Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nikah bağı olmadan flört etmek karşı tarafın mahremine ve kendi mahreminin kapılarını da karşıya açmak demektir. Yani sadece yatak odası olmamış ama geriye kalan tüm muhabbetler yapılmış. El ele gezilmiş, şakalar yapılıp muhabbetler edilmiş, yani dışarıdan bakan sanki evliymiş gibi görecek kadar ileri derece de yakınlaşmalar olmuş. Peki bunun sonu düğün ile bitmez de ayrılık gerçekleşirse bunun bir vebali olmaz mı? Gülmesine, ağlamasına, kızmasına, öfkelenmesine, özel hallerine ve sırlarına kadar şahitlik yaptığın kimse başkasıyla evlenecek. Hem kendinin evleneceği kişiye hem de karşı tarafın evleneceği kişiye karşı bir vefasızlık yapılmış olmaz mı? Bu kadar sınırların zorlanması kişideki haya duygularının kaybolmasına vesile olmaz mı? Müslüman genç tüm bunları düşünmeli tefekkür etmeli.
Sayfa 26
Bir Adam ve Kırlangıcın hikayesi
Günlerden bir gün kırlangıcın biri bir adama aşık olmuş ve adamın penceresinin önüne konup adama şöyle demiş : “Ben seni çok seviyorum, lütfen pencereyi açıp beni içeri al da birlikte yaşayalım.” Adam : “Olmaz alamam… Sen bir kuşsun. Hiç, bir kuş adama aşık olur mu ?…” demiş. Kırlangıç tekrar : “Lütfen pencereyi açıp beni içeri al, birlikte
Reklam
408 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Heathcliff Belası
Emily Brontë
Emily Brontë
sadece 30 senecik yaşamış İngiliz bir yazardır. Öncelikle kardeşi
Charlotte Brontë
Charlotte Brontë
ile kıyasladığımızda ben net bir şekilde
Charlotte Brontë
Charlotte Brontë
ciyim ve yine aynı şekilde
Uğultulu Tepeler
Uğultulu Tepeler
ile kıyasla
Jane Eyre
Jane Eyre
ciyim.
Anne Brontë
Anne Brontë
ile birlikte 3 kız kardeş İngiliz edebiyatı için gerçekten önemli bir yerdedirler. Kitap basma dönemleri bu kardeşlerin çok sancılı olmuştur.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,1bin okunma
Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafları bize ne söyler?
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk
Fotoğraflarla Atatürk
kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi. ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Hz. Peygamber devri. Ebû Talha henüz Müslüman olmamış idi. Ümmü Süleym(Rumeysa)'e evlenme teklifinde bulundu. Ümmü Süleym ona şu cevabı verdi: Doğrusu ben de sana hevesliyim. Senin gibisi kaçırılmaz. Lakin sen kâfir bir adamsın, bense Müslüman bir kadınım, seninle evlenmem doğru olmaz. Bunun üzerine aralarında şöyle bir konuşma cereyan etti. Ebu Talha: Sana ne oldu? Rumeysa: Ne olmuş bana? Ebu Talha: Sarı ve kırmızıdan ne haber? Rumeysa: Ben altın ve gümüş aramıyorum. Sen bir adamsın ki işitmeyen, görmeyen, sana hiç faydası dokunmayan şeylere tapıyorsun. Falanların siyah kölesinin dağdan sürükleyip getirdiği yerden biten bir odun parçasına tapmaktan hiç sıkılmıyor musun? Eğer sen Müslüman olursan, işte o benim mehrim olsun, evlenelim, başka bir şey talep etmeyeceğim! Ebu Talha: Bana Müslümanlığı kim telkin eder Rumeysa? Rumeysa: Resûlullah (s.a.) telkin eder, ona git. Ebû Talha Hz. Peygamber'in bulunduğu yere doğru ilerlemeye başladı. Resûlullah, ashabı ile oturuyorken; "Ebu Talha, İslam'ın aydınlığı iki gözü arasında parlayarak geliyor" buyurdu. Ebû Talha Hz. Peygamber'in huzurunda iman etti ve Rumeysa'nın söylediklerini haber verdi. Hz. Peygamber Rumeysa'nın şartı üzerine nikâhlarını kıydı. Resûlullah, Rumeysa için şöyle buyurmuştur: Gördüm ki cennete girmişim, önümde bir ayak sesi. Bir de baktım ki Rumeysa. • Ebu Nuaym, Hilye, c. IV •
Sayfa 103 - dergâh yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hz. Peygamber devri. Ebû Talha henüz Müslüman olmamış idi. Ümmü Süleym (Rumeysa)’e evlenme teklifinde bulundu. Ümmü Süleym ona şu cevabı verdi: - Doğrusu ben de sana hevesliyim. Senin gibisi kaçırılmaz. Lâkin sen kâfir bir adamsın, bense Müslüman bir kadınım, seninle evlenmem doğru olmaz. Bunun üzerine aralarında şöyle bir konuşma cereyan etti. Ebu Talha: - Sana ne oldu: Rumeysa? - Ne olmuş bana? - Sarı ve kırmızıdan ne haber? -Ben altın ve gümüş aramıyorum. Sen bir adamsın ki işitmeyen, görmeyen, sana hiç faydası dokunmayan şeylere tapıyorsun. Falanların siyah kölesinin dağdan sürükleyip getirdiği yerden biten bir odun parçasına tapmaktan hiç sıkılmıyor musun? Eğer sen Müslüman olursan, işte o benim mehrim olsun, evlenelim, başka bir şey talep etmeyeceğim! - Bana Müslümanlığı kim telkin eder Rumeysa? - Resûlullah (s.a.) telkin eder, ona git. Ebû Talha Hz. Peygamber’in bulunduğu yere doğru ilerlemeye başladı. Resûlullah, ashabı ile oturuyorken; “ Ebû Talha İslam’ın aydınlığı iki gözü arasında parlayarak geliyor ” buyurdu. Ebû Talha Hz. Peygamber’in huzurunda iman etti ve Rumeysa’nın söylediklerini haber verdi. Hz. Peygamber Rumeysa’nın şartı üzerine nikâhlarını kıydı. Resûlullah Rumeysa için şöyle buyurmuştur: “Gördüm ki cennete girmişim, önümde bir ayak sesi. Bir de baktım ki Rumeysa.” ( Ebû Nuaym, Hilye, c. IV)
Sayfa 103Kitabı okudu
208 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Hem tarihsel hem güncel...
