. Dünyanın politik Greenwich'i olduğuna inandığı için sadece saatlerin değil, mevsimlerin bile kendisine göre ayarlanmasını isteyen ve herkesten de yarattığı bu iklimlere uygun kumaşlara bürünmesini bekleyen İsrail'in durumu tabii ki farklıydı. Çünkü İsrail, simsiyah kumaşlar içinde, kendi sisinden çıkıp etrafa Davut yıldızları fırlatan, nevrotik bir çöl ninjasıydı. Son olarak da Türkiye, doğusundaki aynaya bakınca şişman olduğunu, batısındaki aynaya bakınca da kemiklerinin sayıldığını düşünen, üstüne giydiği hiçbir şeyi kendine yakıştıramayan, bulimik ve depresif bi genç kızdı. Yirmi yıl boyunca boğulacakmış gibi yiyip sonra pişman oluyor, bir yirmi yıl da boğazını kanatana kadar kusup sonra yeniden yemeye başlıyordu. Genellemeler yapmanın da hastalıklı bir eğilim olduğunu biliyordum ama bir toplum, devletini kurduğu gün kendini zaten genellemiş oluyordu. Genellemelerden kaçamayacak kadar örgütlü bir dünyada yaşıyorduk.
Sayfa 87 - Doğan KitapKitabı okudu
Güneş Çocukları / Ayşegün Korkmaz
- 2023 Şubat Ayı Öykü Etkinliği #194914348 - İlham perisi flütünü üfledi. Notalar ressamı harekete geçirdi. Keşfedilmemiş koskoca bir evren vardı tuvalde. Her fırça darbesi bu evrene yapılan başka bir yolculuktu. Mi sesiyle yaptı çıkışını. Ressama güvenli bir ortam hazırlayarak yaratıcı gücün sınırlarını zorlamak istedi. Paletine sarı doldurdu
79 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Sence yenilir yutulur bir şey midir kadınlar için ihanet?"
I. İlk görüşte aşık olmaya inanır mısınız? Ben inanırım; zira aşkın tabiatı bunu gerektirir. Aşık olmak, tanımaktan geçmez; eğer tanınmaktan geçseydi muhtemelen dünyada şu an bir tane bile insan bulunmazdı. Bu özel durumu insanlar tarih boyu, körlük ile özdeşleştirerek izah etmiştir. Aşkın sembolü kalptir, bu pek manidardır: eğer salt beyin
Medea
MedeaEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,817 okunma
Reklam
184 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Bu kitabı okuyan okuyucu, kendisiyle doğrudan ilgili bazı bölümleri kavramakta güçlük çekebilir ya da okuduklarıyla kendisi arasında hiçbir ilişki kurmayarak, bu özelliklerin çevresindeki bazı insanlarda bulunduğunu düşünebilir." -Önsözden- Psikiyatr Engin Geçtan'ın 1983'te yazıp, o dönemden bu zamana kadar basımı devam eden
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan · Metis Yayınları · 201923bin okunma
Tüm bu insanlara ne oluyor? Neden haftada en az kırk saatlerini birlikte geçirdikleri bir insanın özel hayatıyla, ölüp kalmasıyla ilgilenmiyorlar? Neden iletişimin peşinden gitmiyorlar? Onları basit, insani bir soru sormaktan ne alıkoyuyor? Niye bu kadar uzakta duruyorlar insanlar birbirlerinden ve yakına gelmeyi neden arzulamıyorlar? Küçük, kapana kısılmış, standartlaşmış hayatlarından bir anlığına bile olsa kopmak neden bu kadar zor geliyor? Bir başka insanın hikâyesi onları neden bu kadar korkutuyor?
264 syf.
·
Puan vermedi
Bulantı
Bulantı ,  Varoluşculuk akımının önde gelen isimlerinden Jean Paul Sartre’nin yazmış olduğu ilk romanı olmaktadır.  Bulantı adlı romanın ilk baskısı  1938 yılında yayınlanmış,  dünyaca ün kazanmış olan bu roman Nobel Ödülünü de almayı reddeden Sartre’nin  diğer varoluşçu yazarlar üzerinde de hayli etkili olan ilk eseri olmuştur. Bir günlük
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,8bin okunma
278 syf.
