Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Aaa...Grim :(
"Dinle. Daha önce buraya gelmek istememiştim, bir hataydı. Seni bıçaklamayı da planlamamıştım. Sadece bir içgüdüydü." Kelimeleri bulmaya çalışırken hızlı hızlı konuşuyordu. "Barış teklif etmeye geldim. Düşman olmamıza gerek yok. Aslında söylemediği şey: Senin düşmanım olmanı istemiyorum. Centennial benim için zaten yeterince zor olacak. Nightshade şişeyi küvete bırakırken tek kelime etmedi. Şişe paramparça olunca Isla korkuyla irkildi. "Defol!" dedi hükümdar. Sesi zehirliydi... Ondan tiksiniyordu. Öyle tiksiniyordu ki hediyesini kabul etmemişti. Yo, onu paramparça etmişti.
Sayfa 137 - ParolaKitabı okuyor
Peki, kendini fark etmek için ne lazım?
Başta da değindiğimiz gibi, iç dünyamıza dönebilmeye, kendimizle sohbet edebilmeye, neler olduğuna dair meraklı bir zihinle kendimizi iz­ leyebilmeye, aynı zamanda koşulsuz sevebilmeye, yargısız dinle- yebilmeye, dingin bir hale ulaşmaya ihtiyacımız var, şu nihayetsiz kendimizi bilme yolculuğumuzda.
Reklam
Dinle genç kız, senle tanışmadan önce mutluydum. …Evet, mutluydum, en azından öyle sanıyordum. Temiz bir insandım, ruhum berrak bir aydınlıkla doluydu. Hiç kimse başını benim kadar gururla ve ışıklar saçarak kaldıramazdı. Papazlar iffetlilik, bilginler bilim konusunda bana danışırlardı. Evet, bilim benim herşeyimdi, o kız kardeşimdi ve bir kız kardeş bana yetiyordu. Yaşım ilerledikçe aklıma başka düşünceler gelmeye başladı. Bir kadın yanımdan geçtiğinde birçok kez tüm bedenim sarsıldı. Delişmen bir yeniyetme olarak hayatım boyunca üstesinden geleceğimi sandığım erkek cinselliğinin ve kanının gücü, benim gibi bir sefili mihrabın soğuk taşlarına bağlayan o demirden iman zincirini şiddetle koparmaya çalışmıştı. Ama oruçlar, dualar, bilimsel çalışmalar, manastırın çileleri ruhumun bedenime yeniden hakim olmasını sağladı. Zaten zihnimdeki manevi bulutların bilimin heybeti karşısında dağılıp gitmesi için bir kitabın sayfalarını açmam yeterliydi.
Köy Enstitüleri
Yurdumuzda aydınlığa karşı güçlü bir direnme vardır. Bunlar, ortaya Atatürk gibi güçlü adamlar çıkınca sinsi sinsi yatıp uyur görünse de, buldukları ilk fırsatta başlarını deliklerinden çıkarırlar. Anlattım: Halkevleri'ni, Halkodaları’nı öyle kolayca kapatıverdiler! Hele Köy Enstitüleri'ni... Rahmetli İsmail Hakkı Tonguç'u düşünüyorum. O büyük adama kan kusturdular. Sana köyler için öğretmen yetiştiren Köy Enstitüleri'nin nasıl kapatıldığını anlatayım, dinle bak! Doğuda, Van ilinde, köyler sahibi Kinyas Kartal Ağa ile batıda, Aydın ilinde, çiftlikler sahibi Adnan Menderes Ağa vardı. Bunlar seçimlerden önce gizlice anlaşıp birbirine söz verdi. Ağalar oyları Menderes'e küreyecek, Menderes bu yoldan iktidara gelecek. Başbakanlık koltuğuna oturur oturmaz Köy Enstitüleri'nin kapısına kara kilit asacak. Politikanin gücünü anlamak kimi zaman zordur. Türkiye geniş. Düşün, sizin Yunanistan’ın kaç katı? Ama en doğudaki ile en batıdaki il birleşiyor bak. Arada kaç il, kaç ağa var; listesini yapsan, aklın şaşar. Hepsi el ele verdi; temsilcilerini Büyük Millet Meclisi'ne oturttular. Adnan Menderes Ağa, Kinyas Kartal Ağa’nın dediğini yaptı. Kaldırın kolları; kaldırdılar. İndirin kolları; indirdiler. Tamam, kapattılar enstitüleri.
