Her ne kadar mümkün varlıktan hareketle Varlık kanıtlanıyor gibi gözükse de, İbn Sînâ. Varlık ya da 'ilk neden' fikrinden hareket etmektedir. Çünkü yokluğu bile Varlık olmaksızın düşünemeyeceğimize göre, âlemdeki her şeyi 'ilk neden'den hareketle izah edebiliriz. Tanrı'nın varlığını kanıtlama ile nefsin varlığını ispatlama çabasının kesiş- tiğine tanık oluruz. Zira İbn Sînâ, nefsin varlığını izah ederken de. onun etkilerinden ve sonuçlarından hareket etmez. Bizzat ispatlanacak olanı merkeze alır. İbn Sînâ, tam da bu bağlamda, Kur'an'da geçen dış dünyadaki ayetlerin. Allah'ın varlığından ziyade, Allah'ın onlarınvarlığına şahit olduğunu söyler: "İnsanlara, dış dünyada ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz ki, onun gerçek olduğu, onlara iyice belli olsun. Rabb'inin her şeye şahit olması yetmez mi?" (41/53) İbn Sînâ, burada kozmolojik kanıtın esasında ontolojik kanıta döndüğünü söylemek istemektedir. Başka türlü söylersek o, son kertede ontolojik kanıta dayanmaktadır. Çünkü âlemi Tanrı'nın varlığına delil olarak göstermekle birlikte, hareket noktası, 'ilk neden' fikridir.