Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Öğretmenin Notları

Öğretmenin Notları
@ogretmeninnotlari
Kendi halimdeyim, ne olur bana ilişmeyin. DM XX Burası benim arşivim. Gün içerisinde ekleyeceğim kimi kitaplar bugün okuduğum kimi kitaplar bugün okuduğum kitaplar değil, bugün buraya eklediğim kitaplar olacak...
164 okur puanı
Ağustos 2022 tarihinde katıldı
107 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
"Ah Mercimeğim" ifadesinin beni bu kadar etkileyeceğini, yaralayacağını düşünmemiştim... *** Kitap farklı hikâyelerden oluşuyor. Okunması kolay bir kitap. Anadolu insanın dertlerini, çıkmazlarını, umutlarını, hayallerini, zalimliğini, alçakgönüllüğünü nakış nakış anlatıyor. Hikâyelerin tamamında bir baba figürü var. Sanki hikâyeleri baba teması üzerine inşa etmiş. Konular elbette "baba" üzerinden geçmiyor ancak temel açısından "baba"nın önemi büyük. *** "Ah Mercimeğim" isimli hikâye beni çok sarstı. Çok beğendim. Kitap bu hikâye için bile okunur. Mustafa Çiftçi'den okuduğum üçüncü kitap oldu. Samimiyeti sarıyor insanı. Keyifli okumalar...
Ah Mercimeğim
Ah MercimeğimMustafa Çiftci · İletişim Yayıncılık · 20171,293 okunma
Reklam
185 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Agatha Christie romanlarını okumak beni çok mutlu ediyor. Özellikle düşünme konusunda ağır kaldığım dönemlerde okumayı tercih ediyorum. Düşünce dünyamdaki kıvraklığı arttırıyor Agatha Christie. Bakış açılarımı arttırıyor, duygu durumlarını yorumlama kabiliyetimi geliştiriyor. Bu kitabı kapanmış bir dosyayı aralamak isteyen bir kızın, olayları ve kişileri geçmişe götürmek istemesiyle başlıyor. Ve harika Hercul Poirot ile detaycı, gözlemci, psikolojik yaklaşımlı haliyle dosya gerçek sonuca ulaşıyor. Sona kadar tahmin ediliyor ancak sonunda ters köşe... Hem kolay okunabilir olması hem de düşünceyi, zihni geliştiriyor olması nedeniyle yazarın okunmasını tavsiye ederim. Keyifli okumalar...
Beş Küçük Domuz
Beş Küçük DomuzAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20232,900 okunma
94 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın teatral yanından ziyade mesaj verme yanı ağır basıyor. Üstün nitelikli bir tiyatro olsun, amacının olduğunu düşünmüyorum. Edebiyat eleştirisi üzerine yazılmış bir eser. Şu mesajı vermeliyim ve bunu deneme, hikâye ya da şiirle değil tiyatro türü ile yapmak istiyorum, demiş olabilir yazar. Hiç sevmediğim, ne olduklarını da pek aklımda tutamadığım "-izm"ler veya "-ist"lere yönelik bir eleştiri var. Edebiyat kalıplara sığmaz. Edebiyat durağan değildir. Edebiyat sürekli gelişen, değişen, etkileyen, etkilenen bir alandır. Değişimlere açık olmalı zira toplum sürekli yenilenmekte. Edebiyat dediğimiz şey toplumun damarlarından süzülür. Ve bu damarlarda dolaşan kanın kimi zaman demiri fazla olur kimi zaman magnezyumu kimi zaman alyuvar akyuvar dengesinde sorun olur kimi zaman sorunsuz çalışır vs. Toplum da böyle değil midir? Sürekli değişken. İşte bu yüzden toplumun içinden çıkan edebiyat belli kalıplar içinde yaşayamaz. Kalıplara sokulamaz bile. İki edebiyatçı var eserde. Biri tecrübeli biri henüz genç. İşte bu ve benzeri eleştirileri bu iki yazar üzerinden ortaya koyuyor Çehov. Eleştiriler güzel mi? Evet. Tiyatro güzel mi? Çehov'un daha güzel eserleri var. Keyifli okumalar...