Kitabın içeriği tarihsel olsa da konusu hala çok güncel. Geçmişten bu günlere kadar gelen hayvan katliamları ve bu durum için oluşturulan nedenler aralıksız sürüp gidiyor. Osmanlı'nın son yüzyılından cumhuriyet döneminin ilk on yıllarına kadar süren zaman aralığında modernleşme daha doğrusu Avrupalılaşma hareketleri baskındır. Avrupa'da
Hayvan Katliamları ve Himaye
Hayvan Katliamları ve HimayeÖmer Obuz · İletişim Yayıncılık · 202113 okunma
464 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 günde okudu
En iyi kitap o mu bilmiyorum ama çok iyi kitap!
İki Şehrin Hikayesi Sadece iki şehrin hikayesi mi diye düşündüm durdum bitince. Aslında değil... Geçmişten günümüze birçok toplumun bazı yönlerden yozlaşması sonucu ortaya çıkan dengesizliklerin getirdiği sonuçlar bakımından eşitsizliklerin oluşması gibi. Tam da öyle işte bolluk ve yoksulluk gibi. Tıpkı kitabın girişinde dediği gibi “hem
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,6bin okunma
Kuzey Kafkasya Birliği
Çeçen İsyanları tüm çabalara rağmen istenen başarıya ulaşamayınca Kafkasya'da Rus egemenliği uzun süre devam eder. Yıllar sonra Kuzey Kafkas Birlik İcra Komitesi de kendine verilen yetkiye dayanarak 11 Mayıs 1918'de Kuzey Kafkasya'nın bağımsızlığını ilan eder. Bu tarihi belgede şöyle deniliyor: 1- Kafkas Dağlılar Birliği,
Reklam
Fakat dün akşam, babamın söylediği şey içimdeki bütün boşlukları doldurdu sanki. Hiçbir şeyi düzeltmedi ama boşlukları doldurdu. Olmayan, olamayan, yarım olan her şeyin anlamsızlığı anlamlı hale geldi. E olmaz tabii, annen yokmuş senin, Olmamış tabii öksüzmüşsün sen. O kadar olmuş Ethem, üveymişsin sen. Böyle böyle, içimde yarım kalmış bütün konuşmaları tamamladım. Nasıl anlatsam, havada gibiydim hep. Bastığım bir toprak, tutunduğum bir dal, yaslandığım bir duvar yoktu. Anneme yaslanmaya çalışıyordum, babama değil, inadına anneme yaslanmaya çalışıyordum. Ona tutunamayınca hiçbir yere sığamıyordum. Yersiz yurtsuz yaşadım ömrüm boyunca. Kendim tutunamayınca kimsenin bana tutunmasına da izin veremedim. Olmadı. Ben de, Nurten de, çocuklarım da savrulduk aynı evin içinde. Birbirimize tutunamadık, çarpıştık sadece, değdik ve uzaklaştık. Öksüzlüğümü öğrenince ayaklarım yere bastı. Tam tersi olması beklenir belki; ama öyle olmadı. Her şey yerli yerine oturdu. Bir anda kendi evime, kendi hayatıma kök saldım sanki. Hiçbir şey için geç değil, ne kocalığım için ne babalığım için ne de kendi hayatım için. Selami'den biliyorum.
Sayfa 199Kitabı okudu
Bak ben de hamur yoğururken onu düşünüyordum. Rıfat Amcam bize masal gibi bir şey anlatırdı. Bir kadın varmış, bebeği olmamış da ekmek hamuru yoğururken Yaradan'dan çocuk dilemiş. Kurban olduğum Allah'ımın hikmetinden sual olunur mu? Kadın hamurdan bir bebek yapıp dururmuş, duası kabul olmuş da hamurdan bebek canlanıvermiş. Duayı öyle yürekten edeceksin işte. Düşünüyorum, bu kadar duama şimdiye kadar Sevgi'nin on kere anne olması gerekirdi ama olmadı. Olmuyorsa vardır yüce Rabbimin bir bildiği. Ama yine de öyle Allah versin, vermiyorsa kendi bilir deyip kenara çekilmek olmaz. İstemeye, dilemeye devam edeceksin. İnsan niye var? Yaradan'a kulluk etsin, dua etsin diye.
ÇADOR / Murathan MUNGAN
❗️Anısı kendinden uzaklaşmış kuytu derinlikler.. ❗️Yalan herkesin gerçeğe bir şey eklemesiyle ortaya çıkar. ❗️Evli çiftler, dünyanın neresinde olursa olsun, hep yavaş adımlar ve düşmüş omuzlarla ağırdan alarak dönerler evlerine. Çünkü, onları neyin beklediğini bilirler. ❗️En sağlam sınırlar ölülerle yapılandır. ❗️En kötü yabancı çeşidi, bir
485 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.