Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Fransız Kraliyet rejimindeki benzer sistemi ıslah etmek mümkün değildi ve bu çıkmaz durum, devrimi getiren etmenlerden biri oldu. Beklenileceği üzere aynı yıllarda Osmanlı rejimi Nizam-i Cedid siyasetinin (devletin mali ve askeri bakımdan merkezileşmesi) uygulamaları ile istikrarsızlaşıyordu." -Ariel Salzmann
DT
Medrese yobazlarının manevi baskısı altındaki halk yığınları ise, kurtuluşu ta yedinci asırdaki şeriat şartlarına kavuşmakta arar ve başımıza ne geld ise Kur'an yolundan ayrılmış olmamızdan ileri geldiğine inanarak söyler. Ayaklanıp Nizam-ı Cedid'den beri Batılılaşma yolunda neler yapılmışsa hepsini yıkmak için fırsat bekler.
Sayfa 29 - Pozitif YayıneviKitabı yarım bıraktı
Reklam
Araplarla Arap Olmayanların Bağlarının Kopması
Son iki asır boyunca meydana gelen değişiklikler, Araplar ile diğer unsurlar arasındaki bağların sarsılmasına yol açmış­tır. Sultan II. Mahmud zamanında ilan edilen Tanzimat Fer­ manı [!], Kurandan ve Peygamberin sünnetinden elde edilen İslâmî öğretilerden ayrılarak bizzat bu yolu benimseyenlerin bile anlamadığı Batı tarzı yeni ve garip bir yola girme mace­rasındaki ilk basamaktı. Bundan sonra işler tersine gitti, an­laşmazlıklar çıktı, ayaklar sürçtü ve işlerde yavaşlıklar görülür oldu. Bunlardan bir tanesi ordunun ve idarenin aniden mo­dernleştirilmesi ve Yeniçeri Ocağı kaldırılıp yerine Nizam-ı Cedid ordusunun kurulmasıdır. Yine Sultanın o dönemde Mısır valisi olan Mehmed Ali Paşaya gönderdiği emirle Mı­sır ordusunun kullanıldığı Mora olayları, Mora’da ve Girit’te meydana gelen facialar, özellikle Osmanlı donanmasının Navarin’de basılması, Muhammed b. Abdülvehhab’ın ayaklandı­ğı günlerde Mısır valisinin Sultan tarafından Arap Yarımada­ sına gönderilmesi gibi olaylar da bunlardandır. Mısır valisi yönetiminde Hicaz’a giden Mısır ordusu Hicaz, Necid, Asîr ve Sana’ya kadar olan bölgelerde başarılı oldu.
Sayfa 222Kitabı okudu
Mustafa Kemal’in babası Ali Rıza Efendi’nin dedeleri, Makedonya’nın Osmanlı Devleti’nin eline geçmesinden sonra, Osmanlı’nın Balkanlarda kalıcılık sağlama politikası gereği Anadolu’dan Rumeli’ye getirilen Türkmenlerdendi. Ali Rıza Efendi’nin dedeleri, Konya-Karaman ya da Aydın Söke’den göçürülerek, önce Vidin, daha sonra da Serez’e gelmişler ve 3. Selim’in Nizam-ı Cedid düzenlemeleri döneminde, 1827 Osmanlı-Rus Savaşı’nı Osmanlı’nın kaybetmesiyle meydana gelen otorite boşluğundan yararlanarak ortaya çıkan Bulgar, Yunan, Sırp eşkıya ve çetelerinin taşkınlıkları döneminde Selanik’e yerleşmişlerdir. Manastır Vilayeti’nin Debre-i Bala Sancağı’nın Kocacık Nahiyesi’ne yerleşen aile, 1830’larda Selanik’e gelmişti. Ali Rıza Efendi, 1839 yılında, bir sonbahar akşamı doğmuştu.
Nizam-ı Cedid sadece Avrupa standartlarına uygun askerî yenileşmeyi ifade etmez, aynı zamanda yeniçerileri ıslah etmek, ulemanın nüfuzunu kırmak, Osmanlı Devleti 'ni Avrupa medeniyetine ortak kılmak için girişilen topyekûn yenilik hareketlerinin bütününü ifade eder. Bu hâliyle Nizam-ı Cedid; kâdim, gelenekçi ve tutucu eğitimin karşıtı bir program şeklinde karşımıza çıkar.