Martı
MartıAnton Çehov · İş Bankası Kültür Yayınları · 201620,2bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Martı imgesi üzerinden insana ve insanlığa dair müthiş mesajlar veriyor yazar. Amacın zaten martı kuşunun uçuşlarını, pikelerini, yeme içme durumlarını anlatmak olduğunuz düşünmüyoruz öyle değil mi? Bir insanın düşünmesini değil de bir martının uçmasını temel almış mini bir düşünce kitabı olduğu kanaatindeyim. Daha hızlı uçmalıyım, diyor martı.
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201166,9bin okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Film seyretme konusunda bayağı tembel olduğumdan ötürü okumak daha kolay daha eğlenceli geliyor. O yüzden okudum. :) Dört katı kural (disiplin, onur, gelenek, mükemmellik) üzerine kurulu bir okulda aykırı bir ses olan Öğretmen Keating'in öyküsü olduğunu düşünüyorum bu kitabın. Sessiz bir başkaldırı. Yıkıcı değil, iyileştirici amaçlı.
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626,1bin okunma
Reklam
75 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Aşk, suya benzer. Su yolunu her türlü bulur ve akar gider. Aşka gem vurulmaz, aşk gem vurur. Su gibi... Siyah Gözler bir aşk hikâyesi. "Bizimkisi bir aşk hikayesi Siyah beyaz film gibi biraz Gözyaşı umut ve ihtiras Bizimkisi alev gibi biraz" Kayahan'ın demesi gibi biraz. Çekinmenin, yanlış da olsa alenen yapılmaması gereken şeylerin siyah beyaz dönemlerinde yaşanan bir aşkı anlatıyor kitap. Edebiyat dersinde Fecri Ati grubunun üyesi olarak tanıtılan Cemil Süleyman'ın Siyah Gözler'i; otuz yaşında ve dul olmasından ötürü kendisini aşk konusunda 'tecrübeli' sanan bir kadın ile henüz yirmi yaşında olan 'yeni yetme' bir âşığın hikâyesini, gerçekten de böyle olmuştur hissini yaşata yaşata anlatıyor. Gerçekten de böyle olmuştur, kısmı bir suçlama değil. Genç âşık, aşkını ilandan sonra pek yüz bulamıyor. Ama aşkın ısrarı, insanın ısrarının önüne geçiyor. Daima olduğu gibi. Kavuşsalar da kavuşamasalar da aşkın ve âşıkların olmazsa olmazı 'kıskançlık'tır. İşbu kıskançlığı kararında kullanabilmek. Kararında olmayan şeylerin ayarında olmayacağını, olamayacağını bilmek gerek. Aldatılacağını, ihanete uğrayacağını daha âşıka meyil vermeden söyleyen 'otuz yaşındaki dul kadın' ihanete uğradığı takdirde intikamının ağır olacağını da dile getirmişti. İhanete uğramadı belki ama ihanete uğradığı hayalini de üzerinden atamadı maalesef... İntikamı da ağır oldu. Önce aklını öldürdü, sonra sevdiğini. Kıskanmak aşkın doğasında var. Ve kıskanmak çok güzel bir duygudur. Ama kontrol âşık ve mâşukta olduğu sürece. Bu da zor bir zanaat.
Siyah Gözler
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,291 okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Toplumun, ahlakın ve dinin en çok üzerinde durduğu, önemsediği konu: Adabı Muaşeret yani Nezaket Kuralları... Dinimize göre nezaket kuralları nelerdir, nasıl işler, hangi davranışlar bu kurallara aykırıdır, hangileri bu kurallara uygun... Yalın bir üslupla, Kur'an-ı Kerim'den, hadislerden, sahabelerin yaşanmışlıklarından, alimlerin kitaplarından ve şiirlerden yapılan alıntılarla harika bir eser yazmış Ebu Gudde. Dinimiz ve ahlak kuralları atılacak tüm adımlarda en güzel halleri insanlara öğretmekte. Sofra, selamlaşma, konuşma, taziye, misafirlik, yolculuk, alışveriş, öğrenme, öğretme, tuvalet, aile hayatı, çocuklara yaklaşım, gayrimüslimlerle ilişkiler vs. adabı ile ilgili harika bilgiler var. Kibarlığı iyice unuttuğumuz bu dönemde yeniden ayağa kaldırmak için adabı muaşeret kurallarını iyice öğrenip öğretmemiz gerekmekte. Bu her insana, hangi dine mensup olursa olsun tüm insanlara düşen görevdir. Unutulmamalı ki, nezaket insana sadece dolmuştaki yerini kaybettirir... Keyifli okumalar.