10/10 puan verdi
''Terapiyle iyileştirilen hasta, deli bütüne uyum göstererek gerçekten hastalanır.'' der Theodor Adorno. Toplum olgusu insanı sınırlayan, baskılayan ve sabote eden bir kimliğe sahip olmuştur tarih boyunca. Öyle ki bunun aksi bir durumu bir kez olsun yaşanmamış, insanlık tarihinde adı geçen tüm düşünür ve filozoflar da olabildiğince yalnız veya
Toplum ve Bilinçdışı
Toplum ve BilinçdışıKanakis Leledakis · Ayrıntı Yayınları · 20001 okunma
Reklam
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı elime alıp bitirdiğimde, ziyadesiyle etkilenmiştim. Yoğun bir melankoli içerisinde buldum kendimi. Kendimi kaptırmış duygularımı yaşıyorken bir anda düşünce dünyasına geçiş yaparak kendime şu soruyu sordum: ‘Beni etkileyen şey ne idi?’ Çocuk saflığında dünyaya bakabilmek, duyguları bir çocuk mesabesinde derin yaşamak gibi perspektifler
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022230,1bin okunma
* Çevresinde "iyi" insan izlenimi bırakmak için çaba gösterme, nevrotik insanın sevgi kazanma yollarından biridir. Sağlıklı ve "iyi" insan, diğer insanlara olduğu gibi kendisine karşı da iyi olan kişidir. Buna karşılık nevrotik eğilimli insan, sevgi açlığı sonucu kendi kişiliğini ortadan siler, çevresine gerektiğinde "hayır" demez ya da kendi isteklerini açıkça ortaya koymaz. Böyle biri sürekli olarak başkalarının görüşlerini paylaşır, kendinden söz etmeksizin onları dinler, kendi çıkarlarına uygun düşmeyen durumlara bile karşı çıkmaz; kimseye yük olmamaya çalıştığı halde herkesin yardımına koşar. Çevresi ondan genellikle "iyi insan" diye söz ederse de bu özelliği dışındaki kişiliğini tanımlamada güçlük çeker. Çoğunluğu geçmişin uslu çocuk ları olan bu insanlar çevrelerine sevgi karşılığı rüşvet dağıtırken, kendi kişiliklerinden vazgeçmiş olmanın yarattığı düşmanca eğilimleri sürekli baskı altına almak zorunda kalırlar.
Ne nevrotik insanlar var allah esirgesin :)
... yoğun çaresizlik duyguları içinde düşman bulduğu dış dünyaya karşı kendisini korumak amacıyla saldırgan davranışlar geliştirir. Böylesi bir insanın davranışlarına, diğer insanlarla sürtüşme ve yarışma eğilimleri egemendir. Yumuşak duygular baskı altına alınır; sert, kararlı ve gerçekçi ama katı tutumlar geliştirilir. Diğer insanları denetim ve egemenlik altına alma, onları kendi çıkarları için sömürme ya da geride bırakarak küçük düşürme, yaşamın başlıca amacı olur.
NEVROTİK KISIRDÖNGÜ
Bazı insanlar dış sebeplerden, diğerleri ise iç sebeplerden dolayı nevrotik olurlar...
"Sürekli başkalarının hayatına karışmak isteyen insanlar"
Başkalarını dolandırmak, yaralamak, aldatmak isteyen bir insan ayrıca onların da aynı şeyleri kendisine yapacaklarından korkar. Misilleme korkusu ne ölçüde insan doğasına kök salmış genel bir özelliktir, ne ölçüde kişisel bir öç al­ma itkisi gerektirir, bunu yanıtsız bir soru olarak bırakıyorum.
Öteki YayınlarıKitabı okudu
889 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.