Fransız Devriminin yaşandığı 1789 yılında tahta çıkan yenilikçi pa­dişah III. Selim, yeni bir ordu modeli yaratmak için Nizam-ı Cedid adıyla bilinen bir dizi düzenlemeyi uygulamaya koydu. Fransızları örnek alan III. Selim, özellikle dominyonların güvenliği konusunda endişeliydi ve Napoleon 1798'de Fransa Cumhuriyeti adına Mısır'ı işgal edince, korkusunun haklı olduğu anlaşıldı.
Sayfa 10
Reklam
Çok kısa, temel hatlarıyla bunların üzerinde du­ralım ve 1938’de hayata gözlerini kapatırken Türkiye Cumhu­riyetinin manzarasını hatırlıyalım. Önce, yaşanılan çağı tanıyabilme imkânına sahib ve sağ­ladığı yaşam huzurunu teori olarak değil, yaşıyarak bilen bir nesil yaratmak için kültür hamlesine girişti. İmparatorluktan alınan mirâs acınacak tabloydu. Devlet bütçesi yetersizdi. Sanayi hemen-hemen sıfırdı. Ülkeyi terkeden azınlıklar, değil mevcud sanayii, zenaat dediğimiz en basit hizmetleri bile be­ raberlerinde almışlar, götürmüşlerdi. Millî Mücadelede köyler­den derlenmiş atları nallıyacak nalband yoktu: 1921’de Konya'da Başaralı Hanının ahır bölümünde açılan Nalband Okulu’nun öğretmenleri, birisi yarı felçli üç yaşlı usta idi. Kâzım Karabekir Paşanın aracılığı ile Azerbaycandan getirtil­mişlerdi. İlk diploma törenine BAŞKUMANDAN olarak ATATÜRK’de katıldı. Burada yaptığı ve adetâ kendi nefsine hitâb eden uzun konuşmada; OsmanlI ordusunun, getirilmiş ya­bancı mütehassısların telkini ile Nizam-ı Cedîd devrinde Ordunun emrindeki askerlikle alâkalı sanat (zenaat) teş­kilâtını kaldırarak vatan savunmasını yabancılara emânet hatası neticesi yıkıldığı’nı örnekleriyle anlattı ve zaferden sonra işe oradan başladı: İSTİKBAL GÖKLERDEDİR hükmü­nü ilk veren O’ dur. Köylünün ayağında halâ çarık varken Kayseri’deki hangar değiştirmesi montaj atölyesini Tayyare Fabrikası adıyla kurdururken, bir yetersizlik yarası’na şifâ arıyordu.
Sayfa 71 - Kazancı KitapKitabı okudu
ATATÜRK’ün SOYSOPU ÜZERİNDE GERÇEKLER SORU: "
-Atatürk’ün soysopu üzerinde çeşidli görüşler-açıklamalar var. Gerçek nedir? ■ CEVAB: Atatürk, 1881 yılında Selânik’te Koca Kasım mahallesi, Islâhhane Caddesinde üç katlı pembe evde dün­yaya geldi. Babası Rüsûmat (Vergi) Dairesi memurlarından Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanımdır. Bu ev bugün, A- postolu Pavlu sokağındaki 71 No.lu binadır. Konsolosluğu­muzun bahçe sınırları içindedir. Selânik Belediyesi 12 şubat 1937 tarihinde aldığı kararla sahibinden satın aldı ve Atatürk­ ’e armağan etti. Bugün müzedir. Baba/Ana soyu olarak Evlâd-ı Fatihan’dır (OsmanlI’nın yayılma-genişleme devrinde, fethedilen ve vatanlaştrılan yerlere İskân edilen YEDİGÖBEK TÜRK’lere verilen ad) A-li Rıza Efendinin dedeleri önce Vidin, daha sonra Serez’e gelmişler, Nizam-ı Cedîd yıllarında başlıyan ve 1827 Osman- lı-Rus Harbi yenilgisiyle çevreyi kapsıyan Bulgar/Yunan/Sırp eşkiyalık taşkınlığı önünde, Selâniğe yerleşmişlerdi. Zübeyde Hanımın ataları Konya yörüklerinden seçilen Evlâdı Fâtihan soyuydu ve kendilerine Konyarlar deniliyordu. 1839 doğumlu Ali Rıza Efendi, 1857 doğumlu Zübeyde Hanımla 1871 yılında evlendi. Altı çocukları oldu: Fatma (1872-1875), Ahmet (1874-1883), Ömer (18751883), Mustafa (Kemal Atatürk, 1881-1938), Makbule Boysan Atadan (1885- 1966) ve Naciye (1889-1901)
Sayfa 2 - Kazancı KitapKitabı okudu
Adlî diye anılan Sultan Mahmud, reformlarına pek zalim bir biçimde başlamıştı. Adeta bir asır önce Kreml meydanında eski Rusya'nın isyankar kapıkulu askeri olan Strelitzleri cezalandıran Büyük Petro geri gelmiş gibiydi. Büyük Petro Strelitzleri yok edip Novıy Stroy (Nizam-ı Cedid demektir) denen mo­dern orduyu kurabilmişti. Sultan Mahmud ise aynı şeyi sürdüremeyen III. Selim'in kaybettiğini kazanmak istiyordu.