İslam Edebinden Bir Demet
İslam Edebinden Bir DemetAbdulfettah Ebu Gudde · Takdim Yayıncılık · 2020614 okunma
120 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsanı sürükleyen duygu nedir, diye sorulsa genellikle ilk cevap aşk olur. Göze hoş gelen her şeye aşk demek de ancak insanoğluna has bir yanılgıdır. Gözün gördüğü her farklılık, her güzellik insanı aşk adı altında esir alır. Beğeni, sevgi, hoşa gitme, tutku, merak... Bunlar bayağı kalır, aşkın yanında. Ancak farklılıklara ulaşıldığında aşkın ne olduğu unutulur. Aslında unutulmaz. Çünkü daha önce öğrenilmiş bir şey değildi. Aile Mutluluğu, Tolstoy'un kendi aşkının enstantanelerinden esinlenerek yazdığı bir roman. Kısa ancak etkileyici. Hâlâ geçerliliğini koruduğunu düşündüğüm bir eser. Anne babası kaybeden ve babasının bir arkadaşının vasiliğinde dadısı ve kardeşiyle yaşayan genç bir kızın hikâyesi. Köy yaşamı, kent yaşamı, 'aşk', yanılgılar, merak, vazgeçiş, geriye dönüş isteği yani pişmanlık... İnsan ele geçirdiği nesnenin ya da duygunun maalesef kıymetini bilmiyor. Bu yüz yıl önce de böyleymiş, bin yıl önce de. İnsanlığın varoluşundan beri böyle belki de. Genç kızımız Petersburg'un ışıltılı gecelerinde duygularıyla beraber kaybolurken eski vasisi yeni eşi de rahatsızlıktan huzursuzluğa evriliyor. Genelde Rus romanlarını okurken bu rahatsızlıkları ve huzursuzlukları ben de sıklıkla yaşıyorum. Aşk dönemi, merak dönemi, ışıltılı dönem ve pişmanlık dönemi... Anna Karenina'ya çok benziyor... Güzel bir kitap, okunması da çok kolay. Keyifli okumalar...
Aile Mutluluğu
Aile MutluluğuLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20204,306 okunma
432 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaba roman gözüyle bakmak zor. Deneme yazılarını hikâye etmiş sanki yazar. Ben hep entelektüel olarak görürdüm Zülfü Livaneli'yi. Bazı kitaplarına yazdığım incelemelerde de bunu belirtmiştim. Bu kitabını önceden okumuş olsaydım hep uzak kalırdım Zülfü Livaneli'den. Bir kişinin her konuda fikri olması, her konuda haklı olması
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye OteliZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202018,3bin okunma
155 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap, yazarında söylediği gibi, kurgu değil. Arkadaşı Franz Tunda'nın yaşamından kesitler. 1. Dünya Savaşı dönemini anlattığını görünce okumak istedim. Güzel konulara da değiniyor ancak tam anlamıyla bir konu bütünlüğü yok maalesef. Oradan oraya, kenardan köşeye gidip gelen bilardo topu gibi. Her şeyi anlatmak isteyip de hiçbir şey anlatamayanlar vardır ya... Tam olarak olmasa da benzer yanları var. Avusturya âşığı bir genç, marşlarla gittiği savaşta, Ruslara esir düşer, kimlik değiştirir SSCB'nin Kafkasya görevlisi olarak yaşamına devam eder. Bakü'de evlenir. Bakü'ye gelen bir hanıma âşık olur. Viyana'da da sevda ettiği biri vardı savaşa katılmadan önce. Cebinde onun fotoğrafı, kalbinde onun artık duyulmayan sesi... Kalkar Almanya'ya ağabeyinin yanına gider, oradan bu kalbinden silemediği hanımı bulmak için Paris'e... Dikiş tutmaz Sabri gibi avare dolanır durur. Bu hikâye Roth'un yakın arkadaşı Zweig'in elinden çıksaydı eminim ki daha farklı olurdu. Eser güdük kalmış, oysa konu bence efsane. Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok eserini okuyunuz, anlatmak istediğim daha iyi anlaşılır. Hayata bakış açınız değişir. Keyifli okumalar...
