Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
317 syf.
8/10 puan verdi
·
87 günde okudu
Herkese merhaba. Bugün karşınıza küçük ve tatlı kız Lülü’nün hayatıyla geldim. Kitabımız otobiyografik bir roman. Kıvır kıvır saçlarından dolayı ona Lülü demişler o da ismini çok sevmiş. Annesinin akıl rahatsızlığından dolayı babasının ise yeni bir hayat kurması nedeniyle abisi ve ablasıyla birlikte yetiştirme yurduna verilmiş Lülü. Yurtta onun kaderini paylaşan kardeşleriyle yeri gelmiş eğlenmiş yeri gelmiş acı çekmiş. Yurdun en sevgi dolu en haylazıymış Lülü. Başına gelenler de bu haylazlığından dolayıymış halbuki o sadece çocuk olmak istemiş her çocuk gibi… Aldığı cezalara baktığınızdaysa eminim bu kadarı olamaz diyeceksiniz. Minicik çocuklar, elbette yaramazlık yapacak, oyun oynayacak. Çocuklara sabrı olmayanların çocuk yurdunda ne işi var dedirtiyor okuduğum her satır. İyiler ise kötülerin yanında barınamadığı için çabuk gönderilirmiş. Oysa o iyi anneler ile nasıl da mutlu oluyor küçük çocuklar… Ve o yurdu sahiplenişleri, orayı aileleri yuvaları görmeleri, bazı kötü annelere bile karşı gelmekten çekinmeleri… Beni derinden sarsan bir kitap oldu. Okurken hep acaba etrafımızda kaç Lülü var demeden geçemedim. Kaçı mutlu? Kaçı acı çekiyor ve biz farkına varmıyoruz? Ve en merak ettiğim, Lülü ve arkadaşlarına çocukluklarını yaşatamayanlar bu kitabı okurken ne hissediyor? Onlar da acı çekiyorlar mıdır? Biraz olsun ders almışlar mıdır? Tavsiyemdir, mutlaka okuyun. #alıntı ”Nasıl da büyümüşsün,” diyen akrabaları nasıl büyüdüklerini de merak ediyor muydu? Haklı olmak çok bağırmak değildi, bazen susmak da cevap olmalıydı.
Devletin Kızı Lülü
Devletin Kızı LülüSevda Akyüz · Otantik Kitap · 202390 okunma
Hissizlik; genel bir salgın!
Herhangi bir şey hissetme yetisini kaybetmiş, bu ölçüsüz yaşam enerjisinden adeta felç olmuş ve bitkin düşmüştü.
Sayfa 18 - Can Sanat Yayınları 7.Basım 2022Kitabı okudu
Reklam
Beyoğlu'ndan Dolmabahçe'ye Taşınan Bir Aralık Akşamı
Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul muydu yüzün, yoksa çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne Dolmabahçe'de çay tadında... Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında, tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu. Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama yüreği takvim yokuşlarında... Sinemada elinin elimde
Geçirmiş olduğum bu saçma, boş hayat boyunca geleceğimin derinliklerinden ve henüz gelmemiş yılların arasından karanlık bir soluk bana doğru yükseliyor; bu soluk, geçtiği yerde, yaşadığım yollardan daha gerçek olmayan o gelecek yıllar için vaat edilen bütün şeyleri aynı hizaya getiriyordu. Başkalarının ölümünün, bir annenin sevgisinin, onun Tanrısının, seçilen yaşamların, kaderlerin ne önemi vardı benim için, değil mi ki beni de, onun gibi benim kardeşim olduklarım söyleyen milyarlarca imtiyazlıyı da bir tek kader seçecekti. Anlıyor muydu bunu, anlayabiliyor muydu acaba? Herkes imtiyazlıydı. Bu dünyada imtiyazlılardan başka kimse yoktu. Ötekileri de günün birinde mahkûm edeceklerdi. Eğer, adam öldürmekle suçlanıp da annesinin cenazesinde ağlamadığı için idam edilirse, ne çıkardı bundan?
Acaba Eva aslında başka bir yerde, olmasının mümkün olmadığı bir yerde olmayı mı istiyordu, olmayı istediği o yerde olamayacağı için de olduğu yerde, yani onun yanında olmayı mı seçmişti, acaba suskunluğunun gerçek nedeni bu muydu?