Sayfa 31
424 syf.
·
Puan vermedi
·
38 günde okudu
Harika
Bugüne kadar Osmanlı ile alakalı çok kitap okudum ama bu kitap bir başka. Harika bir araştırma - tarih kitabı. Çok farklı ve çok fazla kaynaktan yararlanılarak oluşturulmuş bir kitap. Öyle ki kaynak okumaktan kafamı kaldıramadım. Nizam-ı cedid hareketinin sebeplerini, işleyişini, sonuçlarını sosyo politik olarak ele alan yazar detaylı bir çalışma yapmış. Teşekkür ederim böyle bir kitap için.
İhtilaller Çağında Osmanlı Ordusu
İhtilaller Çağında Osmanlı OrdusuFatih Yeşil · Tarih Vakfı Yurt Yayınları · 20163 okunma
Reklam
İnsan ve cemiyet hayatını yeni bir fayda ve kıymete ulaştıran her buluş ve hamle -eğer Şeriate aykırı değilse- bizzat Şeriate karşı bir teyid ve hizmettir. Bu inceliği bizzat Şeriat Hamili’nin binbir emriyle tanıdığımız halde, otomobile şeytan arabası, matbaaya küfür âleti, "Nizam-ı Cedid" kaputuna küfür libası ve daha bilmem nelere, bilmem ne hükmünü veren ham ve kaba softayı, din ve hakikat hizmetçisi mi, din ve hakikat kaatili mi telâkki etmek gerekir?
Yazıhane: Şeker Yerine Şalgamı Seçmek
Dihkanizade Ubeydullah Kuşmanî-1806 On dokuzuncu asrın başlarında kaleme aldığı eserinde Ubeydullah Kuşmanı, Sultan Üçüncü Selim'in kurduğu Nizam-ı Cedid Ordusu'na karşı çıkan, her fırsatta aleyhtarlıkta bulunan, o tarihlerde âdeta başıbozuklar güruhuna dönmüş Yeniçerilere "Behey Müslümanlıktan bihaber cahiller ve fazilet ve olgunluktan nasipsiz tembeller!" diye hitap eder. Bu ağır hitabın zeminini ise Yeniçerilerin lâ-yüs'el tavırları, söz dinlemez ve gayriahlâkî halleri, askerlik değil serkeşlikleriyle anılmaları gibi sebepler oluşturur. Kendisini, "seyyah bir derviş" diye tasvir eden Ubeydullah Efendi, "Zebîre-i Kuşmanî fi Ta'rîf-i Nizâm-ı İlhami" ismini verdiği kitabında Yeniçerilere nasihatlerde bulunmuş, yer yer dozajı artan ifadeler ise artık "tekdir" ve "kötek" hükmüne girmiş...
ŞUBAT'TA BAŞKA NE OLDU?
2 Şubat 1989: Afganistan'daki Rus işgali sona erdi. 13 Şubat 1258: Moğollar, Bağdat'ı işgal etti. 17 Şubat 1864: Amerikan İç Savaşı sırasında ilk defa bir denizaltı, gemi batırdı. 24 Şubat 1793: Nizam-1 Cedid ordusu kuruldu.
Yeni bir iktidar anlayışı ve hükmetme biçimini vazetmesi sebebiyle, Nizam-ı Cedid en başta bir kanunlaştırma hareketidir.
197 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.