Sonsuz Kaçış
Sonsuz KaçışJoseph Roth · Ayrıntı Yayınları · 201795 okunma
Reklam
234 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler içerir! :) Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sı, Andre Gide'ın Isabelle'i... Ve Alexandre Dumas'nın (fils) Kamelyalı Kadın'ı... Konu bakımından ayrılar. Birbirlerine benziyorlar demek yanlış olur. Ancak Kamelyalı Kadın'ın elindeki kamelyaların kokusu, Kürk Mantolu Madonna'nın ve
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917,5bin okunma
120 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Çehov bugün yerle bir olan Ukrayna bozkırını görse yine böyle hoş ifadelerle bezeli Bozkır kitabını yazar mıydı? Bilemiyoruz. Çok da önemli değil sanırım. *** Dayısı ve şehrin rahibiyle birlikte bulunduğu şehirden başka bir şehre okul için giden Yegoruşka'nın gözünden Ukrayna bozkırını yolculukla anlatıyor Çehov. Yol üstünde tanıştığı işçilerin, köylülerin, tüccarların, arabacıların, dayısının, papazın, yaşama baktıkları pencereden bakıyor Yegoruşka. *** Bol bol bozkır betimlemeleri var kitapta. Bana göre çok gözde bir kitap değil. Ancak mükemmel bir kısım var asla görmezden gelinemez. Ki o da okumakla ilgili Çehov'un verdiği mesajlar. Okumak, okumak, okumak. Israrla üzerinde duruyor, tam konu okumak, eğitim meselesinden uzaklaşıyor, bir şekilde yine dönüp dolaşıp o mesajı okura iletiyor. "Okumak ışıktır, cehaletse karanlık... Sf. 4"
Bozkır
BozkırAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,517 okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Sokaklar"da "Sesler"in tanıttığı "Yüzler" görmek... *** 18 hikâyeden oluşan müthiş bir kitap okudum. Kitabın ismi ve kapak tasarımı çok güzel. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen o ilk kitap ürkekliği yok satırlarda. Hepsi dobra ifadeler, üstüne basa basa kaleme almış sanki tüm kelimeleri. Sokaktan gelen hikâyeler, hayatımıza çok uzak olmayan konular... *** İlk hikâye şaşırtıcı, son hikâye hüzünlü. 'Hekim Mustafa' isimli hikâyede Yaşar Kemal'den gelen bir rüzgâr var sanki. *** Hikâyeler basit kesir... Mutluluklar pay, hüzünler payda. Çizginin altındakiler hep büyük...