Sayfa 73 - YKY Yayınları, çev. Banu Gürsaler SyvertsenKitabı okudu
Böyle bir şey miydi aşk?Hiç bilmediğim,hiç tatmadığım o duygu dünyanın en güçlü görünen insanını bile dizlerinin üzerine düşürebilecek kadar acımasız mıydı?Aşk insana tüm sınırlarını,erdemlerini ve kararlarını unutturabilecek kadar güçlü bir duygu muydu?Öyleyse bir insanın kendini aşkın ellerine bırakması aptallık değil miydi?
Reklam
"Tutsak, eli kolu bağlı ve zincirlere vurulmuş halde," diye haykırdı hayalet, "bu dünyanın kadir olduğu iyiliğin tamamen filizlenebilmesi için ölümsüz yaratıkların ilanihaye çalıştıklarından bihaber. Bu fâni dünyada hayatın, kendi küçük alanında iyilikler yapan bir Hristiyan ruhun faydalı olabileceği her şeye yetmeyecek kadar kısa olduğundan bihaber. Bir hayatla sana sunulan fırsatı değerlendiremezsen ne kadar pişman olsan da fayda etmeyeceğini bilmeden! İşte ben öyleydim! Ah, ben de öyleydim!" Titrek bir sesle, "Ama sen çok iyi bir işadamıydın Jacob," diye konuştu Scrooge, söylenenleri yavaş yavaş kendi hayatıyla bağdaştırırken. "İş mi!" diye haykırdı hayalet, ellerini ova ova. "Benim işim insaniyet, toplum refahı, yardımseverlik, inayet, hoşgörü ve cömertlik olmalıydı. Mesleğim, saydığım işlerin uçsuz bucaksız denizinde bir damla suydu sadece!" Beyhude üzüntüsünün sebebiymiş gibi zincirini havaya kaldırdı ve olanca ağırlığıyla yine yere çaldı. "En çok acıyı," diye devam etti hayalet, "senenin bu döneminde çekiyorum. Neden kimseyi umursamadan insanların arasında bakışlarım yerde dolaştım da başımı kaldırıp bilge adamları o yoksul eve götüren kutsal yıldıza bakmadım! O yıldızın ışığının bana yolunu göstereceği yoksul evler yok muydu!"
Sayfa 18
Işık dolu dinleniş bu, ne humma, ne bitkinlik; yatakta ya da çayırda. Dost bu, ne ateşli, ne güçsüz. Dost. Sevgili bu, ne acı çeken, ne de çektiren. Sevgili. O dünya, o hava, aramadığım. Yaşam. – Bu muydu olup biten? – Düş artıyor yeniden.
GECELEMELER IKitabı okudu
375 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Hayvan Mezarlığı - S. KING / Ölüme hiç bu pencereden bakmadınız!
Belki de ölüm sahip olduklarımız içerisinde en kıymetlisi... Creed ailesi... Onlar için her şey öyle güzel başlar ki... Maine kırsalında yeni bir ev, yeni bir iş, yeni ve güzel bir hayat beklentisi; anne, baba, birbirinden şirin iki çocuk ve ailesinin şirin mi şirin kedisi... Tam bir mutlu aile tablosu! Her şeyin güzel gitmemesi için hiçbir
Hayvan Mezarlığı
Hayvan MezarlığıStephen King · Altın Kitaplar · 201911,7bin okunma
Ağrıtmayan böylece dindirmeyen o sabah Puhu kuşu muydu, neydi, öttü uzun uzun
YKY (e- kitap)Kitabı okudu
Reklam
Kendine yeni bir yol arayan kişi, önce, kendinden önce yürünmüş yollara bir bakar -kendi yürümek isteyebileceği yola benzer bir yol bulmak için; çoğunlukla da bulur ama, acaba, o bulduğu yol(lar), tam da bulduğu yol(lar) olarak, kendi aradığı yola aykırı değil mi? - Yeni bir yol aramıyor muydu, arayan kişi - ne işi var öyleyse, eski (yürünmüş) yollarda?!
Bazen onlara sinir olmuyor değiliz:)
"İNSANIN GÖZÜNE SOKARCASINA MUTLU OLMAK VE DUYGULARINI ARSIZCA SAĞA SOLA SAÇMAK UTANMAZLIK."
Can Sanat Yayınları 7.Basım 2022 (ön kapak)Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.