Sayfa 92 - Literatür
Emir Sultan Herkes Cennete Gitti Yıldırım Bayezid, Niğbolu zaferinde kazanılan ganimetlerle muhteşem bir mescit yaptırmak ister. Mimarlar, bugün Ulu Camii’nin bulunduğu mevkide karar kılarlar. Söz konusu arsa üzerinde evi, bahçesi olanlara, başka yerden muadil yer verilir. Hatta ceplerine birkaç kese altın sıkıştırılır, gönülleri hoş edilir. Ancak
Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu: "Bir sürü faydasız sözle meşgul olunan bir mecliste oturmuş hiç kimse yoktur ki o meclisten kalkmadan önce şöyle desin ve Allah onun o mecliste yapmış olduğu hataları bağışlamasın: 'Sübhânekellâhümme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbü ileyke.' (Allahım! Seni her türlü noksan sifatlardan tenzih ve ham-dinle tesbih ederim. Senden başka bir ilâh olmadığına şahadet ederim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tövbe ederim.)" Tirmizî
Reklam
Maniheizm
Maniheizm, Sasani İmparatorluğu'nda İranlı vaiz I. Mani (216-274) tarafından kuruldu. Doğu'da Çin'e ve Batı'da Roma İmparatorluğu'na kadar yayıldı ve dünyanın en yaygın dinlerinden biri ve Hristiyanlığın en büyük rakibi hâline geldi. Part mirasından Mani Güney Babil'de doğdu ve yirmi dört yaşında, iki vahiyden ikincisini aldıktan sonra vaaz vermeye başladı. Kendisine Buda, Zerdüşt ve Hz. İsa da dâhil önceki peygamberlerin öğretilerini bütün halklar için evrensel bir dinle tamamlayan bir Işık Havarisi olarak gördü. Maniheizm, ruh ya da ışığın iyiliğinin kötü madde ve karanlığa karşı olduğunu öğreten düalist bir dindi. İnsan ruhları maddeye karışmıştı: Çileci bir hayat süren insanlar ışığa ve cennete geri döneceklerdi ancak bedensel şeyleri kucaklayanlar maddi dünyada yeniden doğacaktı. Aziz Augutine 387'de Hıristiyan olmadan önce Maniheistti. Maniheizm, on dördüncü yüzyıla kadar Çin'de varlığını sürdürdü ve on ikinci yüzyıl Fransa'sındaki sapkın bir Hristiyan mezhebi olan Katharları etkiledi.
Sayfa 322 - Kronik KitapKitabı okudu
İMTİHANIN ZOR SANMA (İLAHİ)
Yerim dar diyorsun da Yusuf'un kuyusu mu? Çıkış yok sanıyorsun, Yunus'un kapısı mı? Lût gibi bir çileye düştün mü hiç ömründe? Yandım diyorsan Nûh'un yanan kalbini dinle! Mûsa'nın asasının kahrını bilir misin? Putperest bir halk ile baş edebilir misin? Eyyüb'un beklediği kadar şifa bekleyen, İdris gibi dürüstlük ahdini
Sayfa 118 - Mihenk kitapKitabı okuyor
128 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İNSANLIĞA SESLENİŞ
Ulusa sesleniş insancıl bir belge olarak kaleme alınmış.Güzel tespitler mevcut bazı yerleri sıkıcı olsa dahi farkındalıklar için okunabilir Dinle küçük adam. Kendine bakmaya cesaret göster. Bedeli ne olursa olsun doğruyu söyle. Yalnız sen kendini kurtarabilirsin. Kendinden kaçma, kendin ol ! Hayatta mutluluk dileniyorsun, ama güvence senin
Dinle, Küçük Adam
Dinle, Küçük AdamWilhelm Reich · Cem Yayınevi · 202113bin okunma
Pierre, biliyorum, uzun zaman önce öldün. Ama beni duyuyorsan iyi dinle! Ansiklopedilerin yalanlarla dolu. On yıllık acıları, uykusuzlukları, yetmiş yıllık dehaları iki satırda anlatman, bütün bunları yok etmenle eş değer. Öldüğümde karşıma çıkma!..
Reklam
Yaşamın ve çocuklarımızın korunması için savaşım verenler, kızıl ve kara faşizmin yaptığı gibi, yalnızca öldürücü bir ideoloji değil, ayrıca ya­ şam dolu ve sağlıklı çocukları da sakat bırakıyor, robotlaştırıyor, kafalarını çarpıtıyor, çünkü ona gö­re devlet haktan, yalan gerçekten, savaş yaşamdan önce gelir, oysa yeni doğan varlığın korunması, bi­zim tek umudumuzdur
Sana güvenmeden ön­ce, senin yaşam felsefeni öğrenmek isterim
Koşullar hepimiz için aynı. Arızalı bir uçağa binmişiz gibi. Şansı yaver gidenler olduğu gibi şanssız olanlar da vardır. Güçlü kişiler olduğu gibi zayıf olanlar da vardır, nasıl ki zenginler olduğu gibi fakirler de varsa. Fakat, sıra dışı bir güce sahip olan kimse yoktur. Herkes aynıdır. Bir şeylere sahip olanlar sahip olduklarını bir gün kaybetmekten endişe eder, hiçbir şeye sahip olmayanlar da ömür boyu asla bir şeye sahip olamayacak mıyım acaba diye düşünürler. Herkes aynıdır. Bu yüzden, bunu fark eden kişi bir an önce daha güçlü olmak için çaba göstermelidir. Güçlüymüş gibi yapsa da olur. Sence de öyle değil mi? Gerçekten güçlü olan kimse yoktur. Güçlüymüş gibi yapanlar vardır yalnızca.
Sayfa 118 - Doğan
Kendini asmadan önce saçlarının buklelerini kör makasla, burayı iyi dinle, dedi, bir adam teker teker kesmiş, dedi. Ondan önce de bir aşk varmış, öyle söyledi. Karşımda falcı, elinde ayna, aynada ben, bende annem. Aşk için bu gece rüyaya yat, dedi falcı. O gece hiç uyumadım.
Sayfa 13 - Kitabın "Annemin O Harikulade Saçları" öyküsündenKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.