Sesler Yüzler Sokaklar
Sesler Yüzler SokaklarNeşe Cengiz · Parya Kitap · 2022116 okunma
171 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Peygamberimiz, Veda Hutbesi'nde 'Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah'ın kitabı Kur an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir.' diyor. Bir müslümanın asli olarak iki kaynağı vardır. Bunlardan birincisi Kur'an-ı Kerim, ikincisi sünnettir. Kur'an-ı Kerim hayattaki en önemli rehberimizdir. *** Kur'an-ı Kerim'in dili Arapçadır. Her insan Arapçayı ana dili gibi öğrenemez. Bunun için Arapça olarak okuduğumuz Kur'an-ı Kerim'in, anlamını, ne anlattığını anlamak zorundayız. Zira Allah, ayetlerinde çokça 'düşünmez misiniz, akletmez misiniz, ibret almaz mısınız' diyor. Bunun için Kur'an-ı Kerim'in mealini, çeşitli tefsirleri okuyup ufkumuzu genişletmeliyiz. *** Kur'an'ı Anlamaya Giriş kitabı, Kur'an-ı Kerim'deki kısa surelerin tefsiri niteliğinde. Farklı kişiler tarafından hazırlanan bu kitap küçük büyük herkes tarafından okunabilir. En basit haliyle anlatılmış, dili gayet sade ve anlaşılır bir kitap. İçeriği de çok güzel. Önce surelerin tanıtımı, konusu, ardından surelerin Arapçası, Türkçesi, Türkçe anlamı, neler anlattığı, sureleri hayatımızda hangi alanlarda nasıl uygulayacağımızı anlatıyor. Varsa konu ile ilgili hikâyeler de eklenmiş. Kitabın sonunda da anlatılanlara ilgili test ve bulmaca var. Gerçekten mükemmel bir eser. *** Kitabı 2011 yılında almıştım. Üniversitedeki bir hocam da katkı sağlamıştı kitaba, imzalayarak vermişti. Hatırası da olan bir kitap benim için. *** Mutlaka okunmalı...
Kur’an’ı Anlamaya Giriş
Kur’an’ı Anlamaya GirişHaz. Ahmet Çelik · Ekdağ Yayınları · 20082 okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir kitap hiçbir şeyi olmasa bile sadece giriş cümlesi için sevilebilir mi? Ya bitişi de enfes ise? Kitap ne ile başlayıp ne ile bitiyor, önce buna bakalım: "Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. içimdeki sıkıntı eridi." Böyle başlıyor. "Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,6bin okunma
288 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuduğum bazı kitaplarda hayata, gelişmemeye, ülkeye, vatandaşa, sanatsızlığa, eğitime vs. yönelik çokça eleştiri gördüm. Ancak çözüm önerisi yok. Sorunların tespit etmekte üzerimize yok ancak çözüme sıra gelince duruyoruz. Neden? Sorunu görmek zor değildir, ancak çözüm üretmek zordur o yüzden. İlber Ortaylı 'Bir Ömür Nasıl Yaşanır?' kitabında da bu kitabında da hem sorunları tespit ediyor, hem sorunlara yol açan sorunları gözler önüne seriyor hem de çözümler ortaya koyuyor, çözüm yolları öğretiyor. Onu farklı kılan da bu. Tecrübesini faydalı bir şekilde aktarıyor. *** İlber Ortaylı gezgin, okur, akademisyen, araştırmacı artık adına ne derseniz. Ve bu konulardaki ciddiyeti onu farklı kılıyor. Geziyor görüyor, anlatıyor. Okuyor, yazıyor, anlatıyor. Başka bir seviye.
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 20225,5bin okunma
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İslam Tarihi konusunda adı gibi bir giriş kitabı. Öncelikle İslam'ı Hz. Muhammed'e (sav) gönderilen bir din olarak kabul etmemek gerekir. Zira Hz. Ademle beraber gelen tüm ilahi öğretiler aslında din olarak İslam'dır. Kitap da bu düşünceyle başlıyor anlatmaya... *** İslam Tarihi adı verilen kavramdan başlayıp, takvimden, Arap Yarımadası'na gönderilen peygamberlere ve peygamberimiz gönderilmeden önceki Mekke'nin durumuna, Peygamberimizin doğumunu ve o dönem Mekke'deki siyasi durumundan Medine'ye hicrete, Medine halkıyla ilişkilere, Peygamberimizin vefatına ve hilafet meselesi ve ilk halifeye ve uygulamalarına kadar konu başlıklarını yüzeysel olarak anlatmış. Çok kolay okunabilir tarzda ve çok faydalı bilgiler içeren bir eser. Önsözde anlatıldığına göre bu eser, Muhammed Hamidullah'ın Erzurum İslami İlimler Fakültesi'nde girdiği İslam Tarihi dersinin notlarıdır.
İslam Tarihine Giriş
İslam Tarihine GirişMuhammed Hamidullah · Beyan Yayınları · 200795 okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler içerir! Orhan Kemal'in 'Suçlu' adlı serisini oluşturan Suçlu ve Sokakların Çocuğu romanları kimsesiz bir çocuğun hikâyesidir. *** Bu iki romanda annesi, babasının şiddeti yüzünden vefat eden Cevdet'in, babası, üvey annesi, mahalledeki arkadaşları, hapishanede tanıştığı arkadaşları, hayalleri anlatılıyor. Kovboy olma hayaliyle yanıp tutuşuyor Cevdet. Kardeşi gibi sevdiği, sadece kendisini onun anladığını düşündüğü Cevriye'si ile birlikte Amerika'ya gidip orada kovboy olma hayaliyle yanıp tutuşuyor Cevdet. Hayallerine karşı çıkan, alaya alan herkesle köprüleri atıyor. Yazar dönemin kovboy kitaplarından, filmlerinden örnekler ve içeriklerle hayallerini daha da harlamış Cevdet'in. Cevdet aldığı bu örneklerle Sokakların Çocuğu kitabında hapse düşüyor. Suçlu'da da hapse düşmüştü. Ama babasını kurtarmak için. Herkes nankör ve işe yaramaz olarak görüyor Cevdet'i. O, insanlara göre iyiliklerin kıymetini bilmeyen, işe yaramaz, haylazın biridir. *** Kitapta kullanılan sokak jargonu Orhan Kemal'in en iyi yaptığı iş. Sanırım bu konuda ondan iyisi yok. Dil samimi... *** Kitapların bazı bölümde inanılmaz derecede Amerika övgüsü var ki bunun da dönemin Amerika düşüncesine yönelik bir iğneleme olabileceğini düşünüyorum. *** Çok da anlamamakla beraber sanırım kitapların büyük bir kısmında bilinç akışı tekniği var, diye düşünüyorum. Kitabın sonu daha farklı bitebilirdi. İki farklı son var ancak ikisi de kitabın gittiği yolu sona erdirmeyip farklı yola girmiş hissi verdi bana.
Sokakların Çocuğu
Sokakların ÇocuğuOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2020212 okunma
454 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler içerir! Enteresan, garip, değişik bir kitap. *** Kitabı anlamaya başladığım ilk kısımlardan, son cümleyi bitirdiğim âna dek hep aynı soruları sordum kendi kendime. Bu soruları en sonda yazacağım. Kitabı yazarken, yazdıktan sonra yazarın da kitabında başına gelmedik kalmamış. Bunca ağır konuları böyle dile getirmek cesaret isterdi. Cesaret
Cebelavi Sokağı'nın Çocukları
Cebelavi Sokağı'nın ÇocuklarıNecib Mahfuz · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20201,668 okunma
416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Dinler Tarihi konusunda yüzeysel ancak doyurucu ve standart bir okurun ihtiyacını ya da merakını giderecek şekilde bilgilerle hazırlanmış bir kitap. Sayfaların bir tarafında bilgiler bir tarafında da bilgilere ışık tutan fotoğraflar, grafikler, semboller vs. var. Kitabın en güzel yanı tarafsız ve yorumsuz olması. Kitap sadece bilgi veriyor, yönlendirmiyor. Dinlerin kökenini, ortaya çıkış tarihlerini, kurucularını, ritüellerini, önemli gün, gece, sembol ve şahıslarını, yeni dini hareketleri, dine yönelik sınavları en kısa ve öz şekilde anlatıyor. *** En çok hoşuma giden, İslam'ın kadına bakışı, cihat gibi konuları çok güzel anlatması oldu. Bu kitap okunmalı.
Dakikalar İçinde Din
Dakikalar İçinde DinMarcus Weeks · Kronik Kitap · 2022310 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Spoiler içerir! Bana göre bir eseri değerli kılan en önemli etmen eserin varlığının hayatın içinden vücuda gelmesidir. *** Gerçekliğin gölgesinde okunan kitabın lezzeti gerçekten mutluluk veriyor. *** Rusya'nın Orta Asya Türk coğrafyasını işgali, istilası orada yaşayan Kazakları çok rahatsız ediyor ve dönem dönem ayaklanmalara yol
Yüzbaşının Kızı
Yüzbaşının KızıAleksandr Puşkin · Yapı Kredi Yayınları · 202029,1bin okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok etkileyici bir kitap. Okurken gerginlikten başım ağrıdı. Bu kitabı okumadan önce ya da okuduktan sonra mutlaka Erich Maria Remarque'nin Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok kitabını okumak gerek. Birbirini tamamlayıp daha sarsıcı hale getirecektir konuyu. *** Wolfgang Borchert bu kitabı bir haftada yazmış. Bir haftada içini kıyım kıyım dökmüş sayfalara... *** İkinci Dünya Savaşı sonrası yıkık dökük kalan ülkelerin, şehirlerin, sokakların, hayatların sadece bir örneğini anlatıyor Kapıların Dışında. Kapılar var ama kapalı. Sokak kapalı, aile kapalı, iş kapalı, eş dost kapalı, ölüm bile... Hangi kapıya gitse Beckmann kapalı bir kapı. Kapının ardında insanlar var, yok değil ancak kapılar kapalı. Bir Öteki var oyunda. Olumsuza giden Beckmann'i sürekli durduruyor. Ölüm, diyor Beckmann, yaşamak diyor, Öteki. Elinden tutmaya çalışıyor. Düşünsenize ölüm bile kapatmış kapısını ve birisi size umut vermeye kalkıyor. Hem de hiçliğin, kimsesizliğin, tahribatın en derininde, en içindeyken... *** Beckmann savaştan geliyor, Sibirya'dan, kimsenin umrunda olmuyor. Beckmann'ın gözlerinde gaz maskesi gözlüğü (göremiyor çünkü), üzerinde doğru düzgün kıyafet yok, aç ve uykusuz... Ve yalnız, kimsesiz... İnsanların en çok dikkatini ne çekiyor biliyor musunuz? 'Gözlerindeki gaz maskesi gözlüğü...' Çektiği dertler, gözünden düşen ölümler... Onlar umrunda değil kimsenin. Varsa yoksa gözlük! Neden bedeni aşıp insanın içini öğrenmeye, tanımaya, anlamaya çalışmıyoruz? Bizi biz yapan dışımız mı, yaşadıklarımız mı?
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Agatha Christie kitaplarını zihnen kendimi güç durumda hissettiğimde okumayı seviyorum. Hercule Poirot'a dedirttiği gibi 'Bazen beyindeki gri hücreleri çalıştırmak gerekiyor.' Agatha Christie bana girift, çok yönlü ve farklı pencerelerden bakma gücü kazandırıyor. Okuduğum 37. kitabı. Bu öğrenimleri en çok Hercule Poirot'nun sahnede olduğu kitaplarda yaşıyorum. İlk okuduğum On Küçük Zenci kitabıyla bu kitap arasındaki kitaplardan devasa lezzet almamıştım. Zira okuduklarım arasında en iyisi On Küçük Zenci idi. Artık mutluyum, çünkü bu kitap da enfesti. Genelde katili tahmin ederdim ancak bu kitapta inanılmaz ters köşe oldum. Hercule Poirot (Agatha Christie) zekâsına hayranım. *** Kitap sindire sindire okunmalı. Bir romandan daha fazlası. Ders veriyor resmen. Anlatıyor, tüm ihtimalleri gözönünde bulundurmak gerektiğini ifade ediyor. Kötülüğün boyutlarını bile anlatıyor. İnsan ne kadar kötü olabilir? İnsan ne kadar plan yapabilir? Ne kadar detaylı düşünebilir? *** Okunmalı...
Noel'de Cinayet
Noel'de CinayetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20183,999 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Özgürlüğe giden tutsaklar gibi Siyah gözlerine beni de götür" *** Ezberlediğim ilk şiirlerden biridir 'Siyah Gözlerine Beni de Götür'. Liseli yıllarımın şiir furyasından bana kalan en nadide, dilime pelesenk olmuş en hatıralı şiiri. Erzurum'da hastane maceralarıyla uğraşırken sık sık hastaneden çıkar, Erzurum Otogarı'na, Erzurum Tren Garı'na ve Havuzbaşı'na giderdim. Gara gidince hep bu şiiri okurdum kendi kendime. Neden, bilmiyorum. Bu hatıramı bir kitap fuarında Nurullah Genç'e de anlattım. Kırmadı, bir bölüm okudu. Erzurum'a gelirsen birlikte gider okuruz garda dedi. İnşaallah okuyacağız birlikte. :) *** Kitapta enfes şiirler var. Rüveyda var mesela. Rüveyda isimli bir kitabı da var şairin. Rüveyda ve Rüveyda'ya Ağıt şiirleri hem o kitapta hem bu kitapta var. Bazı şiirleri de daha önce okumuş gibiyim, çağrışım var. Ancak sadece Siyah Gözlerine Beni de Götür şiiri için bile okunur bu kitap.
Siyah Gözlerine Beni de Götür
Siyah Gözlerine Beni de GötürNurullah Genç · Timaş Yayınları · 20221,438 okunma
70 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Korku, aşk kadar yüce bir duygu. İnsanı diri tutan ya da çöküşüne neden olan iki duygu! Aşk ve korku. Kimi zaman birbirine bağımlı kimi zaman bağımsız birbirinden. Stefan Zweig, duyguları harika aksettiriyor, diğer kitaplarında da bu durum gözler önünde. Korku duygusu benim içimde çokça var olan bir duygu olduğu için, okurken anlatılan korkuyu, hiçbir suçum olmamasına rağmen ben de iliklerime kadar hissettim. :) Bir kafede ya da restoranda kesinlikle sırtımı duvara veririm, asla bilinmeyene karşı dönmem sırtımı. Bende böyle bir korku var. Asansör, sessizlik, zifiri karanlık ya da kaybetme korkusu... Ama bu kitap benim korkularımı anlatmıyor, Bayan İrene'nin korkusunu anlatıyor. Enfes bir tat bırakıyor kitap. Korku hissini yaşatmak amacına başarıyla ulaşmış. Korku kitapta vücut bulmuş. Korku daha güzel nasıl anlatılabilirdi ki?
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022102,5bin okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İlber Ortaylı, tarih konusunda ülkemizdeki ender membalardan biridir. Bu kitabında ülkemizin tarihini anlatıyor. Yakın tarihimiz kısa bir süreden ibaret olmasına rağmen coğrafyamızda yaşananlar belki de başka coğrafyada yüzyıllar boyunca yaşanacak olaylar cinsinden. Sürekli olay sürekli gündem. Durup dinlenmek yok. İlber Ortaylı bu eserinde sürekli var olan hareket halini anlatmış. Fikirleri çok kıymetli, verdiği bilgiler önemli. Ülkemizdeki her vatandaşın mutlak surette bilmesi gereken bilgiler. Çünkü ülkemizi geleceğe taşımamız için ülkemizin geçtiği yolları bilmemiz gerekmekte. Gelecek geçmişin çocuğudur çünkü.
Türkiye'nin Yakın Tarihi
Türkiye'nin Yakın Tarihiİlber Ortaylı · Kronik Yayınları · 20184,247 okunma
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Lütfen okuyunuz! Biraz uzun ama değer diye düşünüyorum.
"Mustafa"yı, "Kemal"i, "Gazi"yı ve "Atatürk"ü tafsilatıyla inci gibi işlemiş, İlber Ortaylı. Tam bir entelektüel kitabı. Gereksiz ya da ihtilafa düşürecek sözler yok kitapta. İlber Ortaylı kitapta dört kişiyi anlatmış sanki. O dört kişi kurucu bir lider olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Gazi Mustafa Kemal Atatürkİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 201811,3bin okunma